Mülk sahiplerinin, kiracılarını çıkartmak için başvurabilecekleri yasal yollar bulunmakla birlikte, hukuki süreci pas geçerek bir an önce sonuca ulaşma isteği zaman zaman baskın gelebiliyor. Elektrik aboneliğini iptal ettirmekten evin kilidini değiştirmeye kadar birçok haksız eylemin sayısında artış var:

“Bursa'da Kiracı, Daireyi Boşaltması İçin Gürültü Yapan Ev Sahibinden Şikâyetçi Oldu: Sırf Rahatsız Etmek İçin Yapıyorum” (https://www.yenisafak.com/gundem/bursada-kiraci-daireyi-bosaltmasi-icin-gurultu-yapan-ev-sahibinden-sikayetci-oldu-sirf-rahatsiz-etmek-icin-yapiyorum-3896037)

“Ev Sahibi Kilidi Değiştirince Yaşlı Çift Sokakta Kaldı” (https://www.sozcu.com.tr/2022/gundem/ev-sahibi-kilidi-degistirince-yasli-cift-sokakta-kaldi-7425333/)

“Nasıl olsa mülk sahibi benim, istediğim tasarrufta bulunurum.” düşüncesi, kiraya verenlerin mayınlı bir arazide dolaşmasına sebep oluyor. Kiracının kira bedelini zamanında ödeme, kirayı özenle kullanma gibi borçlarının yanında; kiraya verenin de sözleşme süresince kiralananı kullanıma uygun şekilde tutma, kiracıyı rahatsız edecek davranışlardan kaçınma gibi yükümlülükleri mevcut. Öyle ki mülk sahibinin kiracıyı bezdirmeye yönelik birtakım hukuksuz davranışları, sözleşmeyi ihlalden öte TCK’da tanımlanan suç tipleri kapsamına girebiliyor.

EVİN KİLİDİNİ DEĞİŞTİRMEK

Akdeniz'de Deprem Meydana Geldi Akdeniz'de Deprem Meydana Geldi

Kira ilişkisi devam ettiği müddetçe mülk sahibi, kiracının haberi olmaksızın hiçbir şekilde kiralanan yerin kilit sistemini değiştiremez. Kiracının evi satın almak isteyen 3. kişilere göstermiyor olması, hatta kira bedelini ödemiyor olması bile kilidi değiştirme eylemini meşru kılmaz.

Yargıtay 8. Ceza Dairesinin önüne gelen bir uyuşmazlıkta, kiracı kirayı ödemiyor olsa bile kiraya verenin kilit değiştirme eyleminin TCK 154’te düzenlenen “HAKKI OLMAYAN YERE TECAVÜZ” SUÇUNU oluşturacağına hükmedilmiştir. Bu suçun yaptırımı ise 6 AYDAN 3 YILA KADAR HAPİS CEZASIDIR.

KİRACIDAN HABERSİZ EVE / İŞ YERİNE GİRİP EŞYALARI DIŞARI ÇIKARTMAK

Yargıtay 2. Ceza Dairesinin incelediği bir uyuşmazlıkta; iş yeri sahibi, kiracısına “haksız işgal” davası açıp kazanmış olmasına rağmen, tahliyenin ancak icra memurları vasıtasıyla yaptırılabileceği karara bağlanmıştır. Böylece, mülk sahibinin iş yerine girip oradaki eşyaları çıkartması eylemi, haksız işgal davası kazanılmış olsa bile “İŞ YERİ DOKUNULMAZLIĞININ İHLALİ” SUÇUNU oluşturur.  

TCK 116’da konut dokunulmazlığının ihlali için 6 AYDAN 2 YILA KADAR, iş yeri dokunulmazlığının ihlali için 6 AYDAN 1 YILA KADAR HAPİS CEZASI öngörülmüştür.

ABONELİKLERİ İPTAL ETTİRMEK, KİRACIYI SÜREKLİ ARAYARAK RAHATSIZ ETMEK GİBİ HUZUR BOZAN DAVRANIŞLARDA BULUNMAK

Ev kiralandıktan sonra aboneliklerin mülk sahibinin üzerinde devam edip ücretlerin kiralayan tarafından ödenmesi de sık yaşanan bir durumdur. Ancak kiracısıyla anlaşmazlığa düşen ev sahipleri, aboneliklerin kendi adına kayıtlı olmasını fırsata çevirip evin elektrik, su, doğal gaz hizmetlerini iptal ettirerek kiracısını yıldırmaya çalışabilir. Üstelik yazılı bir kira sözleşmesi de yapılmamışsa, kiracının abonelikleri üzerine alması için bir hayli uğraşması gerekir.

Kiracının böyle bir durumda mağduriyet yaşamaması için “kiracılık sıfatının tespiti” davası açıp mahkemeden tedbir talep ederek abonelikleri üzerine alması mümkündür.

Yine de tüm bu sürecin kiracının huzur ve sükûnunu bozulmasına yol açacağı aşikârdır. Yanı sıra;

- Kiracıyı defalarca aramak,

- Sürekli gürültü yapmak,

- Sık sık kapıya kadar gelip münakaşa yaratmak

gibi sırf kiraya vereni rahatsız etmek için yapılan her türlü eylem TCK 123’te düzenlenen “KİŞİLERİN HUZUR VE SÜKUNUNU BOZMA” SUÇUNA sebebiyet verecektir. Bu suçun yaptırımı 3 AYDAN 1 YILA KADAR HAPİS CEZASIDIR.

MADDİ – MANEVİ TAZMİNAT SORUMLULUĞU DA GÜNDEME GELEBİLİR

Kiraya verenlerin, yukarıda saydıklarımız gibi eylemlerden ötürü cezai sorumluluklarının yanı sıra tazminat sorumlulukları da doğabilir.

Nitekim Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, kiracısını evden çıkarmak için su saati vanasını söküp suyun kesilmesine neden olan ev sahibinin aleyhine manevi tazminata hükmedilmesi gerektiğini belirtmiştir. Zira suyu kullanamayan kiracının en doğal insani ihtiyaçlarını gideremediği için kişilik değerlerinin zedelendiği kanaatine varılmıştır.

Av. Onur TANIK

Kaynakça:

1. Yargıtay 8. Ceza Dairesinin 26.10.2016 T., 2016/6773 E. 2016/9915 K. sayılı içtihadı.

2. Yargıtay 2. Ceza Dairesinin 25/04/2022 T., 2022/1220 E. 2022/8144 K. sayılı içtihadı.

3. Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 28.01.2015 T., 2014/5018 E. 2015/1060 K. sayılı içtihadı.

Editör: Özge Çelik