Yüksek katlı binaların henüz uğramadığı bu mahalle, kentin modern yüzünden bir nebze uzaklaşmak isteyenler için adeta bir nefes alma noktası.
Dere Mahallesi’nin en çarpıcı yönü, sokaklarında dolaşırken hissedilen nostaljik atmosfer. Tek katlı ve iki katlı, ahşap ve taş dokusunu kaybetmemiş evler, mahalledeki yaşamın sade ve samimi yönünü ortaya koyuyor. Burada betonarme yapıların soğukluğu yerine, mahalle sakinlerinin sıcak sohbetleri ve bahçelerden yayılan taze sebze-meyve kokusu var.
Mahallenin bir diğer özelliği ise doğal çevresine olan uyumu. Dere boyunca sıralanan çınar ve kavak ağaçları, mahalleye adeta bir yeşil vaha görünümü kazandırıyor. Doğa ile bu iç içe yaşam, sakinlerine şehir stresinden uzak, huzurlu bir ortam sunuyor.
Ancak, modernleşmenin şehri hızla sardığı günümüzde, Dere Mahallesi'nin bu doğal yapısını ne kadar süre koruyabileceği sorusu, mahalle sakinlerini düşündürüyor. Kentin merkezine olan yakınlığı, bu bölgeyi zamanla yatırımcıların hedefi haline getirebilir. Mahallede yaşayanlar, bölgenin karakteristik yapısının korunmasını isterken, bu konuda yerel yönetimlere de çağrıda bulunuyor.
Dere Mahallesi, geçmiş ile geleceğin, doğa ile insanın buluştuğu bir noktada, zamana direnirken, kent sakinlerine farklı bir yaşam perspektifi sunmaya devam ediyor. Belki de bu mahalle, modernleşmenin illa ki doğallığı yok etmeden de gerçekleşebileceğinin en güzel örneklerinden biridir.
Foto: Mustafa Aksoy