Antalya’da, ‘Ne alırsan 1 Lira’ diyerek kurduğu Tahtakale’yi zincir mağazalar haline getiren Sedat Cengiz hayatını kaybetti.

Saadet Partisi Genel İdare Kurulu Üyesi Sedat Cengiz, Isparta’da halkla ilişkiler çalışması esnasında kalp krizi geçirdi. Cengiz, ilimizde yapılan tüm müdahalelere rağmen yaşamını yitirdi.

Sedat Cengiz'in cenazesi bugün (1 Ocak 2023 Pazar)  Antalya-Yeşilbayır Mezarlığı caminde kılınacak öğle namazanın ardından Yeşilbayır Mezarlığı'nda toprağa verilecek.

TİCARETE AT SIRTINDA GAZOZ SATARAK BAŞLADI

1960 Mersin Anamur doğumlu olan Cengiz, ticari hayatına 1985 yılında at sırtında gazoz getirip köyünde satarak başlamış.

Antalya İmam Hatip Lisesi mezunu olan Sedat Cengiz, bir röportajında Tahtakale macerasına nasıl başladığını ise şu sözlerle anlatmış:

“Okurken, İstanbul´dan kitap getirip satıyordum. İmam Hatip son sınıfta okurken kırtasiye dükkanı açtım, adam çalıştırmaya başladım. Askere gittiğimde bir müddet iş kaybına uğradım.

Sonra 7 sene seyyar anahtarcılık yaptım. 1983 yılında dükkan sahibi değişince tezgahımı oradan kaldırdılar. Bende mecburen tezgahı kaldırdım. Hanımın bileziklerini bozdurup dükkan açmak için sermaye yaptım.

Üç yıl arka arkaya dükkan açtım, güvenilir insanları başına koydum. Sonra toptan dükkanı açtım. Kayserili bir arkadaşa mal vermiştim. Baktım ki batacak ve kaçacak, aldığın ürünleri getirebilirsin dedim. O zamanın parası ile bin 600 liralık bir ürünü getirdi ama ürünler tezgaha konulacak gibi değil, hepsi ambalajından çıkmış.

10´ar metrekarelik üç dükkanımda bu ürünleri ‘ne alırsan’ fiyatına sattım. Baktım ki, cirolarımda müthiş bir patlama oldu. Yani on bin lira ciro çeken dükkan 200 bin liraya fırladı. Tahtakale´nin alt yapısı yaşadığım bu olaya dayanır. Bu olaydan sonra hep ucuz ürün satmaya başladım. Bizim işimiz bu şekilde patladı gitti ve mağazalaşmaya başladık.”

İlkokul çağında ilk ticari deneyimini yaşayan Tahtakale Spot Mağazalarının sahibi Sedat Cengiz, 41. Mağazası’nı Alanya’da açmanın gururunu yaşıyor.  İlkokul yıllarında arkadaşlarına gazoz satarak ilk ticari deneyimini yaşayan Tahtakale Spot Mağazalarının sahibi Sedat Cengiz, lise yıllarında kırtasiye dükkanı açarak ikinci deneyimi yaşamasının ardından, asker dönüşü anahtarcı tezgahı olarak esnaflığa devam etti.

Camiye Giren Şahsı Cemaat Taşla Kovaladı Emniyet Açıklama Yaptı Camiye Giren Şahsı Cemaat Taşla Kovaladı Emniyet Açıklama Yaptı

Bir dükkan sahibinin tezgahını kaldırmasının ardından ticari olarak dönüm noktası yaşayan Sedat Cengiz’in bu gün geldiği noktayı kendi ağzından dinledik. -Sizi tanıyabilir miyiz? 1960 doğumluyum. Mersin Anamurluyum. Ticari hayatım 1985 yılına dayanıyor.

İlkokul yıllarında at sırtında gazoz getirtir  köyümüzde satardım.  -Tahtakale Spot Mağazaları’nın hikayesi nasıl başladı? Antalya İmam Hatip Lisesi mezunuyum. Okurken, İstanbul’dan kitap getirip satıyordum.

