"Mimar, Mühendis, Şehir Plancıları Dayanışma Günü"nde 81 ilde TMMOB'a bağlı tüm Odalar basın açıklaması yaptı.

Isparta İl Koordinasyon Kurulu tarafından Isparta’da yapılan basın açıklamasında; özel sektörde maaşlı çalışan, kendi bürosu olan, memur, emekli, işsiz, yeni mezun tüm mimarların, tüm mühendislerin ve tüm plancıların, özlük hakları, gelir kaybı, itibar kaybı konularına yer verildi.

Açıklamayı okuyan Isparta Mimarlar Odası Başkanı Caner Ataseven şu ifadelere yer verdi:

“Bugün; mühendis, mimar ve şehir plancılarının dayanışma günü.

19 Eylül 1979 tarihinde TMMOB’nin çağrısıyla gerçekleştirilen iş bırakma eylemi, maden ocaklarından enerji santrallerine, fabrikalardan şantiyelere, kamu kurumlarından limanlara kadar pek çok iş yerinde üretimin durmasını, teknik elemanların yaşadıkları sorunlara dikkat çekilmesi sağlamıştı. Bizler için 19 Eylül iş bırakma eylemi, ülkesi için düşünen, planlayan, üreten mühendis, mimar ve şehir plancılarının kendi öz güçlerinin farkına vardığı tarihtir.

19 Eylül’ün mirasını yaşatmak için ilan ettiğimiz TMMOB Mühendis, Mimar ve Şehir Plancıları Dayanışma Günümüz kutlu olsun!

Bugün burada ilimizde TMMOB’a bağlı tüm odalar adına konuşuyoruz.

Bunlar; Mimarlar, İnşaat Mühendisleri, Makine Mühendisleri, Elektrik Mühendisleri, Harita Mühendisleri, Orman Mühendisleri, Ziraat Mühendisleri, Jeoloji Mühendisleri, Jeofizik Mühendisleri, Çevre Mühendisleri, Şehir Plancıları Odalarıdır. İlimizde Odalara kayıtlı yaklaşık 2500 üye ve kayıtlı olmayanlarla birlikte tahmini 3500 üye adına yapmaktayız bu basın açıklamasını.

Maalesef dayanışma günümüze, coşkulu kutlamalar yerine, yaşadığımız büyük sorunlar damga vuruyor. İçerisinde bulunduğumuz mesleki, ekonomik ve toplumsal koşullar bizlere “boşuna mı okuduk” sorusunu sorduruyor.

SORUNLARIMIZ GİDEREK BÜYÜYOR

Üzülerek görüyoruz ki, bugün geldiğimiz nokta hem bizler için hem halkımız için daha da zor koşullara davet çıkarıyor. İşsizlik, hayat pahalılığı, düşük ücretler, güvencesizlik, özlük hakları sorunları ülkemizde çalışan mühendis, mimar ve şehir plancılarının hala en öncelikli sorunları olmaya devam ediyor.

Kamusal yatırımların azalması, rant hırsının bilim ve tekniğin önüne geçmesi, her ile hatta her ilçeye üniversite açılması nedenleriyle mesleğimiz sistematik olarak değersizleştiriliyor. Bir dönemin en gözdesi olarak görülen mesleklerimiz, bugün diplomalı işsizliğin, güvencesiz bir geleceğin, açlık ve yoksulluk sınırı altında ücretlerle çalışmanın sembolü haline getiriliyor. Bu şartlarda yaşamak hem insanlık hem meslek onurumuzu ayaklar altına alıyor.

Genç meslektaşlarımız, kendilerini yetiştiren bu ülkeden, hayatlarından, ailelerinden vazgeçmek zorunda kalıyor. Her yeni günde, onlarca genç, eğitimleri dışında bir alanda çalışmak, daha iyi bir hayat yaşayabilme ihtimaline tutunarak, yurtdışına gidiyor. Gençlerimiz göç ettikçe, ülkemizin geleceğine dair umutlar da tek tek sönüyor.

Kamu kurumlarında çalışan meslektaşlarımız düşük ücret, kadro sorunu, özlük haklarının ihlal edilmesi, düşük ek göstergeler gibi birçok sorun ile yüz yüze kalıyor. Güvencesiz-sözleşmeli istihdam modellerine yönelme, atamalarda liyakatin ortadan kalkması gibi nedenlerle kamudaki teknik personelin iş yükü artarken, iş riski de giderek büyüyor. Emekli Mimar, Mühendis ve Şehir Plancılarının ek gösterge probleminin çözülmesi, asgari ücret seviyesinde kalan emekli maaşlarının hak ettikleri insanca yaşanabilir seviyeye çıkarılması için gerekli düzenlemenin yapılması, çalışana verilen 8000 TL seyyanen zammın emeklilere de yansıtılması zaruridir. Tüm çalışanlar bir gün emekli olacaklar !

