Tarafların avukatları, bu karara itiraz ederek istinaf incelemesi için Bölge Adliye Mahkemesine başvurdu. Ancak istinaf talepleri reddedildikten sonra taraflar temyize başvurdu.
Temyiz incelemesi sonucunda Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, tarafların itirazlarını reddederek eşine "Alo" demenin kusurlu bir davranış olduğuna hükmetti.
Avukat Fatih Karamercan, bu kararın şaka amaçlı yapılan bir "Alo" demenin boşanma sebebi olamayacağını düşündüğünü ancak bunun sürekli ve aşağılayıcı bir şekilde devam etmesi durumunda ve üçüncü şahısların da duyup eşin küçük düşürüldüğünü belirtti.
Vatandaşlar da Yargıtay'ın bu kararına çeşitli tepkiler verdi. Bazıları, nasıl söylendiğinin önemli olduğunu ve "Alo" demenin normal olduğunu ancak aşağılayıcı bir şekilde söylenirse hakaret olabileceğini belirtirken, diğerleri ise "Alo" sözcüğünün bir telefonla sınırlı kalması gerektiğini ve eşlerin birbirlerine sevgi ve saygıyla yaklaşması gerektiğini ifade etti.
Bu kararı şaşkınlıkla karşılayan gençlerden biri, telefonun mucidi Alexander Graham Bell'i anarak, bu kararın tuhaf olduğunu dile getirdi.
Evliliklerinde 45 yılı geride bırakan bir çift, bu tür küçük şeylerin evliliğe zarar vermemesi gerektiğini savundu. Sabır ve empatinin önemine vurgu yaparak, sorunların konuşularak çözülmesi gerektiğini belirttiler.
Sonuç olarak, Yargıtay'ın "Alo" sözcüğünü boşanma sebebi sayması kararı kamuoyunda farklı yorumlar ve tepkiler uyandırmış gibi görünüyor.
Haber Merkezi