Türkiye Kamu-Sen İl Temsilcisi Hilmi Yılmaz, Kamu çalışanları arasında belirli imtiyaz gurupları oluşturma adaletsizliklerine biran önce son verilmesi gerektiğini ifade etti.

Yılmaz’ın açıklaması şöyle: “Kamu çalışanları arasında geçmiş 20 yıllık dönemde alel-acele çıkartılan 631. 375 ve 666 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnameler başta olmak üzere, bazı özel düzenlemeler ile belirli imtiyaz gurupları oluşturma adaletsizlikleri kamu çalışanlarının ve kamuoyunun malumudur.

Yapılan tek taraflı ve keyfi düzenlemelerin oluşturduğu tahribat ortada iken ve bizler ortaya çıkmış bu adaletsizliği gidermek adına mücadele yürütürken, son günlerde kamuda görev yapan adli kuruluşlarda görevli bazı unvanlara yönelik iyileştirme adı altında yapılan düzenleme gözden kaçmamıştır.

Hele ki bu düzenlemenin TBMM’deki ilgili komisyonda görüşülmeden, tartışılmadan, doğrudan Genel Kurul aşamasında bir oldu-bitti şeklinde bir önerge ile yapılıyor olması, ayrıca diğer bir tartışma konusudur. Yapılan bu uygulama sonrası, “Sıradaki imtiyazlı grup kim?” sorusu, maalesef kamuoyunda yeniden dillendirilmeye başlamıştır.

Türkiye kamu-Sen ve Türk Tarım Orman Sen olarak; Kamu Çalışanlarına yönelik ekonomik, sosyal ve mesleki anlamda bir düzenleme yapılacak ise, bu düzenlemenin içinde tüm kamu çalışanlarının olması gerektiğini bu güne kadar ısrarla vurguladık ve bu ısrarımız devam etmektedir.  Hatta bu konuda yaklaşık 2 yıldır sürdürmekte olduğumuz kamu personel rejimi ve kamuda yeni ücretlendirme sistemi çalışmamızı bu yılın başında Antalya’daki istişare toplantımızda ve 26 Haziran’da Ankara’da düzenlediğimiz 32. Kuruluş Yıldönümü etkinliğinde kamuoyu ile paylaşmış bulunmaktayız.

Kamu personel rejiminin tamamını kapsamayan, belirli bir meslek grubuna veya belirli bir hizmet grubuna yapılan imtiyazlı düzenlemeler, mevcut sorunları çözmek bir yana yeni sorunları da beraberinde getirmektedir.

Gelendost Kaymakamı Mehmet Arsoy’dan Köy Ziyaretleri Gelendost Kaymakamı Mehmet Arsoy’dan Köy Ziyaretleri

Özel düzenlemeler nedeniyle; hali hazırda; kamu personel rejiminde, dezavantajlı gruplar olan; kamu mühendisleri, kamu Veteriner Hekimleri, Kamuda Görev Yapan Kimyager ve Biyologlar, Kamu Avukatlarının, birinci dereceye gelmiş olmasına rağmen 3600 ek gösterge düzenlemesinden faydalanamamış Genel İdari Hizmetler ve Teknik Hizmetler sınıfı memurlarımız, Yardımcı Hizmetler Sınıfı Kamu çalışanı arkadaşlarımız, 1.Dereceye ulaşamayan memurlarımız, 4200 Ek gösterge anlamsızlığı yaşayan kamu çalışanlarımız, 2008 öncesi ve sonrası ayrımına uğrayan mesai arkadaşlarımız, çalışırken aldıkları hak edişleri emekliliğe yansımayan tüm memur emeklilerimiz gibi pek çok reel problem gündemdeki yerini korurken, yeni problemler üretmek adına yapılacak her yeni düzenleme problemin çözümünü içinden çıkılamaz bir sürece sokmaktadır.

Kamu personel ücret sistemini daha da bozan, içinden çıkılmaz hale getiren “belirli meslek gruplarına” özel düzenleme yapma geleneğini sürdürmenin haklı, makul ve bir yanı olamaz. Bu yaklaşımlar, kamudaki iş barışını tıkanma noktasına getirmektedir. Yapılan bu tür işlemler anayasal ve yasal düzlemde de muvazaalı olup, pek çok hukuki problemi de beraberinde getirmektedir.

Kamu hizmeti ve kamu personel rejimi bir bütün olarak ele alınmalı ve yapılacak düzenlemelerin de bu anlayış ile yapılması gerekmektedir.

Yol yakınken bu yanlışlıktan dönülmeli ve Türkiye Kamu-Sen’in bu problemin çözümüne yönelik ortaya koyduğu ilke ve prensipler doğrultusunda acilen bütüncül bir çalışma yapılarak hayata geçirilmelidir.

Türkiye Kamu-Sen olarak yapılacak bu tür çalışmalara her türlü olumlu katkıyı sunmak anlamında göreve hazır olduğumuzun bilinmesini yetkililere ve kamuoyuna arz ederiz”.

Kaynak: Haber Merkezi