Okumak üzerine çok yazılar yazıldı, yazılıyor ve yazılmaya da devam edecek. Ancak önemli olan konuların tekrar tekrar gündeme gelmesi değil hafızamızda ne kadarının kaldığıdır. Çünkü okuma tutkuların en soylusudur. Ekmek nasıl bedeni beslerse okuma da ruhu besler. Tanınmış yazarların başarıya ulaşmaları okumanın güzelliğini anlamaları sayesinde mümkün olmuştur. Bu sebeple örnek alınırlar, yazdıkları sıkça dile getirilir. Onlar gibi siz de kitapların zamanla insanı nasıl yücelteceğini okuyarak görebilirsiniz.

Okuyan insan araştıran, düşünen, soran, sorgulayan insandır. Böylece yeni fikirler üretilir. Ancak toplumumuzda okuyan insanlar çok sevilmezler ve boşa vakit geçirmekle suçlanırlar, kitaplara para harcayanlara da müsrif gözüyle bakılır. Okumaya düşman olanların evlerinde kitaplıkları yoktur. Olsa bile dolap niyetine kullanırlar. Bir yandan da fikir alacakları zaman çok okuyan, eğitimli kişilere koşarlar, onlardan yardım alırlar.

Kütüphanelerimiz ise sadece ders çalışma salonu, sınava hazırlanmak için sessiz bir yer gibi düşünülür. Bazen de tam raflardan kitap arayan birini bulduğunuzda sevinirsiniz ama o da kitaplardan aradığı bilgiyi bulduğunda o sayfayı yırtar. Kendisinden sonra gelecek olanların o bilgiye ulaşmasına engel olur. Oysa binlerce, milyonlarca kitap, şefkatle okunmayı bekler. Gerçekten kitap seven insanlar, onların ne sayfasını buruşturur ne de kalemle çizer. Sayfalarını özenle çevirirler, tıpkı bir çocuğu sever gibi korurlar. Evlerindeki kitapları çöpe atanlara ise çok üzülüyorum. Bu kitaplara ihtiyacı olan birileri mutlaka vardır diye düşünüp kütüphanelere ulaştırmaları gerekir. Eski Cumhurbaşkanlarımızdan Ahmet Necdet Sezer’e annemin “Eskiye Rağbet Olsa” adlı benim de editörlüğünü yaptığım kitabını göndermiştik. Kendisi de kitabı okuduktan sonra Afyon Kocatepe Üniversitesi Kütüphanesi’ne bağışlamıştı. Bunun gibi bizler de okuduğumuz kitaplara yer bulmakta sıkıntı yaşıyorsak, başkalarının da kitaplardan istifade etmelerini sağlamalıyız.

Flaubert’in “Öğrenmek için değil, yaşamak için okuyorum.” sözü düşündürücüdür. Çünkü bu söz, okumaktaki amacın yaşamak olduğunu vurgular. Bizler de kitapların yaşamımızdan uzak olmadığını bilmeliyiz. Son olarak bir Japon şiirini de paylaşmak istiyorum.

Elmas bile işlenmezse,

Gösteremez cevherini.

İnsan da böyledir

Ancak okursa gösterebilir,

Gerçek değerini.

 

Denizhan YILDIZAN İZCİ

Türk Dili Bilim Uzmanı ve Edebiyat Öğretmeni