Kılınç açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

“2024-2025 eğitim-öğretim yılı başlamış bulunmaktadır. Yeni dönemin, geleceğe ilişkin sorumlulukların konuşulduğu, eğitimin ve eğitim çalışanlarının sorunlarının çözüme kavuşturulduğu, gelecek yıllara güven ve refah içinde erişmemizi sağlayacak eğitim sistemindeki dönüşümün temellerinin atılarak sağlam sütunlarının yükseldiği bir dönem olmasını temenni ediyor ve istiyor;  bu uğurda üzerimize düşen sorumluluğu büyük bir gururla ve özveriyle yerine getirmeye hazır olduğumuzu bir kez daha ifade ediyoruz.

Öğretmen açığı, öğretmen istihdamının bölgeler arası dengesiz dağılımı, iş güvencesiz ücretli öğretmen istihdamı, çalışma barışını ve iş motivasyonunu bozan sözleşmeli öğretmenlik ve mülakat uygulaması, yer değişikliği taleplerinin karşılanamaması, yasal düzenlemeye muhtaç kariyer basamakları sistemine süreklilik kazandırılamaması, ek ders ücretlerinin yetersizliği, okul yöneticiliğinin kariyer mesleği yerine ikincil görev olarak yürütülmeye çalışılması, okulların yardımcı personel ve bütçe sorunu gibi birçok konuda beklentileri karşılayan adımlar hâlâ atılmış değildir. Vakit kaybına tahammülü olmayan yapılması gereken çok iş, çözüme kavuşturulmayı bekleyen onlarca sorun bulunmaktadır.

Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli Müfredatı’nın, değerlerine önem veren, bilgiyi beceriye dönüştüren, başarılı nesiller yetiştirecek bir müfredat olarak hayata geçirilecek olması yerinde olsa da yeni müfredatın uygulamaya konularak istenen sonuçları sağlaması ancak öğretmenlerin uyum sağlamasıyla mümkündür. Bu amaçla öğretmenlerin hizmet içi eğitimlerine ağırlık verilmeli; öğretmenler, yeni müfredatı özümsemeleri ve öğrencilerine aktarabilmeleri için desteklenmeli ve teşvik edilmelidir.  Öğretmenlerin işlerinden memnuniyetleri ya da memnuniyetsizlikleri, eğitimin niteliğini, dolayısıyla ülkenin geleceğini ilgilendirmektedir. Öğretmenlerin umutsuzluğa kapılmalarını önlemek ve onlardan kaliteli hizmet almak için, kendilerine en başta iyi bir eğitim sistemi, iyi çalışma ortamı ve iyi imkânlar sunulmalıdır. Sorumluluk sahibi herkes, sorunlara çözüm üretme, beklentileri karşılama gayretinde olmalıdır.

20 BİN ÖĞRETMEN ATAMA SÜRECİNDEKİ BELİRSİZLİK BİR AN ÖNCE GİDERİLMELİDİR

Bakanlık, atama duyurusunu yaptığı, mülakat sürecini işlettiği 20 bin öğretmenin atamasını bir an önce gerçekleştirmelidir. Eğitim-öğretim yılının başlaması nedeniyle özellikle öğretmen açığının olduğu eğitim kurumlarına öğrencileri öğretmensiz bırakmamak için atama kararnamesini bekleyen 20 bin öğretmenin ataması ivedilikle yapılmalıdır. Hukuk devleti, hukuka, kanuna ve mahkeme kararlarına saygılı olup bunların gereğini yerine getiren bir idare kadar hukuki belirlilik ve haklı beklenti ilkeleri çerçevesinde devam eden idari iş ve işlemlerin olağan süreçleri doğrultusunda sonuçlandırılması gerekir.

KANSEV Üyeleri Seramikle Hayallerine Dokundu KANSEV Üyeleri Seramikle Hayallerine Dokundu

MÜLAKAT UYGULAMASI KALDIRILMADIR

Sözleşmeli öğretmenlik uygulaması çok ciddi bir problem iken, atanacak öğretmen seçiminin mülakatla yapılması, yapılan mülakatlar çerçevesinde adayların kazanma ya da kaybetme nedeninin objektif bir şekilde izah edilememesi, öğretmen adaylarının farklı komisyonlarca birkaç dakikalık mülakatla elenmesi adalet duygusunun zedelenmesine neden olmaktadır. Vicdanları yaralayan mülakat kaldırılmalı, alımlar KPSS puan üstünlüğüne dayalı olarak yapılmalıdır.

