Çocuk temizdir, çocuk masumdur, çocuk şükürdür.

Geçen gün yaşadığımız 4 kişinin bir kız çocuğuna yapmış olduğu tecavüz, daha önce yapılanlar son derece vahimdir ve daha önce  yapılan bu tür olaylar nasıl toplum vicdanını yaralamışsa bu son olay da toplum vicdanını fazlasıyla yaralamıştır. Artık bunlara bir dur demenin zamanı çoktan gelmiştir.

Çocuklara, yaşlılara, hastalara, hayvanlara yapılan bu adi ve şerefsiz istismarlar kabul edilemez ve sorumluları da en ağır şekilde cezalandırılmalıdır.

İnsan olarak vicdanımızı ortaya koyup, siyasi kimliğimizi de bir yana bırakıp bu toplumda vicdan yarasına neden olan bu olayları yapanlara istenen idam cezası bence hafif kalır. Bunu yapan sapık ve ruh hastası kişiler, bunlara prim verenler, bunları koruyanlar da aynı şekilde cezaya çarptırılmalıdır. Ceza ise meydanda ayaklarından asılıp cinsel organı kesilmeli ve kan kaybından ölene kadar orada bekletilmeli ki toplum vicdanı biraz olsun rahatlatılmalı, bu ceza herkese örnek olmalı ve bir daha böyle bir şeye kalkışan olmamalıdır.

Burada herkese bir görev düşmektedir. Vatandaş olarak temkinli olunmalı bu tür olaylara karşı tedbirli olunmalıdır. Kanun koyucular ise üzerlerine düşen yasal düzenlemeyi bir an evvel yerine getirilmelidirler.

Oyun çağındaki çocuk çalıştırılıyorsa, dilendiriliyorsa, tecavüz ve tacize uğruyorsa, hasta ve muhtaçlara   eziyet ediliyorsa, hayvanlara tecavüz ediliyorsa bu toplumda ne ahlaktan bahsedilebilir,  ne de kanunların gücünden, ne de adaletten. 

İslamiyet öncesinde kız çocuklarının diri diri gömüldüğünü düşünürsek, İslamiyet bir güneş gibi bu evrenin üzerine doğmuş, peygamber efendimiz çocuklara çok büyük değer vermiş hatta kız çocuğunu omzuna alıp sokaklarda gezdirmiştir. Bizim dinimiz bunu emretmektedir.

Şimdi bunu siyasi malzeme yapmak yerine herkes elini taşın altına koymalı ve bir kez daha düşünmeli acaba biz nerede yanlış yaptık diye. Ancak bizim ülkemizde herşey siyasi malzeme yapılıyor ve siyasi malzeme yapılan her şey birkaç gün sonra çöp oluyor. Bunun halledilmesini istemeyenler mi var diye düşünmekten alamıyorum kendimi. Nasıl olurda insanlar bu tür olaylara çekimser kalıyor onu anlamış değilim. Bunun acısını yaşayan bilir. Allah kimseyi böyle bir imtihandan geçirmesin, düşünmesi bile insanı ürpertiyor.  

Bu olayı yapan, yaptıran, prim veren, bunları koruyanlara bir çift sözüm var, Eyyyy şerefsizler, adiler, ruh hastaları, manyaklar sizler bu dünyada da cezanızı çekecek hatta ahirette de zaten fazlasıyla cezanızı çekeceksiniz. İyiki mizan var, iyiki mahşer var. Çünkü bu dünyadaki hiçbir ceza size gerekeni çektirmiyor. Ancak Allah’ın terazisinde asla torpil yoktur. Bunları koruyan kim varsa devletin her kademesindeki her kes de aynı cezaya çarptırılmalıdır. Bu konu ile alakalı böyle kıvırtarak yorum yapan, bunları masum bir hareket gibi gösteren ne kadar milletvekili, bürokrat varsa bunlarda insanlıktan nasibini almamış adi, şerefsiz, ahlaksız insanlardır.  Keşke burdan küfür etmek serbest olsa. Bunların karşısında susan da dilsiz şeytandır.

Bursa milletvekili Sayın Osman Mesten’in söylendiği iddia edilen sözler ile ilgili olarak Sayın Osman Mesten bununla ilgili gereken açıklamayı yapmış ve bu sözlerin kendisine ait olmadığını ve bu konuda hukuki işlem başlattığı açıklamasını yapmıştır. Kimse bu tür iğrenç olaylardan dolayı Ak Parti’yi vuramaz. Bu tür olaylar kabul edilemez vakalardır. Değil Osman Mesten hiçbir akli başında insan bunu yapmaz ve savunmaz demiştir. Osman Mesten’in avukatlığını yapacak değilim, kendi kendini savunacaktır. Şimdi bunun üzerinden Ak Parti’yi eleştirmeyin, Küçükçekmece’deki taciz olayını da yapan CHP üyesi çıktı. Şimdi bizde bütün CHP’yi mi suçlayalım? Böyle bir şey olamaz. Şahıs üzerinden bir kurum suçlanamaz.

Şimdi sosyal medya da aslı astarı olmayan olaylar bazı kişilerin fotoğrafının altına söylemiş gibi konulup o insan üzerinden de ağır eleştiriler yapılıyor. Şimdi bu yalan haberi eleştirenlere soruyorum bu insanı yapmadığı şeyler için karalamaktan ne anladınız? Bu insanla nasıl helalleşeceksiniz? Şimdi tekrar söylüyorum bu tür toplumsal olaylar siyasi malzeme yapılmamalı. Toplum olarak bunlara en sert cevabı vermek hepimizin vazifesidir.