Isparta’nın balık üretiminde önemli bir yere sahih olduğunu vurgulayan Isparta İç Su Ürünleri Yetiştiricileri Birliği Başkanı Mustafa Aydemir, “Isparta olarak balık üretiminde önemli bir üretim kapasitesine sahibiz. Yılda yaklaşık 4 bin 500 ton balık üretimimiz söz konusu. Ancak bu arz-talebe göre 3 bin ton seviyelerine kadar düşebiliyor. İlimizde 80 balık üretim tesisi ve 50’ye yakın üyemizle gerek barajlarda ve göletlerde gerekse de çiftliklerimizde üretim yapıyoruz. 100 milyon alabalık yumurtası kapasitesine sahibiz. Bu anlamda da diğer illere sevkiyat yapabilecek seviyedeyiz.
TÜRKİYE’YE ÖRNEK PROJE GELİŞTİRİLDİ
Su Ürünleri Yetiştiricileri Birliği olarak Kasımlar Barajında Kafeste Alabalık Tesisi kuruyoruz. Burada yıllık 600 ton alabalık üretmeyi hedefliyoruz. İznini aldık, kurulum aşaması devam ediyor. Bu projeyi diğer illerdeki birliklerimiz de uygulamak istiyor ancak Genel Müdürlük ilk olarak Isparta’daki projeyi görmek istiyor. İnşallah Türkiye’ye örnek bir tesisi ilimize kazandırmış olacağız.” şeklinde konuştu.
BALIK TÜKETİMİNDE ORTALAMANIN ÇOK ALTINDAYIZ
Türkiye, AB ülkeleri içinde balık üretiminde ilk sırada bulunurken, tüketimde ise en son sıralarda yer alıyor. Ülkemizde kişi başı balık tüketimi yaklaşık 6-8 kilogramlarda yer alıyor. Balık tüketimini artırmak için devlet politikasına ihtiyaç duyulduğunu ifade eden Başkan Aydemir, “Türkiye alabalık üretiminde Avrupa’nın en büyük, dünyanın ise ikinci büyük ülkesi konumunda. Fakat ülkemizde ne yazık ki yeterince balık tüketilmiyor. Türkiye'de kişi başına yılda ortalama 6-8 kilo balık tüketilirken bu oran Avrupa'da 25-26 kilo arasında. Yani Avrupalılar bizlerden 4 kat daha fazla deniz ürünü tüketiyor. Japonya’da ise bu oran 80 kilograma kadar çıkıyor. Balık insan vücudu için olmazsa olmaz proteinleri bulunduran bir besin. Zaten yararlı olmasa gelişmiş ülkelerde bu kadar tüketim olmaz. Gelişmiş ülkeler neden bu kadar çok balık tüketiyor? diye kendimize bir sormamız gerekiyor.” dedi.
BALIK KÜLTÜRÜ OLUŞTURMALIYIZ
Türkiye’nin iyi bir gıda politikası geliştirmesi gerektiğini aktaran Başkan Aydemir, şöyle devam etti; “Bugünkü su ürünleri ihracatımız 1,5 milyar doları aşmış durumda. Bunun önemli miktarını çiftliklerde yetiştirdiğimiz balıklar oluşturuyor. Yaklaşık 900 bin ton üretimimiz söz konusu. Ülkemizdeki balık tüketiminde dünya ortalamasını yakalayabilirsek bırakın yurtdışına balık satmayı, bir o kadar daha dışarıdan balık ithal etmemiz gerekecek. Biz ülke insanı olarak az balık tüketelim ama diğer taraftan Avrupa’ya, Amerika’ya, Rusya’ya, Japonya’ya ve çeşitli ülkelere balık satmaya devam mı edelim? Buna hamallık diyoruz. Çünkü alım gücü yüksek olan ülkeler bizden çok daha ucuza almış oluyorlar. Şunu net bir şekilde söyleyebilirim ki, ülkemizde balık tüketim alışkanlığını, balık kültürünü geliştirecek, bu ürünün vatandaşların sofralarına daha rahat sunulmasını sağlayacak devlet politikalarına ihtiyaç duyulmaktadır. Bunu milli bir politika olarak görmek zorundayız.
Balığın insan sağlığına olan faydalarını okullardı, ulusal televizyon kanallarında, sosyal medyada ve diğer iletişim araçlarında halkımıza anlatmalıyız. Çünkü bu besin değeri zihinsel gelişimimize de büyük katkı sağlıyor. Gelişmiş ülkelerde ekmek kullanımı yok denecek kadar az. Genellikle deniz ürünü sofralarda yer alıyor. Japonya ve Güney Kore'de ceviz ithalatı son 50 yılda %140 artmış. Çocuklara durmadan balık ve ceviz yediriyorlar. Türkiye olarak gıda politikamızı gözden geçirmemiz gerektiğine inanıyorum.”
Balık fiyatlarının düşmesi için de önerilerde bulunan Aydemir, özellikle yem konusunda önemli destekler sağlanması gerektiğini aktardı.
Haber Merkezi