Kadının nafaka ve tazminat talebini reddetti. Kararı davalı kadın istinafa götürdü. Bölge Adliye Mahkemesi, erkeğin daha kusurlu olduğuna hükmederek kadın lehine bir miktar nafaka ve tazminat ödenmesine karar verdi. Davacı koca kararı temyiz edince, Yargıtay 2. Hukuk Dairesi devreye girdi. Emsal nitelikteki kararda, kadının, evli olduğu süre boyunca başka bir erkeğe gönderdiği mesajların sadakatsizliği ispatladığı hatırlatıldı. Yargıtay, aldığı bu kararla ilgili şu ifadeleri kullandı:

Isparta Belediyesi S Plaka İhalesine Çıkıyor Isparta Belediyesi S Plaka İhalesine Çıkıyor

"Dosya kapsamındaki delillerden ve tanık ifadelerinden taraflar arasındaki fiili ayrılığa neden olan olayın, davalı-davacı kadının telefonundan başka bir erkeğe gönderilen mesaj olduğu kesinlikle anlaşılmaktadır. Davacı-davalı erkeğin de kadının birleşen boşanma davası öncesinde başka bir kadınla otel kaydı bulunmaktadır. Tanıklardan davalı-davacı kadının annesi, tarafların bir yıl nişanlı kaldığını, kızının yaşayacağı ortamı gördüğünü ve aile apartmanında yaşayacağını bilerek evlendiğini belirtmiştir. Taraflar arasındaki fiili ayrılığına neden olan olay, kadının telefonundan başka bir erkeğe gönderilen mesajdır ve kadının annesinin ifadesi ile birlikte değerlendirildiğinde, davacı-davalı erkeğe bölge adliye mahkemesince 'Manevi olarak bağımsız konut temin etmediği ve aile müdahalesine sesiz kaldığı' kusurlarının eklenmesi yerinde değildir. Bu nedenle, tarafların diğer kusurlu davranışlarına göre boşanmaya yol açan olaylarda eşit derecede kusurlu oldukları kabul edilmelidir. Kötü bir değerlendirme sonucu, erkeğin ağır kusurlu olarak kabul edilmesi hatalıdır. Boşanma sonucu maddi ve manevi tazminata hükmedilebilmesi için tazminat yükümlüsünün kusurlu olması ve tazminat talep eden eşin kusursuz veya diğerine göre daha az kusurlu olması gerekmektedir. Bölge adliye mahkemesi tarafından davacı-davalı erkeğin, davalı-davacı kadına göre ağır kusurlu olduğunun kabul edilmesi ve bu yanlış kusur belirlemesine göre kadın lehine maddi ve manevi tazminat hükmedilmesi uygun değildir ve bu nedenle kararın bozulması gerekmektedir

Editör: Ali Rıza Cesur