15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü etkinlikleri akşam düzenlenen bir dizi etkinlikle devam etti.
Isparta Belediyesi önünden başlayan kortejle devam eden programa Vali Aydın Baruş, Isparta Milletvekilleri Mehmet Uğur Gökgöz, Osman Zabun ve Hasan Basri Sönmez, Belediye Başkanı Şükrü Başdeğirmen, askeri, adli ve mülki erkan, kamu kurum ve kuruluş müdürleri, siyasi parti temsilcileri, sivil toplum kuruluşları ve çok sayıda vatandaş katıldı.
Kortej ellerinde Türk bayraklarıyla Isparta Belediyesi önünden hareket ederek Isparta Valiliği önünde bulunan 15 Temmuz Cumhuriyet ve Demokrasi Meydanına kadar mehteran takımı eşliğinde yürüdü.
15 Temmuz Cumhuriyet ve Demokrasi Meydanındaki etkinlik Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yapmış olduğu konuşmanın alanda bulunanlar tarafından dinlenmesiyle başladı. Ardından saygı duruşunda bulunularak İstiklal Marşımız okundu.
Program Kur’an-ı tilaveti sunulması ve dua edilmesiyle devam etti. Daha sonra ise protokol konuşmaları gerçekleştirildi.
Vali Baruş burada yaptığı konuşmada: “Saygıdeğer Ispartalılar, Sizleri en derin hürmet ve muhabbetlerimle selamlıyorum.15 Temmuz Demokrasi Zaferi’nin 8’inci Yıldönümünde, Demokrasi ve Milli Birlik Günü’nde, bu destansı mücadeleyi yad etmek ve şehadet makamına yürüyen Aziz Şehitlerimizi Anmak, o gecede kendini vatana ve millete siper eden kahraman gazilerimizi hatırlamak üzere bir araya geldik. Bu anlamlı program vesilesiyle, 15 Temmuz 2016’da, canlarını vatanımızın ve milletimizin bekası için, göğsünü siper eden Şehitlerimizin aziz hatırasını yad eden Sizlere teşekkür ediyor, tüm katılımcıları en derin hürmet ve muhabbetlerimle selamlıyorum. Isparta insanının bu mücadeleyi ve kahramanlarını yad etmesi, 8 yıl önce bu gece yaşanan ihaneti unutmaması vatanına ve milletine karşı bağlılığının açık bir göstergesidir. Bu meydandaki manzara, milli değerlerimize olan sadakatin, şehitlerimizin emanetine olan vefakârlığın, Isparta olarak birliğimize olan inancın ifadesidir. Bu manzarayı oluşturan Değerli Kardeşlerim, Sizleri Can-ı Gönülden tebrik ediyorum. Allah hepinizden razı olsun. Kıymetli Kardeşlerim, Her milletin milli benliğini inşa eden, zor zamanlarında verdiği varlık-yokluk mücadelesinde dönüm noktası teşkil eden anlar vardır. Türk Milleti, Anadolu topraklarında yaklaşık bin yıldır, var olma ve mevcudiyetini baki kılma mücadelesi vermektedir. Aziz Milletimiz, tarihi boyunca, vatanına ve mukaddes değerlerine kast eden düşmanlarla cansiperane bir anlayışla mücadele etmiş, iman ve cesareti sayesinde her türlü imkânsızlığın üstesinden gelmeyi başarmıştır. Malazgirt Meydan Muharebesinde Sultan Alparslan ve ordusunu, Miryokefalon Savaşı’nda Sultan Kılıç Arslan ve neferlerini, İstanbul’un Fethi’nde Fatih Sultan Mehmet Han ve yeniçerilerini, Çanakkale Savaşı ve İstiklal Mücadelesinde Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve askerlerini zafere taşıyan ruh, atalarımızın bizlere mirası olan şehadet ve gaza ruhudur. Vatan, bayrak, ezan, namus, şeref, özgürlük ve bağımsızlık söz konusu olduğunda, canını ve kanını esirgemeden mücadele etmeyi ifade eden bu fedakârlık anlayışı Milletimizin bu topraklar üzerinde bin yıldır izzeti ve şerefiyle yaşamasını temin etmiştir. Milletimiz; tarihi boyunca kendisini bu topraklardan atmak isteyen, birlik ve beraberliğini parçalamak isteyen, özgürlük ve bağımsızlığını yok etmek isteyen sayısızca düşman saldırısı ile karşı karşıya