Gül Baba Türkiye’de fazlaca tanınmamasına rağmen, Macaristan’da çok tanınan bir şahsiyettir. Ahmet Hikmet (Müftüoğlu), Rıza Tevfik’e yazdığı mektubunda Gül Baba’nın Macaristan’da çok meşhur olduğunu belirttikten sonra, onun için şarkılar, şiirler, hikâye ve romanlar yazıldığını, operalar bestelendiğini belirtmiştir. Türbede medfun olan Gül Baba’ya ait kemiklerin 400 yıl çürümeden durduğu; bunların bulundukları yerden çıkartılarak Macar kafatası mütehassısları tarafından incelemeye tabi tutulduğu ve incelemeden sonra Gül Baba’nın ince, uzun boylu bir ihtiyar olduğu belirlenmiştir. Gül Baba’nın hayatını konu alan GÜL BABA 1940 adında filmler çekilmiştir. Gül Baba’nın elinde büyük bir tahta kılıçla muharebelere giren bir savaşçı olduğu iddia edilmektedir. Günümüzde, Gül Baba Türbesi’ndeki pilakette, şunlar yazılıdır: “Gül Baba 15. yüzyıl sonlarıyla 16. yüzyıl başlarında yaşamış şair bir Bektaşi dervişidir. Doğum tarihi bilinmiyor. Asıl adı Cafer’dir. Külahında daima bir gül taşıdığı için “Gül Baba, Gül Dede” lakabıyla tanınmıştır. Evliya Çelebiye göre Merzifonlu, yeni belgelere göre de, Isparta ili Uluborlu ilçesinin İlegüp köyündendir. 1531 yılında Kanuni Sultan Süleyman’ın daveti üzerine Budin’e gönderilmiş, bir tekke kurmuş, Bektaşi

hoşgörüsü ile kısa zamanda Buda (Budin) halkının sevgilisi hâline gelmiştir. 1541 yılında 1 Eylül günü Budin savaşında şehit düşmüştür. 2 Eylül 1541 günü Şeyhülislam'ın kıldırdığı cenaze namazına Kanuni Sultan Süleyman da katılmış, Budapeşte’de bugün türbesinin bulunduğu yere gömülmüştür.

Haber/ Ali Rıza Cesur

Kamu çalışanı Ocak'ta refah payı istiyor Kamu çalışanı Ocak'ta refah payı istiyor

Editör: Ali Rıza Cesur