Ülkemizin en seçkin askeri kurumlarından biri olan Dağ Komando Okulu ve Eğitim Merkezi'nin mazisi 1926 yılına kadar dayanır.

Yüce Atatürk'ün önderliğinde üç yılı aşkın süren kahramanlıklarla dolu büyük bir "Milli Mücadele" ve "İstiklal Harbi"nden sonra yeni Türkiye Cumhuriyeti’ni kuranlar; bu coğrafyada güven ve barış içinde yaşayabilmek için güçlü ve modern bir ordunun varlığının şart olduğunu çok iyi biliyorlardı.

İşte bu noktadan hareketle, bu ordunun çekirdeğini oluşturacak birliklerden birinin Eğirdir’e kurulmasına karar verilir. Böylelikle 1926 yılında “Eğirdir Dağ Talimgâhı”, Eğirdir sivrisinin yalçın kayalıklarında eğitime başladı.

O yıllarda Eğirdir’in nüfusu beş bin bile değildi, ama böyle önemli bir askeri birliğin burada kurulması da rastlantı değildi.

Batı Toroslar’ın görkemli dağları, tepeleri, yaylaları ve ülkemizin dördüncü büyük gölünün bulunduğu bu yörenin böylesi bir askeri birliğin eğitimi için gerekli hemen hemen tüm koşulları taşıması, İzmir-Aydın-Denizli-Dinar Demiryolu Hattının Eğirdir’e kadar gelmesi, bu birliğin burada konuşlanmasında önemli bir rol oynamıştır.

Bir de buna kendine özgü iklimini de eklediğinizde, Eğirdir’in bu iş için biçilmiş kaftan olduğunu hemen anlarsınız.

“Eğirdir Dağ Talimgâhı” o günlerde, yeni savaştan çıkmış bir ülkenin bin bir yokluğu ve güçlüğü içinde inanılmaz bir mücadele ile kısa sürede büyüyüp gelişiyor, Eğirdir Sivrisi’nden Davraz Dağı’nın zirvelerine ulaşıyordu.

1928 yılında bu birliğe, kış şartlarında da üstün bir savaşçı özelliği kazandırabilmek için Camili Yayla’da kayak tesisleri kuruluyordu. O yıl Eğirdir’de çok çetin bir kış olmasına rağmen Kurtuluş Savaşımızın önde gelen kahramanlarından ve yiğit komutanlarından Mareşal Fevzi ÇAKMAK ve Orgeneral Fahrettin ALTAY, diğer ordu komutanları ile birlikte Eğirdir’e geliyorlardı.

Isparta yöresinin en yüksek dağlarından biri olan Davraz Dağı’nın yamaçlarında kurulan bu tesis için anlamlı bir açılış töreni yapılarak Eğirdir müstesna bir gün yaşıyordu.

1930 ve 1940’lı yıllarda “Eğirdir Dağ Talimgâh Birliği” giderek daha büyür ve güçlenir. Çünkü o yıllarda dünya yeni bir savaşın eşiğine gelmiş, 1939’dan itibaren de başta Avrupa olmak üzere cayır cayır yanmaya başlamıştı.

Bu yıllar aynı zamanda Dağ Talimgâh Birliği’nin Eğirdir’e damgasını vurmaya başladığı yıllardır. Bu birliğin buraya yerleşip kökleşmesi; Eğirdir’in çehresini de değiştiriyordu. Talimgahın kurulduğu Yazla Mahallesi’ne önceleri birkaç bağevi (Kelif) varken, şimdi Eğirdir’in en gözde yerleşim yeri oluyordu.

Ordumuzu yakından tanımayanlar ya da art niyetli olan kişilerden duyduğumuz bir söz vardır: “Ordu ülkenin en güzel yerlerini kapıyor!...”

Bu yanlış ve önyargılı bir düşüncedir.

Doğrusu şudur: Ordumuz, bulunduğu yeri daima güzelleştiriyor, cennet bir yurt köşesi haline getiriyor…

Bu Eğirdir’de de böyle olmuştur, başka yerlerde de…

Hemen burada Emekli Yarbay Nurtay YATMAN2dan dinlediğim bir öyküyü anlatayım: Yıl 1971’dir. O zamanki Belediye Başkanı İbrahim GENCAY, Belediyeye gelir temin etmek üzere Büyük Yazla Tepesi’ni satışa çıkarır. Aradan iki yıl geçmesine rağmen tek bir alıcı çıkmaz. Bunun üzerine Dağ Komando Okulu Komutanlığı, o günün rayiç bedeli üzerinden burasını satın alarak bugünkü güzel Orduevini yapar. Bu çıplak-kıraç tepeleri ağaçlandırarak, Eğirdir’in güzelliğine güzellik katar.

