Popüler kültürün hayatımızdaki yerinin giderek arttığına dikkat çeken uzmanlar günümüz popüler kültürünün büyük oranda şiddete dayalı olduğu konusunda uyarıyor.İSTANBUL (İGFA) - Üsküdar Üniversitesi NP Feneryolu Tıp Merkezi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Neriman Kilit, son yıllarda popüler kültürün etkileriyle giderek artan K-Pop akımınına değindi ve gençler üzerindeki olumsuz etkilerine karşı ailere uyarılarda bulundu.
Popüler kültürün coşkusal doyumunun, arzu ile disiplin oyununu meşrulaştırdığını dile getiren Hastanesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Neriman Kilit, “Fanlar K-Pop şarkılarının anlamları ve şarkıcılarının hayat hikâyeleri ile duruşlarına sembolik anlamlar yüklüyor. Bu durum gençlerin K-Pop şarkıcılarının hayatını ve düşüncelerini yaşam felsefesi haline getirmelerini sağlıyor ve intihar gibi davranışların, tek cinsiyetlilik gibi bakış açılarının artmasına sebebiyet veriyor.” diyerek uyardı.
Popüler kültürün en çok müzik alanı üzerinde etkili olduğunu dile getiren Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Neriman Kilit, “Dünyada geçmiş ve gelecekle ilgili verilebilecek çok sayıda popüler kültür örneği var. Bu örneklerin çoğu bir müziği, bir kıyafeti, bir kitabı ya da bir sözü kapsıyor. Bir döneme damgasını vuran Back Street Boys isimli Amerikalı gurubun şarkılarına ve giyim tarzlarına gençlerin gösterdiği aşırı ilgi ve Güney Koreli şarkıcı PSY'nin Gagnam Style şarkısı örnek gösterilebilir. Türkiye açısından baktığımızda da bir dönem Cem Karaca, Erkin Koray ve Moğollar kapitalist dünyada şekil değiştiren popüler kültür örneklerini oluşturmuştu. Yine bir dönem neredeyse dünyadaki her bireyin sanal bebek beslemesi de bir popüler kültür örneğidir. Bir gün herkes on beş dakikalığına meşhur olacak sözü de bir dönemin en çok kullanılan popüler kültür alanının önemli bir sözüydü.” dedi.
Yasaklamaların işleri iyiye götürmeyeceğinin altını çizen Kilit, çocuklara hepimizin hayran olduğu akımlar ve kişiler olabileceğini, bir noktaya kadar bunun normal olduğu anlatmak gerektiğini söylüyor.