Kök hücre nakli dışında kesin bir tedavisi olmayan bir hastalık olan talaseminin anne ve babadan gelen hastalıklı gen sonucu ortaya çıkması nedeniyle tamamen önlenebilir bir hastalık olduğunu ifade eden Isparta Süleyman Demirel Üniversitesi Hastanesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Hematoloji Bilim Dalından Dr.Öğretim Üyesi Demircan Özbalcı, günümüzdeki en önemli tedavi şeklinin, hasta çocuk oluşumunun önlenmesi olduğunu ifade etti.
Dr.Öğretim Üyesi Demircan Özbalcı, 8 Mayıs Dünya Talasemi Günü nedeniyle yaptığı açıklamada şu bilgilere yer verdi,
Talasemiler dünyada en sık görülen monogenik sendromlardır. Ülkemizde 5 bin 500 civarında talasemi hastası ve 1 milyon 500 bin talasemi taşıyıcısı mevcuttur. Tüm dünyada ise 270 milyon talasemi taşıyıcısı olduğu bildirilmektedir.
Talasemiler, oksijen taşıyan kırmızı hücrelerde hemoglobin adı verilen maddenin globin zincirlerinin, bir veya daha fazlasının azalmış yapımı sonrası gelişen bir hastalıktır. Alfa ve beta talasemi olarak ikiye ayrılırlar. Temel sorun, alfa veya beta globulin zincirlerinin yapımı sağlayan genlerde mutasyon olmasıdır. Hastalarda, çocukluk çağından itibaren kansızlık oluştuğu için, sık kan nakilleri yapılması gerekmektedir. Kan, nakli sonrası, vücutta demir birikimi olmakta ve vücudumuzdaki birçok organın işleyişini olumsuz etkilemekte ve organ yetmezliği sonrası ölüme yol açmaktadır.
Talasemilerin, kök hücre nakli dışında kesin bir tedavisi yoktur. Nakil olamayan hastalarda, kan nakilleri yapılmakta ve demir birikimini önleyici tedaviler verilmektedir. Son iki yıl içerisinde, gen tedavisi gündeme girmişse de, halen yaygın değildir ve ülkemizde yapılamamaktadır. Anne ve babadan gelen hastalıklı gen sonucu ortaya çıkması nedeniyle tamamen önlenebilir bir hastalıktır.
Bu sebeple, günümüzdeki en önemli tedavi şekli, hasta çocuk oluşumunun önlenmesidir. Sağlık Bakanlığı tarafından evlilik öncesi tarama ve bilgilendirme programı ile taşıyıcı çiftler belirlenmekte ve genetik danışma sağlanarak talasemi hastası olmayan çocuk sahibi olmaları sağlanmaktadır. Günümüzde bu program ile talasemi hastası yeni doğum oranı %90 azaltılmıştır. Hasta ve sosyal güvenlik sistemi açısından maddi ve manevi büyük yük getiren ve tamamen önlenebilir bir hastalık olan talasemiler hakkında bilgi sahibi olmak büyük önem taşımaktadır.