Eğirdir Dağ Talimgâh Birliği’nin Eğirdir Dağ Komando Okulu ve Eğitim Merkezi Komutanlığı’na dönüşmesinden sonra Yazla Mahallesi de ilçenin en güzel mahallesi olur.

Ben, Eğirdir Dağ Komando Okulu’nu 1968 yılında Isparta’daki 58. Tümen Okuma Yazma Okulu’nda askerlik yaptığım dönemde tanıdım. Buradaki kahraman er ve subayların sesleri ta Isparta’lardan duyuluyordu…

1970’li yıllar ise, Dağ Komando Okulu’nun Türkiye gündemine damga vurduğu yıllardır. 1974 Temmuzunda başlayan Kıbrıs Barış Harekatı’na buradan giden ve en önde savaşan birliklerin kahramanlıklarını Türk Halkı hiçbir zaman unutmadı, unutmayacaktır.

Dağ Komando Okulu ve Eğitim Merkezi’nin Eğirdir’deki Yeri ve Önemi

78 yıldır Eğirdir’de varlığını sürdüren bu kurumun yöreye katkıları sayılamayacak kadar çoktur. Eğirdir, ekonomik, sosyal ve kültürel bakımdan bir yerlere gelmişse bunda en büyük pay, Dağ Komando Okulunundur.

1986-1987 yıllarında, yer darlığı nedeniyle buradaki askerlerin bir kısmı Isparta Okuma Yazma Okulu Tesisleri’ne kaydırılmış olsa da Dağ Komando Okulu ve Eğitim Merkezi Komutanlığı, bu kez yepyeni ve çok daha önemli bir işlev kazanmıştır.

Gözbebeğimiz olan ordumuzun Subay ve Astsubaylarının komando eğitimi burada yapılmakta, Yedek Subay Öğrencileri, Çavuş ve Uzman Çavuşlar burada yetiştirilmekte, başta Türki Cumhuriyetler olmak üzere birçok ülkeden askeri mensuplar burada eğitim görmekte; Dağ Komando Okulu’nun ünü yurtdışına taşmaktadır.

İçten ve dıştan gelebilecek tehlikeler karşısında ulusumuzun en büyük güvencelerinden biri Dağ Komando Okulu’dur. Her eğitim döneminde yüzlerce işinin ehli eleman yetiştirilirken, bunların yakınları da Eğirdir’e gelmekte, iç turizm önemli bir ivme kazanmaktadır. Bu hareketten Eğirdir’deki bütün kesimler yararlanmaktadır.

Burada bizzat yaşadığım bir anımı sizlere aktarmak isterim: 1980’li yıllardı. Eğirdir Lisesi Müdürlüğü görevini yürütmekteydim. Okulumun maddi işleyişiyle ilgili her dara düştüğümüzde Dağ Komando Okulu, Hızır gibi imdadımıza yetişiyordu. O yıllarda bu seçkin kurumda Komutan olan Cemal Eruç Paşa’nın şu sözlerini hiç unutamam: “Müdür bey, eğitim kurumlarına yapılan her yardım, bu yurda ve ulusa yapılmış demektir. Bizim yapabileceğimiz her ne olur ise, daima yanınızdayız!...”

Bu sözler çalışmalarımıza nasıl şevk ve heyecan katardı anlatamam…

Kaç kez yaşadım: “Nerede görev yapıyorsunuz?...” diye sorulup, “Eğirdir’de” dediğimde, Dağ Komando okulu ile ilgili ne güzel anılar dinlemişimdir. Buraya gelip görev yapanların hepsi bir Eğirdir elçisiydi sanki…

Hiçbir kurum ya da kuruluş, Dağ Komando Okulu kadar Eğirdir’in tanıtımını yapmamıştır, yapamamıştır…

Bugün güzel Eğirdir’in her yerde bilinip tanınmasının onuru, en başta Dağ Komando Okulu’na aittir.

Böylesi şanslı başka bir ilçe var mı?..

Bundan dolayı Eğirdirliler ne kadar övünç duysa azdır…

Miryakefalon Kavşağı’nda Kaza Miryakefalon Kavşağı’nda Kaza

Muhabir: Ali Rıza Cesur