İmam Hatip son sınıfta okurken kırtasiye dükkanı açtım, adam çalıştırmaya başladım. Askere gittiğimde bir müddet iş kaybına uğradım.  Sonra 7 sene  seyyar anahtarcılık yaptım. 1983 yılında dükkan sahibi değişince tezgahımı oradan kaldırdılar.

Bende mecburen tezgahı kaldırdım. Hanımın bileziklerini bozdurup dükkan açmak için sermaye yaptım. Üç yıl arka arkaya dükkan açtım, güvenilir insanları başına koydum. Sonra toptan dükkanı açtım. Kayserili bir arkadaşa mal vermiştim. Baktım ki batacak ve kaçacak, aldığın ürünleri getirebilirsin dedim. O zamanın parası ile bin 600 liralık bir ürünü getirdi ama ürünler tezgaha konulacak gibi değil, hepsi ambalajından çıkmış. 10’ar metrekarelik  üç dükkanıma bu ürünleri “ne alırsan” fiyatına sattım.

Baktım ki, benim cirolarımda müthiş bir patlama oldu. Yani on bin lira ciro çeken dükkan 200 bin liraya fırladı. Tahtakale’nin alt yapısı yaşadığım bu olaya dayanır. Bu olaydan sonra hep ucuz ürün satmaya başladım. Bizim işimiz bu şekilde patladı gitti ve mağazalaşmaya başladık. -Kaç tane mağaza ve çalışanınız var? Bünyemizde Kevser Reklam Tanıtım firmamız var, Secen Gıda olarak gıda firmamız, Kevser Tekstil ve Özel Sevgi Çiçekleri Kreş ve Bakımevi ile Tahtakale Spot Mağazalarımız var.

Çalışan sayımız bin 600 kişi civarında. Antalya, Burdur ve Muğla’da toplam 41 adet mağazamız var. Var ama benim düşüncem şu; İstediğin kadar zengin olabilirsin ama millete, insanlara bir faydan yoksa bunların hiçbir anlamı yok.

Yani kazandığını milletin ile paylaşamıyorsan hiçbir anlamı yok. Sadece ailem ile paylaşırım düşüncesi yanlış, tüm toplum ile paylaşmalı. Hatta memleketimizde herkesin mutluluğunu sağlayacak bir anlayışın yerleşmesi lazım. Kazandığını bu yönde harcayabilirsen anlamı var. Aksi taktirde istediğin kadar servetin olsun. Ölümü engelleme şansın yok. Çünkü, biz şunu biliyoruz, bu dünya hayatı oyun ve oyalanmadan ibarettir.

Ahiret yurduna geldin mi gerçek hayat orada. Keşke insanlar bunu bilse, idrak edebilseler. Hepimiz huzur ve barış içerisinde yaşayabilsek. Şimdi bakıyorsunuz bizi Kürt ve Türk diye ayırmaya çalışıyorlar. Onların dükkanlarını kapattırmak istiyorlar, yakıyor, yıkıyorlar.  Huzur yok, barış yok.

Halbuki bizim anlayışımıza göre hiç kimsenin incinmemesi lazım. Senin gibi düşünmeyebilir, isterse adam hristiyan olsun, bize ne, önemli olan herkesin barış ve huzur içerisinde yaşayabileceği bir toplum olmaktır.

 -Üretimini yaptığınız ürünleriniz var mı? Mallarımızın % 10’undan fazlasını kendimiz üretiyoruz. Unlu mamüllerin tamamını kendimiz üretiyoruz, helvayı, lokumu kendimiz üretiyoruz. Dondurmayı kendimiz üretiyoruz. Yaş pasta, kuru pastayı kendimiz üretiyoruz.  Mantı ve yufkayı da kendimiz yapıyoruz. Çeşit olarak 300’e yakın unlu mamül üretiyor. Bir de üretimde çok iddialyız, İyi olması konusunda. Biz batı standartlarında ürün üretelim, hijyen konusunda değer verelim istiyoruz. Çünkü, şunu iddia ediyorum ki, bizim insanlarımız bilinçlense batıdan çok daha hijyen. Çünkü, batıya temizliği biz öğrettik. 100 yıl önce Fransızların saraylarında temizlik yoktu.

