Memur ve memur emeklilerine verilen zammı yetersiz bularak eleştiren Türkiye Kamu Sen İl Temsilcisi Hilmi Yılmaz açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“1 Ağustos 2023 tarihinde başlayan 7. dönem Toplu sözleşme görüşmeleri Kamu İşveren Heyeti ve yetkili konfederasyon arasında 22 Ağustos günü hizmet kollarında uzlaşma, genel konularda ise uzlaşmazlıkla sonuçlanmıştı.
Devamında oluşturulan Hakem Kurulu heyeti yaptığı çalışmalar neticesinde toplu sözleşme masasına getirilen zam oranlarından farklı bir oran ortaya koymamış ve hakem heyetinin yapısı gereği teklif aynen hakem kurulunda kabul edilmiştir.
Türkiye Kamu-Sen olarak başından beri ifade ettiğimiz gibi piyasa gerçekleri ile örtüşmeyen, büyümeden pay verilmeyen hatta resmi enflasyon tahmin ve beklentilerinin dahi altında kalan bir zam oranının kabul edilmesi mümkün değildir.
Toplu sözleşme sürecini, toplu pazarlık ve hakem süreci olarak iki aşamada ele aldığımızda, toplu pazarlık sürecinde heba edilen zaman ve emeğin, kamu işveren tarafı temsilcilerinin çoğunlukta olduğu ve memurların 1-0 yenik başladığı bir hakem heyetine bırakılarak sorunların ötelenmesine şahitlik ettik.
Bütün çabamıza rağmen yetkili konfederasyon ve sendikalar ile kamu işveren tarafının sorunları masaya yatırıp çözüm yollarını bütün paydaşlarla tartışmaktan ısrarla kaçındıklarını gördük. Bu yaklaşımın, daha önceki 6 dönem toplu sözleşme görüşmelerinde olduğu gibi 7. Dönemde de yeni bir fiyaskoya dönüştüğüne şahit olduk.
Refah payı, enflasyon farkının maaşlara aylık olarak yansıtılması, emeklilerimizin 8.077 TL'lik ek ödemeden faydalanması, yardımcı hizmetliler, bayram ikramiyesi, vergi dilimleri, kira, ulaşım, ısınma ve yemek yardımı gibi birçok başlığın, pazarlık sürecinde Kamu Görevlileri Sendikaları Heyeti toplantılarında masaya taşınmadığına, milyonların merakla beklediği konuların çözülmek yerine havanda su dövülerek zamanın boşa harcandığına ısrarla vurgu yaptık.
Heba edilen toplu pazarlık sürecinin ardından çözüm bekleyen konuların Kamu Görevlileri Hakem Heyetine bırakılması ise topu taca atmak anlamına gelmiştir. Mevcut Hakem Kurulu’nun 6 kamu işveren tarafı, 5 sendika tarafı temsilcisinden oluşan adaletsiz yapısıyla yeni bir karara imza atması ve Kamu İşveren tarafının sözünün üstüne söz söyleme şansının olmadığı bir kere daha görülmüştür.
Gerek toplu pazarlık gerekse hakem sürecinde önerilen maaş artışlarının beklenen enflasyonun dahi altında kalmasından ve kamu işveren tarafının ifadelerinden anladığımız, 2023 temmuz ayında memurlara yapılan artışların 2024 ve 2025 yıllarında memurlardan mahsup edilmek amacı taşıdığı görülmüştür.
Resmi enflasyon tahminin %33 olduğu bir ortamda kamu çalışanlarına toplamda %25’lik bir artış yapılmasının memur ve emeklileri enflasyona ezdirmekten başka bir izahı yoktur. Bu durumun sorumlusu, kamu işveren tarafının bu yaklaşımına tepkisiz kalarak yaşananlara çanak tutan yetkili ama etkisiz konfederasyon ve sendikalarıdır. Yaşanan bu kısır döngü; çözüm üretemeyen toplu sözleşme sisteminin değişmesi ve etkin bir toplu pazarlık sistemine geçilmesi konusundaki taleplerimizin ne denli yerinde olduğunu ortaya koymaktadır. Ne yazık ki, geride kalan 6 toplu sözleşmede olduğu gibi 7. Dönem Toplu Sözleşme Görüşmeleri de yetkili konfederasyonun basiretsizliği ve iş bilmezliği ile hüsrana dönüşmüştür.
Türkiye Kamu-Sen olarak günlerdir teknik heyetimizle Kamu Görevlileri Hakem Kurulunda süreci an be an takip edip kamu çalışanlarına yeni kazanımlar ekleyebilmek amacıyla mücadelemize devam ettik. Ancak her daim eleştirdiğimiz Hakem Heyetinin yapısı gereği sonuç yine memurlarımızın aleyhine çıkmıştır.
Tüm kamu görevlileri ve emeklilerimiz bilmelidir ki; 600 bin üyemizden aldığımız güçle 32 yıllık tecrübemizle bu Toplu sözleşme masasında da kazanımlar elde edebilmek, kamu görevlilerimizin ve emeklerimizin yüzlerini güldürebilmek adına mücadele verdik.
Diğer konfederasyonları dışlayarak masada sadece ben varım anlayışıyla hareket edenlerin ve kamu görevlilerini bir kez daha masada bırakanların bu işi beceremedikleri 7. Dönem toplu sözleşmede bir kez daha tescillenmiştir.
Masadan memurların hakkını alamayan, yaşanan ekonomik gelişmelerin faturasının memur ve emeklilere mal edilmesine sessiz kalan yetkili ama yetersiz konfederasyonunun bu tavrını, 6 dönemden beri toplu sözleşme görüşmelerinde birbiri ardına fiyaskolara imza atan sözde yetkili sendikaların iş bilmezliğini bir kere daha Türk memurunun vicdanına bırakıyoruz.
Kamu çalışanlarının 2024 yılında yaşanması muhtemel ekonomik olumsuzluklara mahkum bırakılmaması adına Türkiye Kamu-Sen olarak memur ve emeklilerimizin haklarının ilerletilmesi için her platformun değerlendirilmesi gerektiğini ve bu amaçla her türlü mücadeleyi vereceğimizi ifade ediyoruz.
Yetkili görünen sendikaların göstermelik mücadelesi yine bilindik şekilde sonlanmış, oyunlarının perdesi kapanmıştır. Şimdi etkili sendikaların söz söyleme zamanıdır. Bu da Türkiye Kamu-Sen ve bağlı sendikalarımızdır.
Türkiye Kamu-Sen olarak memurların haklarını alma konusunda geçmişte başardıklarımız rakamlarla ortadadır. Kamu görevlilerine çağrımız bir dahaki dönemde Türkiye Kamu-Sen’i yetkili konfederasyon olarak masaya oturtması ve iş bilmezlere gerekli cevabı vermeleridir”.