Bağımsız Milletvekili Adayı Mustafa Aydemir katıldığı TV Programında önemli açıklamalarda bulundu. Önce kendisini tanıtan Aydemir, uzun yıllar enerji sektöründe çalıştıktan sonra emekli olduğunu ancak daha sonra kendisine ait enerji tesisleri kurduğunu hatırlatan Aydemir, su ürünleri sektörüyle de uğraştığını kendisinin alabalık tesisleri bulunduğu ve aynı zamanda İç Su Yetiştiricileri Birliği Başkanlığı görevini de yürüttüğünü söyledi. Kendisinin sık sık enerji fuarlarına katıldığını belirten Aydemir, şöyle dedi:
“Enerji sektörü büyük bir pasta. Bu pastadan haberi olanlar bundan faydalanıyorlar, biz de bu iş girdik. Bu pastadan halkımızın haberi yok, ben halkta bundan yararlansın diye böyle bir projeye girdik. Geçtiğimiz yıl Mimar Sinan Camiinin bahçesinde tahtada bir hadis yazıyor “İnsanların en hayırlısı, insanlara en çok hayrı dokunandır” yazıyordu bu beni çok etkiledi. Ben de bu hadis üzerine halkımızın yararlanması için çok ortaklı enerji projelerine girme kararı aldım ve buna halkın da ortak olmasına karar verdim. Ben bu konuda hazırladığım projeleri aslında tüm Cumhurbaşkanı adaylarına sunmak istedim ama o sıra ülkemizde deprem felaketi yaşandı, bunun üzerine bunu yapamadık. Bunun üzerine çevremdekiler bana siyasete gir dediler, hatta bağımsız gir dediler bunun üzerine biz de bağımsız aday olarak seçimlere girme kararı aldık.
Biz aday olmakta doğru yapmışız, biz adaylığımızı açıkladıktan sonra telefonlarımız susmak bilmedi. Mesajlar doldu taştı. Yani diğer siyasi partilerde halkın istediği adaylar yok, bu nedenle bizim bağımsızdan aday olmamız çok isabetli oldu. Biz diyoruz ki halkımız bizi seçip Ankara’ya göndersin, siyasi partiler de şapkayı önlerini koyup düşünsünler biz nerde hata yaptık diye. Beni yüzde 50-60’la Milletvekili seçsin, diğer üç vekil de yüzde 40 oyla seçilsin. Ondan sonrasını siyasi partiler düşünsün. Biz kazanan Cumhurbaşkanı ile halk arasında köprü olacağız. Nasıl ki Cumhurbaşkanı zaman zaman STK ve çeşitli meslek kuruluşlarını çağırıyor muhalefeti de çağırsın diyoruz. Arada biz köprü olalım diyoruz. Hepimiz aynı gemideyiz. Biz seçilirsek biz buna Sessiz Gül Devrimi diyoruz. Bunun neticesi olarak da Yeşil Isparta projemizi uygulamak istiyoruz. Biliyorsunuz dünyada en büyük sorun küresel ısınma ve iklim değişikliği. Bunun da en büyük nedeni enerji yakıtları. Dünyamız bir iki derece fazla ısındığında dünyamız alt üst oluyor, seller, felaketler oluyor
Bunun başlıca sebebi endüstri devriminin sanayi devriminden sonra kullanımı aşırı şekilde artan kömür, doğalgaz gibi enerji kaynaklarının yoğun bir şekilde kullanılması sebebiyle atmosferde oluşan sere gazı etkisiyle birkaç derece daha ısınmasıyla birlikte dünyamızın dengesi bozulmuştur. Bir tarafta yangınlar, kuraklıklar, diğer tarafta depremler, seller fırtınalar insanları tehdit etmektedir. Bunun neticesinde Birleşmiş Milletler öncülüğünde bazı kararlar alınarak iklim sözleşmesi tasarısı hazırlanmıştır. Dünya devletleri de bu sözleşmeye uyacaklarını taahhüt etmişlerdir. Ülkemiz de bu sözleşmeyi imzalayarak bu kararlara taraf olmuştur. Buna göre 2053 yılında 0 karbon emisyonuna ulaşmayı taahhüt etmiştir. 2035’li yıllardan sonra ülkemize sıfır benzinli ve dizel araç girişi yasaklanacaktır. Bunu Avrupa yapıyor, hatta yasaklıyor. Bunun yerine elektrikli araçlar olacak, yeşil Isparta dediğimiz yakıtlar kullanılacak.