kalmıştır. Bize karşı savaş açan düşmanlar, harp meydanlarında mağlup edemedikleri bu kahraman milleti, içerisine nifak tohumları ekmek suretiyle bölmeyi ve boyun eğdirmeyi denemişlerdir.40 yıldan beri; bölücü terör örgütünü kullanarak ülkemizin bir bölgesini Türkiye’den koparmak, insanlarımız arasına nifak düşünceleri sokarak birbirine düşman etmek, Ülkemizi zafiyete uğratarak kendilerine baş eğmeye mecbur bırakmak isteyen uluslararası güçlere ve onun piyonlarına karşı; Polisimizin, jandarmamızın, askerimizin ve milletimizin verdiği kahramanca mücadele, şer amaçlarına ulaşmak isteyen karanlık odaklara daima mani olmuştur. Türkiye’nin her geçen gün güçlenerek dünyanın ve bölgesinin önemli güçlerinden biri haline gelmesini, hak ve adaleti haykıran bir ülke olmasını istemeyen, Terörle başarılı bir şekilde mücadele etmesini, tüm dünya mazlumları için emin bir sığınak olmasını hazmedemeyen şer odakları, bu sefer Milletimizi içeriden vurmayı planlamışlardır. Devletimizi yönetenlere karşı güvensizlik oluşturmak, halkımızı birbiriyle düşman hale getirmek için bin bir türlü komploya başvuran bu karanlık güçler, yıllardır himayelerine aldıkları işbirlikçileri vasıtasıyla bu emellerini gerçekleştirme peşine düşmüşlerdir.15 Temmuz 2016 gecesi yaşananlar, bu melun emelleri gerçekleştirmek isteyenlerin Türk Milletine karşı tertiplemiş olduğu suikast planını nerelere kadar götürebileceklerini açıkça göstermiştir. FETÖ terör örgütünü kullanarak; seçimle gelmiş iktidara ve devletimizin temel kurumlarına olan güveni yok ederek bu amaçlarına ulaşmak istediler. Sayın Cumhurbaşkanımızın, Başbakan iken telefonlarını dinleyen, MİT Teşkilatımıza baskın yapan, Gezi Olaylarını genel bir kalkışma için kullanan, 17-25 Aralık sürecini sinsi bir şekilde organize eden, MİT tırlarını Adana’da durduran ve devletin en gizli toplantılarındaki sırları ifşa eden, böylece Türkiye’yi dünya kamuoyu gözünde itibarsız hale getirmeye çalışanlar işte bu şer odakları ve bu odakların işbirlikçisi olan FETÖ terör örgütüydü. Tüm bu girişimleriyle, Milletimizin büyük teveccühüne mazhar olmuş Sayın Cumhurbaşkanımızı ve seçilmiş iktidarı halkın oylarıyla görevi başından uzaklaştıramayacağını anlayan bu şer mihrakları, bu kez hedeflerine sadece iktidarı değil Milletimizi de koyarak canice bir girişime imza attılar. 15 Temmuz’da Milletimizin yaşadığı büyük ihanet sürecini anlamak ve bir daha bu tür ihanetlerin yaşanmaması için FETÖ Terör Örgütünün ne olduğunu anlamak, çocuklarımıza ve genç nesillerimize bu ihanetin büyüklüğünü mutlaka anlatmalıyız. On yıllarca; devletimizi ele geçirmek için, bünyesine aldığı gençleri safsatalarla aldatarak, kendisine her koşulda itaat edecek birer kukla yapan, onları insan olmaktan çıkararak riyakârca davranmayı karakterleri haline getiren bu örgüt, dini değerleri önemsediği yalanıyla İslam’ın vazettiği en temel vasıfları bir tarafa atmıştır. Hepimizin bildiği Hadis-i Şerif’te Sevgili Peygamberimiz; “Müslüman diğer Müslümanların elinden ve dilinden güvende olduğu kimsedir. Mümin de canları ve mallarının güvende olduğu kişidir” buyurmuştur. Suret-i haktan görünerek dinimizin her kutsal değerini istismar eden, milletten topladığı yardımları kendi menfaatleri için kullanan, başkalarının hakkını çalarak kendi elemanlarını devletin önemli kademelerine yerleştiren, Kendisine boyun eğmeyenleri yalan, iftira, şantaj gibi şeytani desiselerle küçük düşüren, insanların özel hayatını takip ederek ahlaksızca