Binlerce insanın konuşmalarının dinlenildiğini İstanbul Başsavcılığının açıklamalarından öğrendik.
Dinleme gerekçesi; Tevhit Selam (Kudüs ordusu) isimli bir örgütün takibiymiş.
Sözde örgüt mensupları Başbakan Tayyip Erdoğan, Mit Müsteşarı Hakan Fidan, bakanlar vs…
Bu örgüt ismi hafızasını koruyanlara hiç yabancı gelmemiştir.
1990’lı yıllarda İsrail güdümündeki Türkiye basınının ve laik Kemalist yargısının Uğur Mumcu cinayeti gibi birçok faili meçhul cinayette gündeme getirdiği ve her defasında İsrail karşıtı-İran yanlısı yaftasını kullandığı ve Türkiye’de ki Müslüman Gençliği sürekli potansiyel suçlu muamelesine tabi tuttuğu, örgütlerden birisinin adıdır.
Binlerce dinlemeyi yapan, dosyalardan el çektirilmiş savcılar dahi sözde örgüt dosyasını, bu tahkikatı inkar etmemektedirler
Türkiye Cumhuriyeti Başbakanının, İstihbarat başkanının, tüm devlet yönetiminin sırlarına vakıf olacak dinlemeleri yaparak, lider yöneticileri İran yanlısı-İsrail karşıtı bir örgüt mensubu olmakla suçlayıp, haklarında gizli tahkikat yapma cüretini gösteren devlet memurları, hangi milletin ve ülkenin çıkarlarına hizmet etmektedir?
1990’lı Yıllarda Kemalist laik egemen yapıya sızan ve bu ülke basınını, güvenlik güçlerini, yargısını Müslüman ümmetin genel, ortak menfaatlerine aykırı, İsrail ulusal çıkarlarına uygun politikalar üretmede kullanan uluslararası emperyal güç merkezleri; şuan yeni Türkiye’de, yeni yapılara sızmayı başarmış olmalı ki bu yapılar üzerinden derin stratejilerini gerçekleştirme amaçlı, yıkıcı yargı-güvenlik çalışmalarına imza attırılmaktadır.
Yeni Türkiye’de, eski güç odakları ve yeni yapıların koalisyonu ile eski anlayış ve toplumsal baskı yöntemlerinin tekrar canlandırılması hazırlıklarının yapılmış olduğunu görüyoruz.
Bu inanılmaz savcılık dosyasının ve isim isim binlerce insanın yıllardır dinlenildiğinin, başsavcılık beyanıyla milletin bilgisine sunulmasıyla; karanlık odaklar hemen akabinde bu hususun üzerini örtmek, gündemden düşürmek, itibarsızlaştırmak için montajlanmış bir ses kaydını internete koyarak algı yönetme operasyonuna girişmiştir.
Tam bir suçluluk hali. Kimse yemiyor.
Bu millet; güvenilir, kendisinden birisi olarak gördüğü, Müslüman bir başbakana yolsuzluk yaftası yapıştırarak itibarsızlaştırmaya çalışan karanlık komploculara, tüm Müslümanlar adına geçit vermeyecek, inşallah.
Bu ülkeyi bin yıldır yöneten Müslüman zihniyet, fetret devrinden sonra ümmetin özgürlüğü ve birliğini sağlamaya yönelik siyasi birikim ve üretimiyle, tekrar yönetme yetki ve görevini devralmıştır. Tüm dünya Müslümanları gibi bende bu siyasi kadronun başarıları için Rabbime dua ediyorum.