BU PROJEYE HER HANE ORTAK OLACAK
Yeşil Isparta projemizin önemli bir ayağı da biran evvel halkımızın da ortak olduğu her hanenin de ortak olduğu bir rüzgar ve HES güneş enerjisi santrali projesi yapalım, buna kooperatif bazlı ortaklık modeli getirelim dedik ve buna halkımız ortak olsun dedik. Onlarda elini taşın altına koyup bir hak sahibi olsunlar, bunun neticesinde evsel elektrik ve ısınma için gerekli olan enerjiyi ortak kullanımla karşılasınlar enerji bedeli olmasın ısınma bedeli olmasın. Bu nasıl olacak? Biz Isparta’nın 12 ilçesi ve 204 köyü ve merkezin tamamında projelendirdik. Isparta, yenilenebilir enerji kaynakları bakımından şanslı illerin başında geliyor. Biz Isparta’nın tamamını rüzgar potansiyeli olarak taradık. Güneşde zaten Isparta, Konya, Burdur kuşağı olarak Türkiye’nin önde gelen illeri arasında geliyor. Rüzgarda zaten Isparta’mızın dört tarafı dağlarla çevrili olduğu için o konuda da şanslı. Muazzam rüzgar alan bölgelerimiz var. Buralara rüzgar tüpleri koyacağız. Yani yapımı kolay, avantajlı bir uygulama bu. Biz bunu yakın bir gelecekte yapmazsak üç yada beş yıl sonra buralara bunlar yapılacak, biz bunları yapmazsak yabancı ortaklı şirketler yapacak, holdingler yapacak. Biz bu yaptıklarımızı evimizden veya Kaymakkapı meydanından kafamızı kaldırdığımızda görme şansımız olacak, bunu bir yabancı holding yapmış demek var bir de bunu biz bunu yaparsak bunu biz başarırsak evimizin ısınmasını biz yaptık, biz başardık diyeceğiz. Doğalgazı bitireceğiz, evsel enerji ile ısınacağız. Halkın ortaklığı ile bu proje olacak. Cerab-ı Allah bu fırsatı bize vermiş bunu değerlendirmeliyiz. Vatandaş evinin penceresinden baktığında şükürler olsun bizim elektriğimiz buradan karşılanıyor diyecek ve bundan gurur duyacak. Rüzgar tüplerinin bize ait olduğunu göreceğiz ve gurur duyacağız. Bunu yapmakta bir sıkıntı yok, bu projeyi gelin hep birlikte yapalım. “
PROJEYLE GELİN KARDEŞİM
Bağımsız Milletvekili Adayı Mustafa Aydemir, siyasi partilerin milletvekili adaylarına da seslenerek, “Pazarları dolaşıyoruz, Antalya’dan 8 liraya çıkan domates Isparta’da 35 liraya satılıyor. Ondan sonra çıkıyor adaylar biz gelince iyi olacak diyorlar nasıl iyi olacak kardeşim, projeyle konuşun, bu fiyatı nasıl düşüreceksiniz bunu açıklayın. Hanımefendi gelmiş ben Demirel’in kızıyım diyor ama ortada proje yok. Yeşil Isparta projesini ıskalamayalım, 5 yıl çok uzun bir süre. 5 yıl sonra belki hayatta olmayacağız, onun için bu fırsatı kaçırmayalım.” Dedi.