bunları afişe eden, Kendi menfaatleri tehlikeye düştüğünde devletin en gizli sırlarını dahi yabancılara teslim etmekten çekinmeyen, Emniyet ve yargı içerisine yerleştirdiği sadık elemanları vasıtasıyla insanları haksızca yargılayıp mahkûm eden, FETÖ terör örgütü, Sinsi emellerine erişmenin son çaresi olarak, şanlı Türk Ordusunun içerisine sızdırdığı militanları vasıtasıyla kanlı bir darbe girişimine kalkıştı. Milletine ve onun mukaddes değerlerine kurşun sıkarak ihanetlerin en büyüğünü sergiledi. Bin bir türlü hile ve iftira ile halkımızın iradesini etkileyemeyeceğini anlayan bu melun örgüt, bu kanlı darbeyle; Türk Milletinin iradesini temsil eden Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ı ve Türkiye Büyük Millet Meclisini ortadan kaldırarak bu iradeyi esaret altına almayı, Bağımsızlığımızı ortadan kaldırarak Türkiye’yi uydu bir devlet haline getirmeyi, Halkımızı bir birine düşürmek ve güvenliğimizi yok etmek suretiyle ülkeyi kaosa sürüklemeyi, Ülkemizin bazı bölgelerinin terör örgütlerince işgal edilerek Anadolu’nun parçalanmasını, kısacası İstiklalimizi ve İstikbalimizi hedef aldı. Kıymetli Kardeşlerim, Bundan tam 8 yıl önce, 15 Temmuz 2016’da Cuma Gününün ruhumuza verdiği huzuru yaşarken, bu beraberlik ruhuna kurşun sıkan bir suikastla karşılaştık. Türk Milletinin büyük teveccühüyle, seçimiyle işbaşına gelmiş Sayın Cumhurbaşkanımızı hedef alarak milli iradeyi, Türkiye Büyük Millet Meclisini bombalayarak demokrasimizi lağvetmek istediler. Devletin stratejik kurumlarını; MİT’i, Polisimizi, TRT’yi, TÜRKSAT’ı hedef alarak güvenliğimizi yok etmek istediler. Meydanlara akan insanlarımızı kurşun yağmuruna tutarak, tanklarla ezerek inancımızı, direncimizi ortadan kaldırmak istediler. Ülkemize, demokrasimize, şerefimize kasteden darbeci hainlere karşı Milletimiz, Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın çağrısına uyarak, ölüme meydan okuyarak tarihin altın sayfalarında yer alacak destansı bir mücadele verdi. Bu millet izzetinin ayaklar altına alınmasındansa, ölmeyi tercih eden bir millet olduğunu unutmadı. Genciyle, yaşlısıyla, kadınıyla, erkeğiyle, polisiyle, askeriyle, jandarmasıyla verilen bu destansı mücadelede 252 kardeşimiz şehadet makamına, 2.740 kardeşimiz gazilik mertebesine ulaştı. Ankara’da Özel Kuvvetler Komutanlığı’na girmeye çalışan darbeci hain Semih Terzi’yi alnından vurarak öldürdükten sonra, otuz kurşunla şehit edilen, 15 Temmuz direnişinin simgesi olan Niğdeli Kıdemli Başçavuş Ömer HALİSDEMİR başta olmak üzere, Canımızdan canlar kaybettik. Her birinin hikâyesi bu direnişteki azmin, sebatın ve fedakârlığın simgesi oldu. Onların kahramanlıkları, vatan ve millet aşkının ne anlama geldiği konusunda evlatlarımıza anlatacağımız ilham kaynakları oldu. Onlar, şehit kanlarıyla sulanmış bu Aziz Vatanın bağımsızlığı, Milletimizin bu topraklar üzerinde izzet ve şerefle yaşaması için canlarını Hakka teslim ettiler. Binlerce gazimiz, bu ülkeye ve insanına zarar gelmesin diye vücutlarını siper ettiler. Allah şehadet makamına ulaşan kardeşlerimize rahmet eylesin, makamlarını cennet eylesin. Saygıdeğer Ispartalı Kardeşlerim, Sevgili Kardeşlerim, Şehitlerimizin ve gazilerimizin, canları ve kanlarıyla tarihin altın sayfalarına nakşettikleri bu direniş eşsiz bir zaferdir. 15 Temmuz Kula Kulluk Edenlere Karşı Yalnızca Allah’a Kulluk Edenlerin Zaferidir. 15 Temmuz Şeref ve İzzetini Ayaklar Altına Atanlara Karşı İradesini Asla Çiğnetmeyenlerin Zaferidir. 