Bir suç şüphesinin ortaya çıkmasıyla birlikte, savcı ve kolluk birimleri olayın aydınlatılması adına gerekli soruşturma işlemlerine başlar. Bu işlemlerin ilk sıralarında, suç işlemiş olduğu hususunda şüphe bulunan kişinin savcı veya kolluk tarafından dinlenilerek beyanlarının tutanağa geçirilmesi yani “ifade alma” prosedürü bulunmaktadır.
Mağdur, müşteki, tanık gibi öznelerin ifadeye çağrılması ise aslında soruşturma aşamasındaki bilgi toplama faaliyetidir. Bu kişiler için ifade tutanağı değil “bilgi alma tutanağı” düzenlenir.
“İFADEYE ÇAĞRILDIM, GİTMEZSEM NE OLUR?”
Uygulamada kolluk, ilgilileri daha çok telefon ile çağırmaktadır. Savcılıklar da SMS göndererek ifadeye çağırabilmektedir. Telefon veya SMS ile ifadeye davet edilen kişi, bu çağrıya uymadı diye zorla getirilemez.
Şüpheli veya tanık, resmî bir davetiye (çağrı kâğıdı) ile çağırılmış ve mazeretsiz olarak gelmemesi hâlinde zorla getirileceği ihtarı da yapılmışsa artık bu davete icabet edilmesi zorunludur. Aksi hâlde kişi hakkında yakalama yahut zorla getirme kararı çıkarılabilir (CMK 145, 146).
İFADE ALINMASI SÜRECİ NASIL İŞLER?
1. Kimlik Tespiti Yapılır:
İfade almaya başlamadan önce kişinin kimliği saptanır. Kimliğe ilişkin sorulara doğru cevap vermek zorunludur.
Kimlik tespitinde susma hakkı kullanılamaz. Kimliğini bildirmeyen yahut yalan söyleyen kişiye Kabahatler Kanunu uyarınca idari para cezası; gözaltı ve tutukluluk tedbirleri uygulanabilir. Yanı sıra, resmî belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma veya başkasına ait kimlik bilgilerinin kullanılması suçu oluşabilir.
2. Suç İsnadı Anlatılır:
Suç şüphesi altında olan kişiye, isnadın dayanağı olay ve kanunda hangi suça karşılık geldiği bildirilmelidir. Tereddüde yer vermeyecek bir şekilde ne ile suçlandığı anlatılmayan kişinin ifadesi alınamaz.
3. Avukat Yardımı Alınabileceği Hatırlatılır:
Avukatın hukuki yardımından yararlanmak isteyen kişinin ifadesinin alınmasına hiçbir şekilde geçilemez.
Avukatlık hizmeti alacak maddi gücü olmadığını beyan eden kimseye barodan bir avukat atanır. Kanunda sayılan zorunlu müdafilik hâllerinde ise kişi istemese dahi avukatın hazır bulunması bir mecburiyettir.
Avukat hazır bulunmaksızın kollukça alınan ifade, mahkeme huzurunda sanık tarafından doğrulanmadıkça hükme esas alınamaz, delil olarak kullanılamaz.
4. Susma Hakkının Bulunduğu Bildirilir:
Anayasa m. 38/5’de yasal temelini bulan ilkeye göre hiç kimse kendini ve kanunda gösterilen yakınlarını suçlayıcı beyanda bulunmaya ve bu yönde bir delil göstermeye zorlanamaz.
Şüphelinin susma hakkı vardır ve bu hakkının bulunduğunun kendisine yakalandığı anda veya ifadeye geldiği anda bildirilmesi mecburidir. Susma hakkını kullanmak, kişinin aleyhine yorumlanamaz.
Ancak susma hakkını kullanmak her zaman fayda getirmeyebilir. Zira bazı suçlar bakımından ikrarda bulunmak, diğer faillerin ortaya çıkarılmasına yardımcı olmak gibi hususlar etkin pişmanlıktan yararlanılarak cezada indirim yapılmasını sağlamaktadır.
