Isparta Girişimci Sanayici ve İş İnsanları Derneği (IGSİAD)’ın “Aile Şirketleri ve KurumsallaşmaMA” başlığı altında düzenlenen toplantının konuğu, Isparta Süleyman Demirel Üniversitesi (SDÜ) İ.İ.B.F. İktisadi Gelişme ve Uluslararası İktisat Anabilim Dalı Öğretim Üyesi, Dr. Ertan BECEREN oldu.
Toplantının başkanlığını yapan Kubilay KAPI, açılış konuşmasında IGSİAD üyelerine ve misafirlere hoş geldiniz diyerek, inanıyorum ki hepimizin iş yerlerinde sadece bize özel olduğunu düşündüğünüz sorunlar var, maalesef bu durumun aslında birçok aile şirketinde var olduğunu biliyoruz. Bizler çalışmaya üretmeye devam ettikçe ve arkamızdan gelen nesil oldukça da bu sorunlar devam edecek. Bizlere düşen ise çözümün nerede olduğunu bulmaya çalışmak ve öğrenmeye açık olmaktan geçtiğine inanıyorum dedi.
AİLE ŞİRKETLERİ SADECE MADDİ SERMAYE DEĞİLDİR
Öğretim Üyesi, Dr. Ertan BECEREN, aile şirketlerinde kurumsallaşmayı, farklı bir bakış açısıyla ele aldı. Kendi ailesinden örneklerle konuşmasına başlayan Beceren, üniversiteden mezun olduktan sonra babasının kamuda çalışmasını istediğini fakat kendi hedefinin akademisyenliğin yanı sıra ticaretle de uğraşmak olduğunu bunun üzerine farklı sektörlerde iş kurduğunu anlattı. Kiminde başarılı kiminde de başarısız olduğunu ifade eden Beceren, nasıl ki doktorlar mesleğini kadavra üzerinde çalışarak öğreniyorsa benimde kadavram kurduğum şirketler ve danışmanlığını yaptığım şirketler oldu dedi.
Dr. Ertan BECEREN konuşmasına; “Konuyu karar birimleri çerçevesinde “BİREY - AİLE – FİRMA (İŞLETME) – DEVLET” şeklinde ele almak gerekir ki; bu çerçevede de BİREY’in ihtiyaç hiyerarşisine bakış açısı ve tercihlerdeki amacı olan FAYDA MAKSİMİZAYONU; Aile için ise İTİBAR, SOYAD ya da SÜLALE namının yürümesi, evlat ve neslin geleceği; MİNİMUM MALİYETLİ MAKSİMUM KAR amacı güden işletme ayağında ise, gelirin paylaşımı, istihdam politikası, finans ve marka ayağının yanı sıra büyüme politikaları misyon ve vizyon çerçevesinde DEVLET ile destekleyici politikaları yönetebilme gelir” dedi.
Ayrıca “aile şirketlerinin alt yapısını, aileyi bir arada tutan temel kavramlar olan; karşılıklı sevgi, saygı, ilgi, güven, birlik beraberlik, şeffaflık ve destek oluşturur. “Bir aile şirketini sadece maddi sermaye olarak değerlendiremeyiz, nesilden nesile aktarılan sosyal entelektüel sermaye de çok önemlidir. Bu nedenle eş seçiminden, başlayarak, çocukların yetiştirilmesi, aile büyükleriyle olan ilişkiler ve çevreyle olan etkileşimler şirketlerinizin başarılı olmasında çok büyük etkenlerdir. Aile yaşantınız sağlam temeller üzerine kurulmamışsa şirketlerinizde de başarılı olmanız çok zor, olsanız bile uzun ömürlü olma şansı yok” şeklinde ifade etti.
