Isparta İl Sağlık Müdürü Dr. Serhat Küçükcoşkun Kurban Bayramı nedeniyle hayvanlarla daha fazla temas edilmesi ve kurban eti tüketilmesinden kaynaklı oluşabilecek sorunlarla ilgili önemli açıklamalarda bulundu.

Isparta'da Bağış Adı Altında Milyonluk Vurgun Isparta'da Bağış Adı Altında Milyonluk Vurgun

Dr. Küçükcoşkun açıklamasında şu ifadelere yer verdi; ‘’Kurban Bayramı nedeniyle hayvanlarla daha fazla temas edilmesi ve kurban eti tüketilmesi, bazı Zoonotik hastalıklara maruz kalma riskini artırmaktadır. Bu sebeple Kurban Bayramı’nda kurbanlık hayvan nakli ve alımından başlayarak etlerin tüketilmesine kadar sağlık ve hijyen kurallarına azami özen gösterilmesi çevre ve toplum sağlığı açısından oldukça önem arz etmektedir.

Ülkemizde bu hususta önem arz eden zoonotik hastalıkların başında kist hidatik, şarbon, bruselloz, Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA), tüberküloz, toksoplazmoz ve teniyoz gelmektedir.

Kurban Bayramlarında özellikle dikkat edilmesi gereken kist hidatik hastalığı; insanların karaciğer, akciğer, dalak, beyin gibi iç organlarında kistler oluşturarak ölümüne sebep olabilen bir hastalıktır. Hastalık insanlara etçil hayvanlar özellikle de köpekler tarafından bulaştırılmaktadır. Hasta hayvanların kesilmesi ve pişmemiş kistli sakatatlarının köpeklere yedirilmesi, hastalığın tekrar köpeklere bulaşmasına neden olmakta, böylece hastalıkta bir döngü meydana gelmektedir. Bu nedenle, pişmemiş kistli organların köpeklere yedirilmemesi, derin çukurlara gömülmesi bu döngünün kırılmasında hayati öneme sahiptir.

Ayrıca Kurban Bayramında kurbanların belediyelerin belirlediği kurban kesim yerlerinde ya da mezbahalarda kestirilmesi, kurbanlık hayvanın kesinlikle veteriner hekim kontrolünden geçmiş sağlıklı hayvan olduğuna dikkat edilmesi, kesim işleminin hijyenik yerlerde ve ehil insanlar tarafından yapılması, kesim sonrası hayvanların hastalıklı organlarının ve kan, mide, bağırsak içeriği gibi atıkların gelişigüzel ortalığa atılmaması, kurban kesen, hayvanı yüzerek et taksimi yapan kasap ve yardımcıları ile kurban sahiplerinin çıplak elle hayvanların kan ve çıkartıları ile dokularına temas etmemesi, önlük giymek ve eldiven kullanmak gibi gerekli korunma önlemlerini almaları oldukça önemlidir.

Bunların yanı sıra Kurban Bayramının yaz aylarına özellikle Kırım Kongo Kanamalı Ateşi hastalığının yoğun görüldüğü dönemlere rastlaması ve hastalığın viremik dönemdeki hayvanların kan, idrar ve vücut sıvıları ile dokularına korunmasız temasla bulaşabiliyor olması bazı korunma önlemlerinin alınmasının önemini ortaya koymaktadır. Bu itibarla, hastalığın hayvanlarda belirti göstermeden seyrettiği, hayvanlar sağlıklı görünse bile hastalığı bulaştırabilecek olmaları nedeniyle hastalığın sık olarak görüldüğü bölgeler başta olmak üzere hayvanların kan, idrar gibi vücut sıvılarına veya dokularına çıplak el ile temas edilmemesi gerekliliği, hastalığın bulaşmasını engellemek için eldiven kullanımı gibi gerekli koruyucu önlemlerin mutlaka alınmasının önemi, vücuda kene tutunmuş ise hiç vakit kaybetmeden çıplak el ile dokunmadan uygun bir malzeme (cımbız, eldiven, bez ve naylon poşet gibi) ile çıkarılması, kene tutunan veya kene ile temas eden kişilerin kendilerini en az 10 gün süreyle, hasta insan veya hayvanların kan, vücut sıvıları ile doğrudan temas eden kişiler ise kendilerini 2 hafta süreyle takip etmesinin önemli olduğu, halsizlik, iştahsızlık, ateş, kas ağrısı, baş ağrısı, bulantı, kusma veya ishal gibi belirtilerin görülmesi halinde derhal en yakın sağlık kuruluşuna müracaat edilmesi, vücuda tutunan veya hayvanların üzerinde bulunan kenelerin kesinlikle çıplak el ile öldürülmemesi ve patlatılmaması, çiftlik hayvanlarında kene mücadelesi konusuyla ilgili olarak Tarım ve Orman Bakanlığı teşkilatının önerileri ve yardımlarınındikkate alınması gerektiği hatırlatılmalıdır”.

Kaynak: Haber Merkezi