Dizinin üç bölümünü izleme fırsatı bulduğumu belirten Erdoğan, "Gerçekten doğru bir şekilde çekilmiş bir dizi. Hem duygusal hem de fiziksel yönleriyle oldukça doğru bir anlatım var.
İnsan ilişkileri, davranışlar hepsi yerli yerinde. Gassallık, iki yönü olan bir dünya; hem maddi hem manevi açıdan önemli bir yer tutuyor. Soğuk bir yönü olsa da, başımıza geldiğinde tanıştığınızda insanların düşünceleri değişiyor. Dizide de bunu güzel bir şekilde işliyorlar. Özellikle gassalların sabırla ve anlayışla çalışmaları çok iyi yansıtılmış. Birçok sahnesiyle kendimizi ve arkadaşlarımızı gördük. Ben diziyi genel olarak çok beğendim." dedi
Erdoğan, özellikle 6 Şubat'ta meydana gelen Kahramanmaraş merkezli deprem sonrası gönüllü olarak Hatay’a gitmesinin ardından yaşadığı deneyimleri paylaştı.
Deprem sonrası Hatay’a gitmek için yola çıkan Hüsnü Erdoğan, yaklaşık 13 saat süren yolculuğun ardından 4 bin ceset torbasıyla yola çıktıklarını ve deprem bölgesindeki ilk geceyi cenazeleri toplamakla geçirdiklerini söyledi. Erdoğan, "Battaniyeye sarılı olan cenazeleri ceset torbalarına yerleştirip isimlerini yazdık. Ertesi gün ise mezarlıkta ceset torbalarını açıp teyemmüm yaptırıp, defnettik" dedi.
Hatay’daki zorlu koşullardan bahseden Erdoğan, "Bazı yerlere kepçe giremiyordu, biz Allah rızası için kendi kazılarımızı yaptık. En büyük sorun ise suyun olmamamdı. Suyu görmek, suyunu bulamamak beni derinden etkiledi" diye konuştu.
Hatay’dan döndükten sonra suyun kıymetini daha iyi anladığını belirten Erdoğan, "Evde musluktan su damlasa hemen kapatıyorum. Çünkü orada susuzluğu gördüm. Bir parça ekmeğin değerini o kadar çok anladım ki, artık hiçbir ekmek kırıntısını ziyan etmiyorum" dedi.
Hatay’daki gönüllü görevinden geri dönen Erdoğan, yaşadıklarını asla unutamayacağını ve bu deneyimin hayatına büyük bir ders kattığını ifade etti