İFADE ALMADA YASAK USULLER
Şüphelinin beyanı özgür iradesine dayanmalıdır. Bunu engelleyici nitelikteki her türlü bedensel veya ruhsal müdahale yasaktır. Aşağıda açıklanan kurallar ihlal edilerek alınmış ifade, delil olarak kullanılamaz. YASAK USULLERLE ALINMIŞ İFADEDE SUÇ İKRAR EDİLMİŞ OLSA BİLE BU İKRARA DAYALI MAHKÛMİYET HÜKMÜ KURULAMAZ.
A. Kötü Davranma: İteleme, yüzüne tükürme, yaka-paça sürükleme, sigara tiryakisi bir kişiyi uzun süre nikotinden yoksun bırakma vb. hareketler kötü davranma kapsamına girer.
B. İşkence: Sistematik ve belli bir sürece yayılan fiillerle kamu görevlisinin, bir kişiye karşı insan onuruyla bağdaşmayan ve bedensel veya ruhsal yönden acı çekmesine yol açacak davranışlar sergilemesidir. Örneğin, ifadesi alınacak kişiyi çok uzun süre yüksek ışık altında sürekli uyanık tutarak uykusuz bırakmak işkencedir.
C. Yorma: Örneğin; bazı emniyet birimlerinde ifade alma işlemlerine gecenin geç saatlerinde başlanması ve aynı kişinin ifadesi tamamlanmadan, işleminin sabah vardiyasında görevli polislere devredilmesi, bu şekilde kişinin uzun süre ifade verme nedeniyle yorulmuş olması nedeniyle söz konusu ifade alma işlemi hukuka aykırı olacaktır.
İlaç verme, gerçekte böyle bir durum olmadığı hâlde suçunu itiraf ederse daha az ceza alacağı gibi aldatıcı sözler söyleme, tehdit etme, yalan makinesi vb. araçları kullanma gibi hâller de yasak usuller kapsamındadır (CMK 148).
İFADE VERİLİRKEN AYAKTA DURMAK GEREKİR Mİ?
Uygulamada alışkanlık hâline getirilmiş ise de mevzuatta ifade veren kişinin ayakta durması gerektiğine dair bir hüküm bulunmamaktadır. İfadeyi alan kişi savcı dahi olsa ayakta durmaya gerek yoktur. Bu sebeple oturmak isteyen kişilere engel olunması da kötü davranma yasağı kapsamında değerlendirilebilir.
İFADE ALMA İŞLEMİ NE KADAR SÜRER?
İfade alma süresi, suçlamanın ve olayın mahiyetine göre değişir. Herhangi bir karakolda 1 saat sürecek bir ifade verme işlemi, narkotik veya organize suçlar gibi şubelerde 12 saat sürebilir. İfade alma süresi; şüpheli ve müşteki sayısı, telefon dinleme kayıtlarının şüpheliye okunması, arama kararı neticesinde elde edilen materyallerin tek tek sorulması gibi birçok faktöre bağlı olarak uzayıp kısalabilir.
İFADE ALINDIKTAN SONRA NE OLUR?
Savcının, şüphelinin masum olduğu yahut dava zamanını dışarıda beklemesinin bir sakınca oluşturmayacağı kanaatine varması hâlinde kişi serbest bırakılır. Aksi hâlde, yani kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösterir somut deliller söz konusu ve gözaltı ve tutuklamaya ilişkin diğer muhakeme şartları da mevcut ise ifadesi alınan kişi hakkında bu tedbirler uygulanacaktır.
İFADE ALINMASI SİCİLE İŞLER Mİ?
Yalnızca “şüpheli olarak ifade vermiş” olmak, kişinin adli sicil kaydına da arşiv kaydına da işlemez.
Av. Onur TANIK
Kaynakça:
1. YENİSEY, Feridun/ NUHOĞLU, Ayşe, Ceza Muhakemesi Hukuku, Güncellenmiş 9. Baskı, Seçkin Yayınevi, Ankara, 2021.
2. Ahmet ASLAN, Cumhuriyet Savcısı ve Soruşturma, Güncellenmiş 7. Baskı, Adalet Yayınevi, Ankara, 2021.
3. https://barandogan.av.tr/blog/ceza-hukuku/ifade-verme-veya-alma-ve-sorgu-nedir.html