6 Şubat 2023 tarihinde gerçekleşen ve artçıları hâlâ süren Kahramanmaraş merkezli iki deprem; ülkemizi derinden etkiledi. Bugün itibarıyla 43.000’i aşkın vatandaşımız yaşamını yitirmiş durumda. Hayatta kalan vatandaşlarımız için milletçe seferber olup acılarımızı hafifletmeye, yaralarımızı sarmaya çalışıyoruz.
Depremzedelere yardım için kamu kurumları da çalışmalarına devam etmekte. Sosyal yardımların ve nakdî hibelerin yanı sıra, depremden sonra yapılacak konutlar için borçlandırma yoluyla hak sahipliği süreci de yakında başlayacak.
Vatandaşlarımızın zararının yalnızca evlerinin yıkılmasından ibaret olmadığı da muhakkak. Eşyalarının, arabalarının harap olması, çalışamadıkları süre boyunca mahrum kaldıkları kazançları, yaşadıkları acının verdiği manevi ızdırap gibi birçok husus göz önüne alındığında;meydana gelen depremin yargı organlarınca “mücbir sebep” kapsamına alınıp alınmayacağı, kamu idaresine yöneltilecek tazminat talepleri açısından önem teşkil ediyor.
İDARENİN HİZMET KUSURU
İdarenin, vatandaşın uğradığı zarardan sorumlu olabilmesi için, meydana gelen zarar kamu kurumlarının birtakım eylemleri yahut ihmallerinden kaynaklanmalıdır.
Hukukumuzda idari hizmetin;
- hiç işlememesi,
- geç işlemesi,
- kötü işlemesi,
hizmet kusuru olarak değerlendirilmekte veidarenin böyle bir kusurlu davranışı sebebiyle ortaya çıkan zararı tazmin etmesi gerekmektedir.
Hizmetin hiç işlememesi idarenin yapmakla yükümlü olduğu faaliyetleri yapmaması, hareketsiz kalması hâllerinde söz konusu olur. Örneğin idarenin, deprem öncesinde riskli bina tespitine yönelik bir çalışma yapmamış olması bu kapsamda değerlendirilir.
Hizmetin geç işlemesi, kamu hizmetinin gereklerine göre idarenin olağan karşılanmayacak bir şekilde yavaş davranmasıdır. Örneğin idarenin, deprem sonrası arama kurtarma faaliyetleri bakımından hızlı bir şekilde aksiyon alamaması, bu kapsamda değerlendirilir.
Hizmetin kötü işlemesi, hizmetin gerektiği gibi yapılmamasıdır. Bir başka ifadeyle hizmetin beklenilen titizlik, itina, dikkat ve kalitede sunulmamasıdır. Örneğin idarenin, binaların depreme dayanıklılığına ilişkin denetimlerinin yetersiz olması, bu kapsamda değerlendirilir.
DEPREM“MÜCBİR SEBEP”OLDUĞUNDAN, İDARENİN SORUMLULUĞUNU KALDIRIR MI?
Mücbir sebep; idarenin yürütmekte olduğu kamu hizmeti faaliyeti dışında gerçekleşen, idare tarafından önlenme olanağı bulunmayan, önceden takdir ve tahmin edilemeyen olaylardır. Mücbir sebebin varlığı hâlinde idarenin sorumluluğu ortadan kalkar.
Bir olayın mücbir sebep sayılabilmesi için, önceden tahmin edilmesinin imkânsız olması şarttır.Ülkemiz, jeolojik yapısı nedeniyle sıklıkla depremler yaşamaktadır. Konunun uzmanları, bundan önce defalarca ülkemizde birçok aktif fay hattı bulunduğunu, dolayısıyla birçok bölgemizin deprem riski taşıdığını, kısacası “depremle yaşamaya alışmamız gerektiğini” ifade etmişlerdir.
Buna göre; en azından belli şiddetteki depremlere dayanıklı yapılar inşa edilmesinin sağlanması, mevcut yapıların büyük bir titizlikle denetlenmesi, yörenin deprem riskine göre inşaat yapma şartlarının zorlaştırılması gibi bir dizi önlemlerin alınması gerekmektedir. Bu bakımdan ülkemiz açısından deprem olayı, tamamen öngörülemez bir doğa olayı değildir. İdare bu durumu göz önüne alarak elindeki imkânları kullanmak durumundadır
Gelişen teknolojinin sağladığı imkânlar baz alındığında, deprem nedeniyle idarenin “mücbir sebep” kavramına sığınarak sorumluluktan kurtulmasının mümkün olmayacağı fikri hızla yaygınlaşmakta, bu fikir Danıştay kararlarına da sirayet etmektedir.
SONUÇ
Depremzedelerin idare mahkemelerinde açacakları maddi – manevi tazminat talepli davalarında, depremin bir “mücbir sebep” olarak nitelendirilmeyip idarenin hizmet kusuru yönünden sorumluluğu ölçüsünde, depremzedelere tazminat ödenmesi gerektiği kanaatindeyiz.
Türkiye’nin bir deprem ülkesi olduğu gerçeğini aklımızdan çıkarmadan, böyle felaketlerin bir daha yaşanmasını önleyecek uygulamaların bir an önce hayata geçirilmesini temenni ediyoruz.
Milletimizin başı sağ olsun.
Av. Onur TANIK
Kaynakça:
1.KÖKSAL, M., Deprem ve Diğer Doğa Olaylarında İdarenin Tazmin Sorumluluğu Var Mıdır?, Terazi Hukuk Dergisi, Cilt: 5, Sayı: 49, Eylül 2010, Sayfa: 145-155
2.Bucaktepe A. Depremden Dolayı İdarenin Sorumluluğu. Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi. 2015; 17-18(26-27-28-29): 93-122.
3. Danıştay 6. D. 19.03.2004 T. 2004/359 E. 2004/1637 K. sayılı kararı.
Danıştay 11. D. 29.06.2007 T. 2005/1353 E. 2007/6248 K. sayılı kararı.