15 Temmuz Aklını ve Vicdanını Başkalarına Kiraya Veren Mankurtlara Karşı Hür İradesini Kimseye Teslim Etmeyenlerin Zaferidir. 15 Temmuz Ruh Planında Ebedi Helake Mahkûm Olmuş Köle Ruhlulara Karşı “Ben Ezelden Beridir Hür Yaşadım, Hür Yaşarım. Hangi Çılgın Bana Zincir Vuracakmış Şaşarım” Diyenlerin Zaferidir. 15 Temmuz Milletini Arkadan Vurmaya Çalışan Namertlere Karşı, Canını ve Kanını Vatanına ve Milletine Adayan Yiğitlerin ve Mertlerin Zaferidir. 15 Temmuz; İnsani ve Milli Değerlerimizi Yok Etmeye Çalışanlara Karşı Ruhunu Bu Milletin Değerlerine Adayanların Zaferidir. 15 Temmuz; Milletin İradesi Karşısında Korkakça Kaçıp Başkalarının Kucağına Sığınanlara Karşı Ölüme Meydan Okuyanların Zaferidir. 15 Temmuz; Ülkesine ve İnsanına Utanmazca İhanet Edenlere Karşı Vatanını ve Milletini Canından Aziz Bilenlerin Zaferidir. 15 Temmuz demokrasiyi ortadan kaldırmak isteyenlere karşı Milli İradeyi hâkim kılanların Zaferidir. Kısacası 15 Temmuz, Milli İradenin Zaferi, Büyük Türk Milletinin Zaferidir.15 Temmuz’da, hayatlarını vatana ve bu Aziz Millete siper ederek Demokrasi Destanı yazan Aziz Şehitlerimize olan borcumuzu asla ödeyemeyiz. Şehitlerimize ve gazilerimize minnet ve vefa borcumuz vardır. Bu borcu ifa etmek için üzerimize düşen vazifeler olduğunu asla unutmayacağız. 15 Temmuz Diriliş Ruhunu Benliğimizde ve Kalbimizde Daima Yaşatacağız. Ülkemizi ve Milletimizi, hiçbir menfaat gözetmeksizin, pazarlıksız ve içten seveceğiz. Vatan, Millet, Bayrak, Din, Ezan, Namus, İzzet ve Şerefimiz tehlikeye düştüğünde hiç çekinmeden canımızı vermeye hazır olacağız. Zillet altında yaşamaktansa şerefli bir ölümü tercih edeceğiz. Türkiye’nin ve Türk Milletinin yücelmesi için çok çalışacağız. Ceddimizin ve şehitlerimizin emanetinin değerini çok iyi bileceğiz. Ülkesini ve milletini kendi nefsinden çok seven, Türkiye’nin gücüne inanan, 21’inci yüzyılın Türkiye Yüzyılı olması için canla başla çalışan, Milletimizin bekasını sağlayan mukaddes değerleri kalbinin en ücra köşesinde titreyerek hisseden, sahip olduğu bu değerleri hiç korkmadan her ortamda cesaretle haykırabilen nesiller yetiştireceğiz.15 Temmuz’da şehit ve gazi olan kardeşlerimizin emanetine sahip çıktığını, 15 Temmuz ve demokrasi nöbetlerinde olduğu gibi bu gece de gösteren, buradaki tüm vatandaşlarımıza teşekkür ediyorum. Cenab-ı Hak bu millete, 15 Temmuz gibi ihanetleri bir daha yaşatmasın,
FETÖ ve diğer terör örgütlerinin şerrinden bizleri emin eylesin, Yüce Mevla ülkemize ve milletimize tuzak kurmaya kalkanlara fırsat vermesin, Rabbimiz bizleri kardeşçe yaşama şuuruna sahip olanlardan eylesin, Yüce Yaradan kalplerimizi şehadet ve gaza ruhundan mahrum bırakmasın, Hak Teala bu Aziz Milleti kıyamete kadar baki kılsın. Allah’ın Selamı üzerinize olsun” dedi.
Konuşmaların ardından Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü sporcuları tarafından gerçekleştirilen şehitler koşusuyla program alanına getirilen Sancak milli halterci Fatmagül Çevik tarafından Vali Baruş’a teslim edildi.
Programda öğrenciler tarafından kahramanlık şiirleri okundu.
Programın son bölümünde ses sanatçısı Ertuğrul Kiraz’ın kahramanlık türkülerini seslendirdiği konser düzenlendi.
Minarelerden sela okunmasıyla demokrasi nöbetine geçen Ispartalılar sabahın ilk ışıklarına kadar 15 Temmuz Cumhuriyet ve Demokrasi meydanında nöbet tutmaya devam etti.
Vali Baruş alanda bulunan stantları da gezerek gece boyu demokrasi nöbetinde olan vatandaşlarla sohbet edip fotoğraf çektirdi.