GİRİŞİMCİ SAYIMIZ NEDEN AZ
Beceren, konuşmasına şu şekilde devam etti. “Türkiye’de kurumsallaşmanın önünde ciddi engeller vardır. Bunların başında girişimcilik gelmektedir. Türk aile yapısındaki geleneksel çocuk yetiştirme kültürü ve eğitim sistemimizdeki ezberci ve baskıcı eğitim anlayışı, sebebiyle çok az sayıda insan girişimci olabilmekte, yine toplumuzda birlikte çalışma becerilerinin noksanlığı sebebiyle de bunların çok azı başarılı olup bu başarısını geliştirerek bir veya bir kaç kuşak sürdürebilmektedir. Örneğin burada bulunan birçoğumuz, aile büyüklerinin; çocukken koşma düşersin, açılma boğulursun… Yetişkinlik çağında ise farklı yerleri görmek veya çalışmak için dünyaya açılmak istediğinde gidersen hakkımı helal etmem, sütümü helal etmem gibi söylemleri ile karşılaşmış ve baskılanmıştır. Onun için çocuklarınızı sevginin, saygının, hoşgörünün, şeffaflığın ve güvenin olduğu bir aile ortamında yetişmesini ve iyi bir eğitim almasını sağlayarak özgür bırakmalısınız.
O nedenle Aile Şirketleri konusunu önce bireysel ve örgütsel aile anlamında psikolojik ve sosyolojik yapısına değerlendirmeye almalıyız. Çünkü dünyada her bir ülke ve hatta gelişmiş ülkelerin aile yapısı ile doğu ülkeleri, batı ülkeleri, Afrika ülkelerinin hatta Türkiye ve Türkiye’nin de her bir bölgesinde aile içi iletişim örf adet farklılıkları, dini algının yansımasına göre farklılık göstermektedir. İşte bu nedenle de Aile Şirketlerini ele alırken psikolojik ve sosyolojik yapısının öncelikle ele alınması, sonrasında da şirket kültürü ile aile kültürüne paralel eylem planına geçilmelidir.
Bu aşamada da önce şirket kuracaklara yol haritası olsun diye, kurumsallaşamayan şirketleri ve aile şirket ilişkisinin psikolojik yapısına değinmek istedim. Örnek vakalarla analiz ettiğimiz konunun sonra ki aşaması ise mevcut aile şirketlerinin, DEĞİŞİM YARATMAZSA, YENİLİK YAPMAZSA ve dahi FARK YARATMAZ ise geleceğinin pek te iç açıcı olmayacağına işaret ettik. Kaldı ki, X – Y – Z kuşağı derken önceleri 20 -30 yıllık kuşak farkından bahsederken şimdilerde neredeyse aralarında 1 ay 1 yaş fark olan nesil arasında kuşak farkından bahsedilmekte.
Bir tarafta tüketim tercihlerinde ve beslenme şeklinde değişim, diğer taraftan da sosyal hayatlarındaki anlayış ve yaşam felsefelerindeki kuşak çatışması hem mevcut aile şirketlerinin akıbetini hem de yeni sektörlerle oluşan yeni meslek dallarına uyum, belli bir kitleyi önemli etki altına almakta.
ŞİRKETLER AİKİDO İLE KURUMSALAŞMALI
Kurumsallaşmanın önündeki diğer bir engel ise hedef belirlenmemesidir. Birçok aile şirketinin 10 yıl sonrası için bile bir hedefi, öngörüsü yok maalesef. Şirketlerin en büyük bahanesi krizler ya da istikrarsız ekonomidir”.
