Sağlığın korunması açısından yeterli ve dengeli beslenmenin önemine dikkati çeken Doç. Dr. Kuyumcu, “Uzun saatler boyunca yemek yememek; dehidrasyon, baş ağrısı, baş dönmesi, hâlsizlik, kan şekerinin düşmesi ve yorgunluğa neden olabilir. Bu nedenle, oruç tutarken dengeli beslenmek ve yeterli sıvı tüketmek son derece önemlidir.” dedi.

İftar, küçük başlangıçlarla açılmalı

Manevi etkileri kadar beden ve ruh sağlığına da pek çok faydası bulunan oruçla vücudun onarım sürecine girdiğini vurgulayan Doç. Dr. Kuyumcu, şunları söyledi: “Oruç, vücutta birikmiş zararlı maddelerin temizlenmesi, hücrelerin kendisini yenilemesi ve vücut direncinin artışını sağlar. Ancak tüm bunlar orucun, sağlıklı ve dengeli beslenmeye dikkat edilerek tutulması ile gerçekleşir. Ramazan ayında öğünler; sahur ve iftarda iki ana öğün ile iftardan sonra 1-1,5 saat aralıkla bir ara öğün şeklinde düzenlenmelidir. İftar küçük bir başlangıçla açılmalıdır. Zeytin, hurma, kuru meyve, ceviz, badem tercih edilebilir. Sonrasında çorba gibi hafif yemeklere başlanılması, 10-15 dakika sonra az yağlı et yemeği, sebze yemeği veya salatayla devam edilmesi uygundur. Yine enerji veren ancak kan şekerini hızlı bir şekilde yükselten beyaz ekmek, pide, pirinç pilavı gibi glisemik indeksi yüksek olan gıdalar yerine bulgur pilavı, tam tahıllı ekmek gibi posalı besinler tercih edilmelidir. İftardan hemen sonra tatlı tüketilmemeli, tatlı-meyve iftardan sonra yapılacak ara öğünde tercih edilmelidir. Tatlı tercihlerimizi küçük porsiyonlarda ve sütlü tatlılardan yana yapmamız enerji dengesinin korunmasında fayda sağlayacaktır.”

Ekonomik Zorluklar Karşısında Vatandaşa Destek Ekonomik Zorluklar Karşısında Vatandaşa Destek

Sahur, sağlığın korunmasında büyük önem taşıyor

Ramazan ayında günün ilk öğünü olan sahurun oruç tutan kişinin sağlığının korunmasında büyük öneme sahip olduğunu kaydeden Doç. Dr. Kuyumcu, “Toplumda yaygın olan alışkanlıklar arasında gece yatmadan önce yemek yemek veya gece kalkıp sadece su içip yatmak ise sakıncalıdır. Çünkü bu tip beslenme, yaklaşık 12 saat olan açlığı, ortalama 18-20 saate çıkarmaktadır. Bu durumda metabolizma yavaşlamakta ve sağlık bozulmaktadır. Vücudun temel gereksinmelerinden birisi de sıvı alımıdır. Oruç tutan kişilerde günlük sıvı ihtiyacı gün içinde tüketilemediği için karşılanamaz. Susuz vücut; yorgunluk, kas krampları, deride kuruma, sindirim sisteminde zorluk, sersemlik ve sıcaklık hissi gibi durumlara yol açabilir. Bunun için sahurda yatmadan önce, uyanınca, iftar öncesi, iftar sonrası yatana kadar sıvı ve özellikle de su tüketimi ihmal edilmemelidir.” diye konuştu.

Ramazanda sıvı tüketimi önemli

Ramazan ayında, mideyi rahatsız etmemek ve enerji alımını kontrol etmek için en doğru pişirme yöntemlerinin ızgara, fırınlama, haşlama veya buğulama olduğunu sözlerine ekleyen Doç. Dr. Kuyumcu, susuzluğu tetikleyecek aşırı yağlı ve tuzlu besinlerden uzak durulması gerektiğini belirterek iftardan 1-2 saat sonra hafif egzersizler ya da kısa bir yürüyüşün metabolizmanın sağlıklı çalışmasına yardımcı olacağını söyledi.

Oruç tutmanın sağlıklı bireyler için geçerli olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Kuyumcu, “Bu nedenle eğer süregelen bir hastalığınız varsa ve bir uzman kontrolünde belli bir beslenme programını takip etmeniz gerekiyorsa, bu durumda oruç tutmaya başlamadan önce mutlaka doktorunuza danışarak oruç tutmanızı engelleyecek bir durum olup olmadığı konusunda onayını almanızda fayda vardır.” dedi.

Editör: Haber Merkezi