Her tarafı batırırlardı.

Kokuyu önlemek için de parfümü çıkardılar. Temizliğin ana merkezi aslında bizim dinimiz. Temizlik imandandır diyoruz. Müthiş bir anlayış. Kesinlikle ürünlerimizde glikoz gibi yanlış bir madde bulunmaz. Tamamen organik kullanıyoruz. Ürünlerimizde asla kaliteden ödün vermeyiz. Bizim ürünlerimizi yiyen bir daha gelir. Marketçilik konusunda da biz ulusal marketlerden çok daha başarılıyız, daha profesyoneliz. Yönetim ve sistem olarak da profesyonel olarak yönetiyoruz. Kalite Uyumu dediğimiz ekibimiz vardır.  

-Ticaretteki başarınızı neye borçsunuz? Başarıda inatçıyız. Mutlaka başarılı olmak zorunda olduğumuza inanıyoruz.  Müşterinin güvenini kazanmak, yaptığın işi en güzel şekilde yapmak, başarı konusunda inatçı olmak.

Mesela, Antalya’da Tahtakale Park var. Oraya gidin ve bir kabak tatlısı yiyin. Tahtakale Park (Restauran) projesi aslında bizim hiç yapmadığımız bir iş. Hani bir atasözü vardır. Çıraklığını yapmadığın hiçbir işin ustalığına soyunma diye.  Ama Allah’ın izniyle Tahtakale Park Restaurant’ımız da istediğimiz damak tadını tutturduk. Başarımızın en büyük sırrı; işi ehline vermektir. Nisa Süresi’nin 58. Ayetinde;  “Emaneti mutlak suretle işi ehline veriniz. İnsanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmediniz diyor. Doğrusu Allah bunla sizlere ne güzel öğüt veriyor. Şüphesiz ki Allah hakkıyla bilendir, hakkıyla görendir, hakkıyla işitendir” der. Ne yaparsanız yapın, hangi işi yaparsanız yapın uzmanına yaptırın.

 -Ürün yelpazesinden söz eder misiniz?

50 bine yakın çeşidimiz var. Giyimden elektroniğe, beyaz eşyadan ev tekstiline, hırdavat, elektrik tesisatı, su tesisatı, mutfak eşyası, giyim, aklınıza ne geliyorsa. Kırtasiye dükkanları bile bu kadar büyük bir bölüm açmamıştır. Bu kadar çok çeşidi halkın hizmetine sunmamıştır. Gıdanın her türlüsü, şarküteri, et ve balık, manav reyonumuz. İnşallah birkaç gün içerisinde self servisimiz de açılacak. Unlu mamullerimizin her çeşidi var. Dünya’da tüm çeşitleri aynı çatı altında bulunduran bir örnek daha yok.

  -Son olarak neler söylemek istersiniz? Ben açıkçası vatanıma milletime faydalı olma anlamında bu kadar hırslı davrandım. İstediğim kadar zengin olsam da bana bu zenginlikten ötürü kimse madalya takmayacak. Evlatlarıma para da bıraksam bana madalya takmayacak. Takılacak madalya, Allah’ın bize takacağı madalyadır. Allah’ın takacağı madalyada şudur; ailemize, etrafımıza, milletimize, vatanımıza hizmet etmektir. Yani ülkemizdeki gidişatın yönünü değiştirmek.

Tıpkı tarihimizdeki gibi ecdadımız gibi. Onlar dünyanın dört kıtasında at oynatmış, üç kıtasına hakim olmuş. Ama hiçbir tarafında kara bir leke göremezsiniz. Zulüm ettiği hiç görülmemiştir. Gittiği her yere adaleti, insanlığı ve medeniyeti götürmüştür.  

Editör: Haber Merkezi