Yeni eğitim döneminde liseye başlamış olan İsmet, okulun ilk gününde bile çantasındaki test kitabını eksik etmeyen bir öğrencidir. Büyük bir azimle derslerine çalışmakta, ilk yazılı dönemini iple çekmektedir. Ne kadar başarılı olduğunu yeni arkadaşlarına ve öğretmenlerine daha ilk sınavlarda ispatlamak istemektedir. Hayali, 4 senenin sonunda “okul birincisi” sıfatıyla mezun olarak okul tarihine adını altın harflerle yazdırmaktır.
Nihayetinde sınav dönemi gelmiştir. İsmet’in sınavları iyi geçmiş, akabinde sonuçlar da açıklanmaya başlamıştır. Tüm notları 90’ın üzerinde gelmektedir. Çalışmalarının karşılığını almanın verdiği huzurla derslerine daha sıkı sarılmaktadır. En sevdiği ders olan matematiğin hâlâ açıklanmamış olması ise problem değildir, zaten severek çalışmış ve sınavı da iyi geçmiştir. Ne var ki bir perşembe akşamı eve geldikten sonra, kontrol etmek için e-okula girdiğinde “Matematik 1. Yazılı Notu” satırının yanında gördüğü sayı ona öğrencilik hayatının en büyük şokunu yaşatmıştır: 37.
Ertesi gün apar topar matematik öğretmeninin yanına gitmiş, kâğıdını görmek istediğini söylemiştir. Kâğıdını incelediğinde ise gidiş yoluna, temellendirmeye yönelik hiç puan verilmediğini, en ufak yazım hatalarından dahi puanın kırıldığını, objektif bir değerlendirme yapılmadığını fark etmiştir. Bu not, okul birinciliğini hedefleyen bir öğrenci için kabul edilebilir olmadığı gibi hakkaniyetli de değildir. Peki şimdi durumu kabullenip, yol kazası deyip susmalı mıdır; yoksa hakkını arayabileceği bir yol var mıdır?
NOT TESPİT DAVALARI
Her kademe eğitim ve öğretim kurumunda (ilköğretim, lise, üniversite, lisansüstü) öğrenim gören öğrencilerin, girmiş oldukları her türlü yazılı veya sözlü sınav sonucunda ilgili öğretmen / öğretim üyesince takdir edilen sınav sonucunun yanlış belirlendiği ve hukuka aykırı olduğundan bahisle, verilen notun iptali istemiyle idare mahkemelerinde açılan davalardır.
DAVA AÇMADAN ÖNCE İLGİLİ KURUMA BAŞVURU, DAHA HIZLI SONUÇ ALINMASINI SAĞLAYABİLİR
Burada öncelikle idari başvuru yolunun kullanılmasının daha hızlı sonuç verebilme ihtimali vardır. Bu başvuru sayesinde, hatalı idari işlem tesis eden idarenin işlemini düzeltmesi ve uyuşmazlığın mahkeme önüne gelmeden çözümlenmesi amaçlanmaktadır.
Buna göre, sınav notunda hata olduğuna inanan öğrenci tarafından verilen notun düzeltilmesi istemiyle bağlı olduğu idareye (ilkokul ya da lise müdürlüğüne, fakülte dekanlığına vb.) dilekçe ile başvurabilir. Bu başvurunun isteğe bağlı olduğu unutulmamalıdır. Yani öğrenci, isterse bu başvuruyu yapmaksızın doğrudan dava da açabilecektir. Yine bu başvuru, 60 günlük dava açma süresinin işlemesini durduracağından, dava açma hakkının kaybedilmesine de sebep olmaz.
18 YAŞINI DOLDURMAMIŞ ÖĞRENCİ, KENDİ BAŞINA DAVA AÇABİLECEK MİDİR?
Hayır. 18 yaşını doldurmamış kişi, dava açabilme ehliyetine sahip değildir. Bu nedenle henüz ergin olmamış öğrenciler adına açılacak davanın yasal temsilcileri (anne – baba / vasi) tarafından açılması gerekmektedir.
Uygulamada, özellikle babasından sınıfta kaldığını gizleyen öğrencilerin anneleriyle birlikte mahkemelere gelip dava açtıklarına şahit olunmaktadır. Bu şekilde açılan davalar genellikle reddedilmektedir. Çocuğun velayet hakkı boşanma, ölüm gibi bir sebeple tek bir ebeveyne ait olmadığı müddetçe, bu dava için en garanti yol, anne – babanın davayı birlikte açmasıdır. (Bk. TMK m. 336)
DAVA SÜRECİ NASIL İŞLER?
Not tespit davalarında dava açma süresi, Kanun’da öngörülen genel dava açma süresi olan 60 gündür. Bu süre, notun tebliğinden itibaren işlemeye başlar. Tebliğ ise somut olaya göre değişir. Öğretmenin öğrenciye derste notunu duyurması tebliğ yerine geçecektir. Aynı zamanda sınav panolarında ya da internette yapılan ilanlar da tebliğ hükmünde sayılır.
Bilirkişi incelemesi için mahkeme, davacının sınav kâğıdı ile birlikte dava konusu edilen sınavda en az geçer not alan iki veya daha fazla kişinin sınav kâğıtlarını ve cevap anahtarını ister. Bilirkişi heyeti, aynı branşta görev yapan bir öğretmen grubundan oluşur.
Bilirkişi incelemesinde, sınav puanın ve buna ilişkin hocanın takdir hakkının hukuka, ölçme ve değerlendirme ilkelerine uygun olarak kullanılıp kullanılmadığının denetimi yapılmaktadır.
Bilirkişi incelemesi sonucunda dersin öğretmeni tarafından verilen puandan daha düşük bir puan da takdir edilebilir. Bu konuda yasal bir engel yoktur. Merak etmeyin: Bilirkişi heyetince daha düşük not takdir edilmesi hâlinde davacının önceki aldığı notu düşürülmez! Zira öğrencinin önceki notu “kazanılmış hak” olarak kabul edilmektedir.
Mahkemeler not tespit davalarında genellikle, bilirkişi raporlarında açıklanan görüş doğrultusunda karar vermektedir.
NOTUN EKSİK VERİLMESİNDEN ÖTÜRÜ TAZMİNAT HAKKI DOĞAR MI?
Notun eksik verilmesi ekstra bir zarar doğurmuşsa tazminat hakkı doğar. Örneğin notu eksik verildiği için mezun olamayıp stajına başlayamayan, bu yüzden staj süresince kazanacağı ücretten mahrum kalan bir meslek lisesi öğrencisi, mahrum kaldığı maaşının tazminini talep edebilir.
Kaynakça: Afyon İdare Mahkemesi 06/12/2007 T. E:2007/576, K.2007/693 sayılı kararı; Danıştay 12. D., 21.05.1966 T., E.1966/127, K.1966/1919 sayılı kararı; Ankara 9. İdare Mahkemesi, 22.9.2005, E.2004/2163, K.2005/846 sayılı kararı; NOT TESPİT DAVALARI, Hüseyin BİLGİN - Yasin SEZER, TBB Dergisi 81. Sayı
Görüş ve önerileriniz için: avonurtanik@ilkehukukburosu.net