Ahşap ustalığını dededen babaya aktarılan bir miras olarak değerlendiren Dikici, bu mesleği hem hayatının geçim kaynağı hem de bir tutku olarak görüyor. İki çocuğunu da bu işi öğreterek yetiştiren Dikici, aynı zamanda bu geleneksel sanatı gelecek kuşaklara aktarma misyonunu üstleniyor.
Dükkanında satışını gerçekleştirdiği ürünler arasında gelin sandıkları, tahta kaşıklar, fırıncı küreği, hediyelik eşyalar ve daha birçok ahşap ürün bulunuyor. Ancak Dikici, zamanla bazı ürünlerin talebinin azaldığını gözlemliyor. Örneğin, gelin sandıkları eskisi kadar popüler değil, ve deriden yapılmış buğday elekleri üreten kişi sayısı da azalmış durumda.
Son yıllarda ise ahşap ürünlere olan ilginin arttığını belirten Dikici, insanların sağlıklı ve uzun ömürlü ürünlere yönelmeye başladığını ifade ediyor. Ahşabın doğallığı ve dayanıklılığı, müşterilerin tercih sebebini oluşturuyor.
Dikici ayrıca, dükkanının bulunduğu caddede eskiden halk pazarının kurulduğunu ve bu dönemde daha fazla satış yaptığını söylüyor. Ancak halk pazarının kaldırılmasının ardından kendisini tanıyan veya tavsiye üzerine gelen müşterilerin alışveriş yapmaya devam ettiğini belirtiyor.
Mehmet Dikici, ahşap ustalığını sürdürerek bu geleneksel zanaatı yaşatmaya ve gelecek kuşaklara aktarmaya kararlı. Onun elinden çıkan ahşap ürünler, hem yerel kültüre bir saygı hem de el işçiliğinin önemini hatırlatan değerli eserler olarak öne çıkıyor.
Haber32 – Ali Rıza Cesur