Koordinatörlük kapsamında Prof. Dr. İlker Hüseyin Çarıkçı, Prof. Dr. Ali Murat Alparslan, Doç. Dr. Rukiye Çelik, Doç. Dr. Ahmet Günay, Dr. Öğr. Üyesi Seher Yastıoğlu ve Öğr. Gör. Dr. Zafer Haklı tarafından gerçekleştirilen araştırma 196 farklı üniversiteden 9 bin 81 öğrenciye ulaşılarak gerçekleştirildi. Türkiye gençlik demografisini yansıtmaya özen gösteren araştırma, son dönemlerde Türkiye’de yapılan en büyük gençlik araştırması niteliğinde.
Araştırma ile alakalı açıklamalar yapan Prof. Dr. Ali Murat Alparslan araştırma konusunun ortaya çıkışı ve yapılma gerekçesinden bahsetti: “SDÜ Gençlik Araştırmaları koordinatörlüğü olarak geçen sene gençlerin değerleri ve yurtdışında yaşama istekleri üzerine büyük bir araştırma gerçekleştirdik. Ve o araştırmada gördük ki birçok farklı profildeki genç benzer değer ve düşüncelere sahip. Bu bulgudan hareketle gençleri benzeştirenin hangi odak olduğunu düşündüğümüzde ve yaptığımız mülakatlarda sosyal medyanın en etkili odak olduğunu gördük. Bu kapsamda yeni nesildeki dönüşümü anlamak adına kimlerden etkilendiklerini araştırmaya karar verdik.”
“GENÇLERİN KARARLARI DA KANAATLERİ DE KARMAŞIK. BU YÜZDEN SOSYAL MEDYA ETKİSİ YÜKSEK”
Prof. Dr. Alparslan araştırmanın amacına ilişkin şöyle konuştu: “Gerçekleştirdiğimiz araştırmada gençlerin sosyal medyada hangi kanaat önderlerinden etkilendiğini ve bu etkileşimin dinamiklerini detaylı bir şekilde inceledik. Bilgi ve haber yığını ve bunca dezenformasyon içerisinde kafaları karmaşık olan gençlerin sosyal medyadan önemli ölçüde etkilendikleri bir gerçek. Bu çalışmada, gençlerin sosyal medyada; siyaset, eğitim, kariyer, din, sağlık, dünya görüşü, toplumsal hareketler, temel haklar, ekonomi gibi çeşitli alanlarda gençlerin rol model aldığı, fikrine güvendiği, takip ettiği, içeriklerini dikkate aldığı kişi ya da hesapları belirlemeye ve bu kişi ya da hesapların ilgili alandaki etki oranını tespit etmeye çalıştık. Bu etki dinamikleri hakkında daha derin – doğru görüş elde etmek için 196 farklı üniversiteden ve yaklaşık 9 binin üzerinde gençten elde ettiğimiz verileri analiz edip raporda görselleştirdik.”
“GENÇLER SOSYAL MEDYADA EN FAZLA BİR HABERİN TEYİDİ, EĞLENCE-MİZAH, GÜNCEL HABER TAKİBİ VE YARDIM KAMPANYALARI HESAPLARI İLE İLGİLENİYORLAR”
Gençlerin sosyal medyadaki kişilerden yüksek seviyede etkilenmediğini tespit ettiklerini belirten Prof. Dr. Alparslan şunları söyledi: “Örneğin astroloji, toplumsal cinsiyet, yatırım tavsiyesi, sağlık, online oyunlar gibi konularda sosyal medyadan etkilenme durumları yüzde 50’ler sınırında. Ancak özellikle güncel haber takip sitelerinden, bir bilginin teyiti amaçlı kullandıkları sitelerden, siyasi isimlerden, eğlence ve mizah hesaplarından, yardım kampanyalarını tanıtan hesaplardan ve rol model aldıkları kişilerden önemli düzeyde (yüzde75’e yakın) etkileniyorlar.”
“GENÇLER İÇİN BİR BİLGİNİN TEYİT MEKANI X”
En fazla Instagram, Youtube ve X’in geçler tarafından kullanıldığını kaydeden Prof. Dr. Alparslan, “Gençler duydukları bir bilgiyi ise öncelikle X’ten teyit etmeyi tercih ediyorlar. X’ten doğrulama yapmaları oldukça dikkat çekici ve kısmen de sorunlu bir durum olarak görülüyor. Bu kadar dezenformasyonun yapıldığı bir mecra, aynı zamanda gençlerin teyit merkezleri olabiliyor.” diye konuştu.
