Manav ifadelerinde; "

Neden Kirazlıdere dendiğini çoğu Ispartalı da bilmez.

Halbu ki daha 100 sene evveline kadar Isparta’nın bayram yeriydi buralar. Dere Mahallesi’nin üstünde çay başlangıcı olan “Zambaklı Mesireliği”nden başlayarak Dere Mahallesini geçerek, şimdiki Keçeci Mahallesi’ni geçerek güneyden Minasın bölgesine kadar çok büyük ulu kiraz ağaçları vardı.

Anlaşılır olsun diye şöyle tarif edeyim, Isparta’nın batıdan başlangıcı olan Dere Mahallesi’nden şimdiki yeni tabakhaneye kadar, Gökçay’ı da içine alan hat, çukur yatak bölge olduğu gibi kirazlıktır. Bu kirazlık alan şöyle böyle değil, inanılmaz büyüklükte ve muhteşem leziz kirazları olurdu.

Bu kirazlık o kadar meşhurdu ki Kirazlar kızardığında Denizli’den, Bursa’dan, İzmir’den, Aydın’dan, Antalya’dan, Afyon’dan akın akın insanlar Isparta’daki Kiraz Bayramı’na geliyorlardı.

Evet, Isparta’nın en büyük bayramı Kiraz Bayramı idi. Yani Türkiye’de ün yapmış, leziz kirazlar Isparta’da şimdiki Isparta Belediyesi’nin kahve ikramı yaptığı yerin hemen alt kısmındaki korulukta yetişiyordu. Bu alan dikkat ederseniz Dere tarafından, Ayazmana’ya doğru eğimli ve yağmur sularının aktığı bir bölgedir. Bu sebeple buraya KİRAZLI DERE denir.

Isparta’nın unutulmuş ama en büyük bayramı olan Kiraz Bayramı o dönemde düşünebiliyor musunuz, reklam yok, internet yok, televizyon yok ama çok biliniyor ve tanınıyordu. Çünkü çok eski bir tarihe sahipti. Geçmişi çok eskiye dayanıyordu. Tabi o zamanlar ihracat diye bir şey yok. Allı kirazlar, al yanaklı, yemenili Isparta kızlarının kulaklarında raks ediyordu.

Şerife Uğurcan Hayatını Kaybetti Şerife Uğurcan Hayatını Kaybetti

Ispartalı çocuklar, Rum komşu çocuklarıyla göbek hizalarına inen örgü kazaklara leziz kirazlar topluyorlardı. Diğer şehirlerden gelen misafirler tüccarlar bu eşsiz güzellikte stres atıyor, hayran hayran Isparta’ya bakıyordu.

Devasa büyüklükteki kiraz ağaçlarına yine aynı büyüklükte merdivenler kurulur ve kirazlar toplanırdı. Bu kirazlar bugünkü Kirazlıdere düzlüklerinde büyük misafir sofralarına sepetlerle seriliyordu. Kirazlar bugünkü gül gibi, iplere seriliyor, sırıklara şekilli ve katmanlı diziliyor hevenk dedikleri görseli muhteşem dizgilerde misafirlere ikram ediliyordu.

Allah’ın kudreti işte tam bu mevsimde kiraz ağaçlarının altında Ispartalıların meşhur DADIRAMBA dedikleri oğul otu da öyle bi ahenkli koku verirdi ki, tam Isparta oluyordu misk Isparta.

Dadıramba otunu kiraz sepetlerinin altına koyarlardı. Kiraza öyle bir koku verir, aroma katardı ki Dünya’da eşi yok.

Aromanın cennetiydi Isparta, ilaç yok, hormon yok, tarihi bilinmeyen devasa kirazlar var. Kimi Rum’da, kimi Türk’te, ama barış kokuyordu lezzetleri. Zengini fakiri yok, herkes sepet sepet kiraz götürüyordu evine. Davullar vururken hasat boyu sürerdi bu şenlikler. Atlar, iki tekerli at arabalarıyla Ispartalıların bu şenlikleri dillere destanlı. Öyle ki bu güzel bayram şiirlere bile konu olmuştu.

Kiraz Bayramı (N.Akleman 1947)

Açar Isparta'nın göğsünde Al renk nazenin güller

Coşup nalan olur aşkiyle gülzarında bülbüller.

Çiçekle bezenmiş lanedir cazip çimenler;

Kiraz bayramı çok parlak olur, bağlarda şenlikler.

Kirazlar. Zümrüdin dallarda birer lali - dirahşandır,

Güler yüzlü Hurilerle herbağ şadü - handandır,

Güzel seccadeler yer yer serilmiş kuytu bağlarda

Yeşil seccadedir güya yamaçlar karşı dağlarda.

Ağaçlar adenden bir misal abü - zülalıyle

Çiçekler birer narin gelindir virdi - aliyle

Serapa süslemiş gülzarı, kızlar gül - izarıyle

Terennümsaz olur sazlar bezmi - aşkda ahu - zarlarla." ifadelerini kullandı.

Editör: Ali Rıza Cesur