Özel sektörde çalışan meslektaşlarımızın tamamına yakını yatırımların azalması, projelerin iptal edilmesi, reel sektörün tıkanması gibi sorunlardan doğrudan etkileniyor. Mühendis, mimar ve plancılarının büyük çoğunluğu asgari ücret veya altında ücretle çalışıyor. İş bulamayanlar, meslek dışı alanlarda garsonluk, tezgâhtarlık gibi işlerde çalışmaya mecbur kalıyor. İşsizlik, esnek çalışma, güvencesizlik, sağlıksız çalışma koşulları ve reel ücret kaybı gibi sorunlar özel sektörde çalışan tüm meslektaşlarımızı tehdit ediyor.

Mimarlık, Mühendislik, Şehir Planlama bölümleri sayısı ve kontenjanları azaltılmalıdır, yeni bölümler açılmamalıdır. Mevcut bölümlerin eğitim kaliteleri arttırılmalıdır. Odaların proje denetim yetkileri yasalarla güvence altına alınmalıdır. Artık ülkede bırakın kaçak yapılaşmayı, mimar, mühendis ve plancı imzası olmadan çivi bile çakılmamalıdır.

BURADAYIZ, MÜCADELEYE DEVAM EDİYORUZ

Bizler, TMMOB ve bağlı Odalarımızdaki faaliyetlerimizle, kendi sorunlarımızın dışındaki toplum ve kamuyu ilgilendiren birçok sorunun çözümünde çaba harcıyoruz. Kentlerimizi, doğamızı ve yaşam alanlarımızı rant ve talandan koruyoruz. Kamu zararı doğuracak, toplumun güvenliği ve sağlığını tehlikeye atacak yanlış plan ve projeleri engellemeye, düzeltmeye, değiştirmeye çalışıyoruz. Afetler ile yıkılmayan, dirençli, sağlıklı, güvenli kentlerin inşa edilmesi için elimizden geleni yapıyoruz. Yani kamu ve toplum için çok çalışıyoruz. Şimdi de kendi sorunlarımızın çözümü konusunda kamudan ve toplumdan destek bekliyoruz.

Bu basın açıklamasını okuyan halk “Bize ne mühendislerin, mimarların sorunlarından?” diye düşünebilirler. Birçoğunuzun çocukları mühendislik dallarından birini veya mimarlık, şehir planlama bölümlerini okuyacak. Mevcut piyasa şartları ve bu düzen değişmezse çocuklarınız mezun olduğunda çok şanslı olan %1 azınlığa girebilirlerse memur olacaklar, kalan %99’un çok azı serbest piyasada -eğer şanslıysa- en fazla asgari ücretle (11.400TL) iş bulabilecekler, büyük çoğunluğu ise işsiz kalacaktır. Eğitimleri için büyük masraflardan kaçınmadığınız, büyük emek harcadığınız evlatlarınızı bekleyen son maalesef budur.

“Bize ne mühendislerin, mimarların sorunlarından?” diyenlerin; deprem, sel felaketi, heyelan, demiryolu kazaları, kuraklık, iklim değişikliği, altyapı sorunları, mekanik ve elektrik sıkıntılar, yangınlar, çarpık yapılaşma, düzensiz şehirleşme, çirkin binalar, zirai sıkıntılar, kıtlık vb.. durumlar yaşandığında “neden biz halk olarak bu felaketleri yaşıyoruz?” diye sormaya hakları olmayacaktır. Doktor hata yaparsa bir insan ölür, teknik insanlar hata yaparsa binlerce insan! Biliyoruz ki, bu ülkenin geleceği, onun için hiç durmadan aklın, bilimin ve tekniğin ışığında fedakârca çalışan mühendis, mimar ve şehir plancılarına ihtiyaç duyuyor.

Gelin, haklarımız ve geleceğimiz için mücadelemizi büyütelim. Mühendis, mimar ve şehir plancılar olarak meslek itibarımızın ayaklar altına alınmasına müsaade etmeyelim.

Nasıl ki bu ülke kurulurken meslektaşlarımız oradaydı, bugün de Cumhuriyet’in ikinci yüzyılına girerken, bir asır boyunca yaptıklarımızı sürdürmeye, aklın ve bilimin öğrettikleriyle ilerlemeye devam etme kararlılığındayız. Çünkü bizim meslek alanımız, toplumun ortak yaşamının üretimini ve devamlılığını sağlamaktadır.

Ülkemizin ve meslektaşlarımızın dayanışmaya ve birlik içinde olmaya en fazla ihtiyaç duyduğu bu dönemde 19 Eylül Mühendis, Mimar ve Şehir Plancıları Dayanışma Günü’nü mücadelemizi büyüterek kutluyoruz.

Yaşasın Mücadelemiz!”

YABEM Kültür & Sanat Akademisi Kapılarını Açıyor! YABEM Kültür & Sanat Akademisi Kapılarını Açıyor!

Editör: Özge Çelik