“GENÇLER İÇİN İLBER ORTAYLI İLE CELAL ŞENGÖR OLDUKÇA ETKİLİ”
Gençler için iki bilim insanının oldukça etkili olduğunu belirten Prof. Dr. Ali Murat Alparslan, “Bu iki bilim insanı birçok alanda gençlerin kanaat önderi olarak listenin en üst sıralarında yer alıyor. İlber Ortaylı’yı psikoloji-kişisel gelişim alanında da görüyorsunuz, dini konularda da, tarihte de, bilim ve entellektüalitede de, hatta edebiyatta da. Celal Şengör de benzer durumda. Gençler Celal Şengör’ü dini alanda, tarih alanında, bilim alanında kanaat önderi olarak ilk sıralarda görüyorlar. Bu iki isim aynı zamanda gençlerin rol modelleri. Bunun yanında Oğuzhan Uğur ve Haluk Levent gençler için etkili isimler arasında. Bu isimlerin yanı sıra Barış Özcan da birçok konuda etkili olabiliyor. Bunların yanında gençlerin rol model aldığı isimler arasında İlber Ortaylı, Celal Şengör, OğuzhanUğur, Haluk Levent ve Barış̧ Özcan gibi eğitim ve kariyer anlamında farklılık gösteren kişiler mevcut. Gençlerin bu kişilerden yüzde 70’in üstünde etkilendiği görülüyor. Araştırmanın siyasi seçim atmosferi ve deprem gündemi içerisinde yapıldığı düşünüldüğünde bu durumun; özellikle Oğuzhan Uğur ve Haluk Levent’in, isimler arasında yüksek seviyelerde yer almasında etkili olduğunu düşünüyoruz.” dedi.
“GENÇLERİN KANAATLERİ UZMANLIKTAN DAHA FAZLA “BEĞENİLİRLİK VE POPÜLERLİK” İLE ŞEKİLLENEBİLİYOR”
Gençlerin kanaat önderi belirlemeleri konusunda uzmanlığın zorunlu olmadığını belirten Prof. Dr. Alparslan, kişinin bir konuda meşhur ve beğenilen bir isim olmasının o kişiyi kanaat önderi yapabileceğini vurguladı. Prof. Dr. Alparslan, “Popülerliğin ve beğenilir olmanın uzmanlık algısını desteklediğini söyleyebiliriz. Gençlerin bu isimler ile alakalı düşüncelerinin bağlama göre değişken olduğu söylenebilir. Seçimler ve deprem gündeminin yoğun olduğu bir döneme rast gelen çalışmada bunların etkisini görebiliyoruz. Örneğin seçim döneminde ittifakların adaylarının netleştiği sırada gerçekleştirilen araştırmamızda, siyasi konularda gençlerin kanaatini şekillendiren en önemli 1. sıradaki ismin, o sırada bir ittifakın cumhurbaşkanı adayı olduğunu görüyoruz. Ancak ilgili ismin, öncesinde yapılan diğer kamuoyu araştırmalarında gençler tarafından kısmen daha az beğenilen bir isim olması, gençlerin kanaatlerinin duruma göre değiştiğini gösterebiliyor.” diye konuştu.
“GENÇLER DİYOR Kİ: BİZ ONLARDAN ETKİLENDİĞİMİZ İÇİN DEĞİL, BİZİM FİKRİMİZİ DOĞRULADIKLARI İÇİN ONLARI TAKİP EDİYORUZ, ETKİLENİYORUZ”
Kanaat önderleri ve Z kuşağı arasındaki ilişkiye de değinen Prof. Dr. Alparslan şunları söyledi: “Genel olarak kanaat önderleri ve Z kuşağı arasındaki ilişkinin, karşılıklı etki ile karakterize edildiği yorumlanabilir. Gençler; ‘aslında onlar bizi etkilediği için değil, bizim savunduklarımızı savundukları için onları takip ediyoruz’ dese de gençler arasındaki benzeşmenin ve erken bir yaşta birçok farklı konu hakkında keskin-netleşmiş görüş ve savunmalarının olması çok rasyonel durmuyor. “Like” alma, kendi akranları içinde “akredite” olma, alkış almak için alkışlama, bir şekilde var olabilmek için kendini ifade etme zorunluluğu gibi hususlar onları alkış alan ya da dikkat çekmelerini sağlayan görüşlere doğru bazen sistematik ve bazen de bir akım halinde itebiliyor. Hayatlarının erken dönemlerinde karşılaştıkları bu çoklu kriz ve çoklu akımlar kafalarını daha çok karıştırabiliyor. Ancak bir an önce belirgin ve meşru bir kimlik sahibi olmak isteyen gençlerin, belirsiz olmaktan kurtulmak adına “özgün ve özgür olmak istiyoruz” deseler de etkiye açık oldukları söylenebilir.”
SDÜ Bülten