Son yıllarda Türkiye'de özgürlüklerin arttığına dair bir algı oluşmuş olsa da, geçmişte kamusal alanda başörtüsü gibi konular üzerinden yaşanan kısıtlamalar oldukça tartışmalıydı.
Özellikle önceki dönem iktidarları, başörtüsü konusunda sert uygulamalara yönelmişti. Bu uygulamaların örnekleri arasında, annelerin başörtülü olması nedeniyle evlatlarının askeri yemin törenlerine alınmaması, üniversitelerde başörtüsü yasağı ve hatta bazı yerlerde belediye meclislerinde dahi başörtüsüne ilişkin kısıtlamalar yer alıyordu.
Bu kısıtlamaların bir örneği, 2009 yılında Isparta Belediye Meclisi'nde yaşandı. O dönemde AK Parti'ye mensup olan meclis üyesi Hatice Çakır, başörtüsü takmak istemesi üzerine izin verilmemiş, peruk takmak zorunda kalmıştı. Bu durum, o dönemdeki başörtüsü yasağının absürtlüğünü ve kişisel özgürlüklerin kısıtlanmasının yarattığı trajik durumları gözler önüne serdi.
Ancak, son yıllarda Türkiye'de başta başörtüsü olmak üzere birçok özgürlük alanında ilerleme kaydedildiği görülüyor. Kamusal alanda özgürlüklerin artmasıyla birlikte, toplumun farklı kesimlerinin yaşam tarzlarına saygı gösterilmesi ve kişisel tercihlerin özgürce yaşanması önemli bir gelişme.
Bu gelişmeler, Türkiye'nin demokratikleşme ve özgürlükler sürecinde önemli adımların atıldığını gösteriyor.
Haber32/Nadir Öngören
