Arkeolojik kazılardaki buluntulara uygulanan radyokarbon testleri ışığında dünyada yiyecek üretimi MÖ. 8500 yılında Türkiye, Irak, İran, Suriye, Lübnan, Ürdün ve İsrail’i kapsayan Bereketli Hilal’de başladı.
Dünyadaki biyoçeşitliliğin çok önemli bir diliminin gen merkezi Anadolu. Ancak bugün Çünür’deki sulu karpuz, kavun, acur, kelek, çekirdeksiz üzüm, mısır, domates, biber, şeftali, armut ve kayısı yerli tohumları şehirleşme baskısı sonucu yok olmanın eşiğine geldi.
-YERLİ VE MİLLÎ TOHUM VATAN TOPRAĞI KADAR DEĞERLİDİR VE SAVUNMALI, KORUNMALIDIR
Isparta’nın sahip olduğu biyolojik ve kültürel çeşitliliğin korunması gerekiyor. Genetik kaynaklarımızın sağlıklı ve verimli şekilde geleceğe aktarılması bağlamında ulusal ve uluslararası üst kurul koruma politikalarının vakit çok geç olmadan devreye sokulması ve akılcı tedbirlerin uygulanması lazım.
-KURDA, KUŞA, AŞA…
Kadim gelenektir. Çiftçi, tohumu toprağa saçarken Allah’a şöyle dua eder: ‘Kurda, kuşa, aşa…’ Bugün verimli Çünür toprakları şehirleşme istilası altında. http://www.haber32.com.tr ve Express Gazetesi olarak uyarıyoruz: Çünür’ün yerli ve millî tohumları sulu karpuz, kavun, acur, kelek, üzüm, mısır, domates, biber ve diğer türleri topyekûn yok olma tehlikesi altında.
-‘ÇIKTI BOSTAN, VAZGEÇ DOSTTAN’
Çok eski zamanlarda meyve ve sebze hasat edildiği an Çünür çiftçileri adeta bir bayram sevinci yaşarlardı. Hatta o zamanlarda Çünürlüler için şöyle denildiği kayıtlara geçmişti: “Çıktı bostan vazgeç dosttan…” Sözün özü Çünür’de çiftçilik ile iştigal edenler bir yılın emeğinin karşılığını alma zamanı geldiği an bir başka hâletiruhiyeye bürünürlerdi. Şimdi bu kadim gelenek, somut olan ve somut olmayan kültürel miras, kısacası canlılığın temel taşı, yaşamın döngüsü tehlike altında.
-TÜRKİYE GEN KAYNAKLARI AÇISINDAN DÜNYANIN EN ZENGİN BÖLGESİ
Türkiye, coğrafi konumu ve özgün ekolojik şartları sonucunda, gen kaynakları açısından dünyanın en zengin bölgelerinden biri durumunda. İklim, yeryüzü şekilleri ve toprak yapısının sağladığı avantajlar nedeniyle de birçok bitkinin anavatanı durumunda.
Yapılan bilimsel çalışmalar ışığında Türkiye’nin florasında 10.754 takson bulunuyor. Bunların 3708’si de (%34.8) endemik özellik gösteriyor. Tüm bu veriler Anadolu coğrafyasını tohum açısından nadide bir varlık ve mücevher hâline getiriyor. Ancak ne hazindir ki lokal ölçekte Çünür’de yerli ve millî tohumların geleceği büyük bir tehlike altında.
Küresel ısınmanın getirdiği kuraklık, küresel iklim değişikliği sonucu oluşan tahribat, doğaya insan eliyle yapılan baskı, şehirleşme, verimli toprakların imara açılması gibi yıkıcı faaliyetler Çünür’de büyük bir yok oluşu hazırlıyor.
-BETON DENİZİ, ÇÜNÜR BİYOMU’NU YUTUYOR
Çünür’de verimli toprakların çok hızlı ve yıkıcı bir şekilde beton denizi hâline dönüştürülmesi havzanın biyomunu (bitki örtüsü türü) yok ediyor, yutuyor
Oysa Çünür, genetik kaynaklarımızın merkezi konumunda. Sulu karpuz ve kavun, kelek, acur, mısır, domates, çekirdeksiz üzüm, şeftali, armut, kayısı, kabak ve diğer tüm meyve ve sebze üretimini dolayısıyla millî ve yerli tohumlarımızı yok ediyor.
Kendi elimizle yaşayan gezegenin yapı taşları olan tohumları yok ediyoruz.
-POLİTİKA YAPICILAR VE EKOLOJİK YAŞAMI KORUMA KURULLARI HAREKETE GEÇMELİ
Yıkımın boyutları daha fazla ilerlemeden, ekolojik yaşam için ulusal ve uluslararası politika yapıcılar harekete geçmeli. Yerli ve millî tohumları koruma, üretme ve sağlıklı bir şekilde nesilden nesle aktarma misyonu olan kurullar bir an evvel Çünür’de gerekli önlemleri almalıdır
Zira yerli ve millî tohumları korumak, yaşatmak, geleceğe sağlıklı bir şekilde aktarımını sağlamak vatan toprağını savunmak kadar hayatidir, değerlidir.
-YERLİ VE MİLLÎ TOHUMLARIN YAŞATILMASI İÇİN YENİ NESİLLERE DE BÜYÜK GÖREV DÜŞÜYOR
Isparta’nın ilk anlık haber yazılımı haber32 ve Ekspres Gazetesi olarak yeni kuşakları Isparta’nın verimli toprakları olan Çünür havzasında yerli ve millî tohumları korumaya, yaşatmaya ve gelecek kuşaklara aktarmaya davet ediyoruz.
Umudumuz konuya ilişkin politika yapıcıların, karar alan ve yaptırım uygulayıcılarının ve yeni kuşakların bu davetimize karşı olumlu tepki vermeleridir.
Zira yerli ve millî tohum kaybetmek vatan toprağı kaybetmek kadar yıkıcıdır, yok edicidir.