2019 biterken temenniler neredeyse geçen yılınkilerle tıpatıp aynıydı. Sağlık mutluluk, başarı, aşk vs... Elimizde ne vardı, ne kaldı, ne gitti, küçük bir muhasebe yapsak...
Yine kırılan kalpler, tükenen umutlar, yorulan ruh ve bedenler...
Yine hiç ölmeyecekmiş gibi yaşarken, daha çok, daha çok tüketmek için hep çalıştık.
Yine sevgiden tasarruf ederken öfke ve kinde çok cömerttik. Haset ettiklerimize, husumet duyduklarımıza verdik veriştirdik.
Merhametten uzaklaştık, narsizmin kucağında geçirdik vaktimizi. Hep sorduk aynalara "Bizden daha güzeli, daha mühimi, daha asili var mı?" diye...
Mülteci çocukların üremesi canımızı iyiden iyiye sıkarken kedimizi köpeğimizi okşadık çocuk niyetine...
Teknolojimizle övünürken maneviyatımızı şeyhlere, tekkelere, türbelere emanet ettik. Portlere secde eden minikleri izledik.
İlim yuvalarını, üniversiteleri siyasi çekişmelere kurban verdik, dindar nesli gelecek asra tehir ettik...
Kardeşin kardeşi kırmasını seyrettik. Renkler, tercihler, farklılıklar, etnik köken, yeniden ayrışmanın sebebiydiler. Türk'ün Kürt'ten, Arap'tan üstün olduğunu fısıldayıp durdu şeytan yine. Öteki hain oldu hep, beriki kahraman. Hamasetle uyutup büyüttük kutsal benliklerimizi...
Okumak, düşünmek, üretmek, hayal kurmak, şiir yazmaktan uzaklaştık. Hakarete, küfre, lince, iftiraya, haysiyet cellatlığına ve cehalete çok yakındık.
Affetmeyi, hoşgörüyü, özür dilemeyi unuttuk zira hep biz haklıydık. Vefa semt ismiyse artık Nezaket de kız adı oluversindi. Üslup pespaye, edep koşar adım bizden kaçmakta idi.
Kuran ahlakına yabancı Batı'nın vicdansızlığına ve hayasızlığına daha aşinaydık.
Çocuğa, kadına, erkeğe, hayvana, ağaca kıydık, bir türlü insan olmayı beceremedik...
Aile, çocuk, nine, dede, iş ve kariyer arasında kaybolmaya mahkumdu. Dünyevi önceliklerimiz bizi ailemizden, akrabalarımızdan soğuttu...
Oysa dünyayı değiştirmek, güzelleştirmek için çıkmıştık yola.
Dünya bizi oradan oraya savurdu, değiştirdi bir çırpıda. "Bir değirmendir bu dünya. Öğütür durur bizi" dememiş miydi Zarifoğlu. Savaşçı, mücadeleci, özgürlükçü asil bir ruhla çıktığımız yolculukta her nimet, her mevki, her lokma bizi başkalarına biat etmeye, teslim olmaya zorladı...
Öyle çok eğilip büküldük ki doğrultamadık belimizi...
Gücümüz kaldı mı İsrail'e, ABD'ye, Çin'e meydan okumaya? Batı'nın tek dişi kalmış medeniyetine kafa tutmaya. Uyuşturucuya, alkolizme, LGBT'ye "dur" diyebildik mi? Cesaretimiz var mı putları reddetmeye, "Allah' tan başkasına eğilmem" demeye?..
"Yalnız sana ibadet eder ve yalnız senden yardım dilerim" sözüne...
Kölelik zincirlerimizden kurtulabilecek miyiz bu yıl? Tek yaratanın kulu olmanın diğer tüm esaretlerden uzak kıldığını anlayabilecek miyiz? Boyun eğdiğimiz tüm izmleri, ideolojileri, prangaları kırabilecek miyiz?
Zor şey değil mi mücadele? "Dünya oyun ve oyalanmadan ibaret" değil mi ki zaten. Rabb'ten istemeye yoksa yüzümüz yeni yıldan isteriz biz de. Dürüstlük, adalet, ahlak, merhamet, vicdan olmasa da olur. 2020 sağlık, bolluk, bereket, huzur, para, şöhret, kariyer hepsinden getiriversin bol kepçe. O zaman say gitsin... 5-4-3-2-1 Heyyyy 2020
Yorumlar (1)