Diyetisyen Melahat Çancı, açıklamamsıda; “Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) her yıl 16 Ekim'i örgütün 1945 yılında kuruluşunu anmak amacıyla 'Dünya Gıda Günü' olarak kutlar. Yakın dönemde; küreselleşme, kente göç ve gelir artışının bir sonucu olarak beslenme biçimimiz ciddi şekilde değişti. Mevsimsel, esasen bitkisel ürünlere dayalı, lifçe zengin yiyecekleri terk ederek rafine nişasta, şeker, yağ, tuz, işlenmiş gıda, et ve diğer hayvansal ürünlere yöneldik. Artık evde yemek yapmaya daha az zaman harcıyoruz. Özellikle şehirlerde, tüketiciler beslenme ihtiyaçlarını süpermarketler, fast food restoranları ve paket servisten karşılıyor. Sağlıksız diyetlerin yanında hareketsiz yaşam tarzı, obezite oranlarının hızlı bir şekilde artmasına yol açtı. Üstelik bu yalnızca gelişmiş ülkeleri değil, açlık ve obezitenin aynı anda görüldüğü düşük gelirli ülkeleri de etkiliyor. Bugün dünya genelinde 670 milyon yetişkin, 5 – 19 yaş aralığındaki 120 milyon çocuk ve genç obez. 5 yaşın altındaki 40 milyon çocuk aşırı kilolu. Öte yandan 820 milyon insan açlıkla karşı karşıya. Sağlıksız bir beslenme biçimi, bulaşıcı olmayan hastalıklara (kalp damar hastalıkları, diyabet ve belirli kanser türleri) bağlı ölümlerde en büyük risk faktörü olarak kabul ediliyor. Dünya genelinde her 5 ölümden 1'inden sorumlu olan sağlıksız yeme alışkanlıkları, yılda 2 trilyon dolarlık maliyetiyle ülkelerin sağlık bütçelerinde de önemli bir yer tutuyor.

Malatya’da 5.9 Büyüklüğünde Deprem Malatya’da 5.9 Büyüklüğünde Deprem

Obezite ve diğer kötü beslenme biçimleri, neredeyse her 3 kişiden 1'ini etkiliyor. Mevcut verilere dayalı tahminler, bu sayının 2025 itibariyle her 2 kişiden 1'i olarak artacağını öngörüyor.

PEKİ NELER YAPABİLİRİZ?

Daha fazla meyve, sebze, baklagil, sert kabuklu yemiş ve tam tahıl tüketin. Üretiminde su gibi doğal kaynakların çokça kullanılmasını gerektiren gıdaların tüketimini sınırlandırın. Rafine şeker, doymuş yağ ve tuz oranı yüksek yiyecek ve içecek tüketiminizi azaltın. Yediğimiz gıdaların çevresel etkilerini göz önünde bulundurun. Sanayi gıdaları ile hazır yemek tüketimini azaltıp daha çeşitli ve geleneksel gıdaları tercih ederek yerel biyoçeşitliliği destekleyin. Yöresel ve mevsimine uygun gıdaları, bu gıdaların besin değerlerini, nasıl pişirilecekleri ve korunacaklarını öğrenin ya da bildiklerinizi tekrar gözden geçirmeliyiz” ifadelerine yer verdi.

Kaynak: Haber Merkezi