Şirketleri ve piyasa ortamını Japon Dövüş Sanatı Kung Fu’nun alt branşı olan AİKİDO karşılaşmasına benzeten Beceren, “Kelime anlamı olarak “evrensel enerji ile uyumun yolu” olarak tercüme edilebilen Aikido, saldırıya uğrayan kişinin, saldırının enerjisini kullanarak kendisini koruması prensibine dayanır. (Aİ-uyum, Kİ-evrensel enerji, DO-yol) Aikido‘da teknikler dairesel hareket üzerine kuruludur. Aikido da denge vardır, uyum vardır, aynı yere basmak yoktur, hareketler yumuşak ve kesintisizdir. Hareketler yüksek bir hızla dönmesine rağmen çok az gereksiz hareket vardır ve yine de mükemmel bir şekilde duruyormuş gibi görünür. Ancak başka bir nesneden etkilendiği zaman bu nesne, “hareket içindeki durgunluğun” gösterdiği gizli güç tarafından geri püskürtülür. Günümüzde başarılı olmak isteyen işletmeler, kurumsallaşmak zorundadır ve bunu yaparken hedeflerini zamanında belirleyerek stratejiler oluşturmalıdır. Tıpkı AİKİDO prensipleri gibi esnek, yenilikçi, evrensel enerji ile uyumu yakalayan, gereksiz eylemlerden kaçınan, farklı çevresel etkileri gizli birikimleri ile püskürtebilen bir yapıyı inşa etmelidir. Bütün bunların yanında kendini yerel pazarla sınırlamayan, araştırma ve geliştirme faaliyetlerine önem veren, ekip çalışmasını destekleyen, sağlıklı büyümeyi amaçlayan, kaynaklarını etkin kullanan, müşteri odaklı işletmeler olmak zorundadırlar” dedi.
Önerim, özellikle sizin gibi sivil toplum kuruluşlarının ÇIRAKLIK (Ahi Evran Terbiyesi) kültürünü geri getirmesi. Fakat baskıcı değil, çünkü baskı; ya yalana iter ya bahane üretmeye ya da eksik bilgi vermeye yönlendirir. Sonra gençliği kaybederiz.
İkinci tavsiyem özellikle ilimizde iki üniversite avantajını fırsata çevirerek FİNANSAL OKURYAZARLIK; Dış Ticaret, Ticaret Hukuku, Genel Ekonomi, İşletme Yönetimi, Endüstri Mühendisliği, Robotik Kodlama – Yazılım vb konu içerikleri derslere katılım sağlanabilmesi için bir protokol yapılması. Yani evet üniversite okumamış okuyamamış hatta işinin ötesinde farklı alanda eğitim almış iş adamlarımız esnaflarımız var. İşte bunların ilimizdeki üniversitelerdeki bölümlerden faydalanma, gerekirse canlı derse katılabilme imkanını oluşturacak bir platforma yönelmeliler. Bu aynı zamanda lisansüstü eğitimler için de geçerli olmalıdır. İlla ki belge veya diplomaya gerek kalmayan ama olmazsa olmaz eğitimini alması gereken derslere iştirak vizyon sağlamada önem arz edecektir.
Bir üçüncü önerim ise, İŞ ADAMI AKADEMİSİ oluşturmak.
Özellikle alanında sadece akademik deneyim değil uygulamasında bizzat yer almış hatta operasyonel anlamda işin mutfağından yetişmiş, devletin bütçesiyle insan çalıştırıp yönetenlerin yanı sıra kendi otonom ve uyarılmış yatırımlarına bağlı iş görenin maaşını ve diğer gelir ve giderleri (vergi, amortisman gibi) nasıl yöneteceği konusunda özel müteşebbüs deneyimi olan girişimci eğitmenlerin eğitim ve seminerlerinden 12 ay (1 yıllık) bir mesleki yeterlilik ya da orta düzey, üst düzey yönetici yetiştirme, aile şirketlerinin bireylerini vizyon inşa etme amacı güden bu akademi ile kurum üyelerinizin vizyonu gelişir ve genişlerken, daha önce bahsettiğim kurumsal kung fu, kurumsal aikido felsefesine bağlı ne zaman nerede duracağını, plan proje program, felsefe strateji, taktik gibi eylemlerde rasyonellik inşa edilmiş olacaktır.
Evet “davetiniz için ve beni gece geç saatlere kadar dinlediğiniz için, misafir perverliğiniz için canı gönülden teşekkür eder, işlerinizde ailenizde rahmeti bereketi eksik olmasın dilerim”. Dedi.
Toplantı Yönetim Kurulu Başkanı Kubilay KAPI’nın konuk konuşmacı Dr. Öğretim Üyesi Ertan BECEREN’e teşekkürlerini sunması ve günün anısına hediye takdim etmesiyle sona erdi.