YER DEĞİŞİKLİĞİ TALEPLERİ KARŞILANMALIDIR

Öğretmen atama ve yer değiştirme iş ve işlemlerinde eğitim ve öğretim faaliyetlerini sekteye uğratacak düzeydeki tasarım eksiklikleri, öğretmenlerin yer değişikliği taleplerinin karşılanamamasına, mağduriyetlerin yanında çalışma barışının bozulmasına ve motivasyon kaybına neden olmaktadır. Dezavantajlı ve elverişsiz şartların hüküm sürdüğü yerleşim yerlerinde görev yapan eğitim çalışanlarına yönelik gönüllülüğü esas alacak tedbirlerin alınması, rasyonel bir atama ve yer değiştirme sisteminin kurulması, eğitimcilerin en büyük beklentilerindendir. Bu anlamda, hem öğretmenlerin yer değişikliği gibi temel çalışma haklarını hem de bölgeler arasında adil dağılımını sağlayacak objektif bir yer değişikliği takvimi Eğitim-Bir-Sen tarafından önerilmiştir. Bu önerinin, sıra tayininin hayata geçirilmesiyle birlikte uygulanması hâlinde yer değişikliği kaynaklı sorunlar büyük ölçüde çözülmüş olacaktır.

MAĞDURİYET GİDERİLEREK KALICI BİR KARİYER SİSTEMİ KURULMALIDIR

Öğretmenlik Meslek Kanunu’yla kariyer basamaklarının ilave mali haklarla birlikte yeniden hayat bulması öğretmenler arasında takdirle karşılanmış olsa da, uzman ve başöğretmenlik ünvanı alabilmek için mesleki tecrübe ve çalışma yerine yazılı sınavın başat kıstas hâline getirilmesi ve sınava başvuru için 10 ve 20 yıl gibi uzun hizmet sürelerinin aranması başka bir mağduriyeti beraberinde getirmiştir. Kariyer basamakları sürecinde ilerlemenin sadece öğretmenlikteki hizmet süresine dayalı olması ve sınav zorunluluğunun kaldırılması ile seçimlerden önce verilen sözün hayata geçirilerek öğretmenlikte 5 yılını tamamlamış olanların uzman öğretmenlik, 10 yılını tamamlamış olanların başöğretmenlik ünvanı için başvuru yapabilmesi yönünde bir düzenleme yapılmalıdır.

EĞİTİM ÇALIŞANLARINA YÖNELİK ŞİDDETE KARŞI CAYDIRICI ÖNLEMLER ALINMALIDIR

Eğitim çalışanlarına yönelik şiddet olayları yaygın bir toplumsal sorun hâline gelmiş ve ülkemizin geleceği açısından vazgeçilmez olan eğitim-öğretim hizmetinin yürütülmesini sekteye uğratacak dereceye varmıştır. Bu şiddet eylemlerinde, mevcut yasal düzenlemelerin bu fiillere karşı caydırıcı nitelikte ceza öngörmemesi, şiddet uygulayan kişilerin bu eylemlerinin adli ve idari makamlarca önemsenmeyeceği ve ciddi bir ceza yaptırımıyla karşılaşmayacakları inancı önemli bir rol oynamaktadır. Bu nedenle, eğitim çalışanlarına karşı eğitim-öğretim hizmetinin sunumundan kaynaklı şiddet eylemlerine yönelik önleyici ve koruyucu nitelikte cezai ve hukuki tedbirler alınmalıdır.

ÖĞRETİM YILINA HAZIRLIK ÖDENEĞİ TÜM EĞİTİM ÇALIŞANLARINA ÖDENMELİDİR

657 sayılı Kanun’un ek 32. maddesine göre ödenmekte olan öğretim yılına hazırlık ödeneği, öğretmenlerle birlikte eğitim-öğretim hizmetlerinin yürütülmesinde emek sarf eden Millî Eğitim Bakanlığı’nın merkez ve taşra teşkilatı kadrolarında görevli tüm hizmet sınıflarındaki eğitim çalışanlarına da ödenmelidir.

OKULLARA DOĞRUDAN ÖDENEK TAHSİS EDİLMELİDİR

Sınıf ve öğrenci sayısı, personel sayısı, büyüklük gibi kıstaslar esas alınarak her okula münhasır bir ödenek tahsis edilmeli; okulların yardımcı personel ihtiyacı ya doğrudan giderilmeli ya da bu konuda kaynak aktarımı yapılmalıdır. Eğitim-Bir-Sen olarak, yeni eğitim-öğretim yılının eğitim çalışanlarına, öğrencilerimize, velilerimize ve milletimize hayırlı olmasını; eğitimin sorunlardan arındırıldığı bir dönem olmasını diliyoruz.”

Kaynak: Haber Merkezi