GENEL BAKIŞ
Doktora tezi kapsamında saha çalışmasını yürütmek amacıyla hazırladığı TÜBİTAK 1002 projesi desteklenmeye hak kazanan Mimarlık Bölümü Doktora öğrencisi Aslıhan Çetin kendi eğitim hayatından kesitleri anlatırken edindiği tecrübeleri sizlerle paylaşıyor. Süleyman Demirel Üniversitesi’nin TÜBİTAK projelerine çok ciddi katkılarının bulunduğunu, öğrencilere bu süreçte eğitimler verilerek mentorler atandığını ve öğrencilerin üniversitemizin sunduğu bu imkanlar doğrultusunda projelerini geliştirerek TÜBİTAK’tan destek ve burs alabileceklerini belirten Çetin, proje fikri olan öğrencilere tavsiyelerde bulundu.
İlk olarak kendinizi biraz tanıtır mısınız?
Antalya’da doğdum, ilk ve orta öğrenimimi yine bu şehirde, lisans ve yüksek lisans öğrenimimi Süleyman Demirel Üniversitesi Mimarlık Bölümü’nde tamamladım. Halen Süleyman Demirel Üniversitesi Mimarlık Bölümü’nde YÖK 100/2000 doktora öğrencisi olarak öğrenimime devam etmekteyim. Ayrıca, 2021 yılında TÜBİTAK bursiyeri olmaya hak kazandım. Özel ilgi alanımı, binaları ve şehirleri sosyo-mekansal sistemler olarak incelemede bilimsel bir yaklaşım sağlayan Space Syntax teorisi oluşturmaktadır. Bu doğrultuda yapılmış yayınlarım bulunmakta ve halen çalışmalarıma devam etmekteyim.
TÜBİTAK 1002 projeniz desteklenmeye hak kazandı. Bu başarının sizin için anlamı nedir? Neler hissettiniz?
Bu projenin benim için önemi çok büyüktür. Çünkü benim ilk proje yazma deneyimimdi. Fakültemiz kapsamında desteklenmeye hak kazanan ilk lisansüstü öğrenci projesidir. Hissettiğim mutluluğun yanı sıra üniversitemiz ve fakültemize böyle bir başarı kazandırmış olmak oldukça gurur vericidir. Emeklerinizin karşılık bulduğunu görmek gerçekten büyük mutluluk. Ayrıca, çalışmalarımı bu doğrultuda devam ettirmem açısından bu projenin teşvik edici olacağını söyleyebilirim. Tabi ki bu süreçte bana en büyük desteği sağlayan danışmanlarım sevgili Prof. Dr. Şefika Gülin BEYHAN ve Dr. Öğr. Üyesi Engin KEPENEK hocalarıma teşekkürlerimi borç bilirim.
Bu başarıyı hangi çalışmalarınız sayesinde elde ettiniz? Yaptığınız proje hakkında biraz bahseder misiniz?
TÜBİTAK 1002 destek programının amacı; üniversitelerde, araştırma hastanelerinde ve araştırma enstitülerinde yürütülecek araştırma ve geliştirme projelerine destek sağlamaktır. Bu kapsamda TÜBİTAK tarafından belirlenen kriterleri sağlayan araştırmacılara destek verilmektedir.
Ben bu destekleme programına doktora tezi kapsamında saha çalışmasını gerçekleştirmek amacıyla başvuruda bulundum. Çalışmalarımı sürdürebilmem için maddi desteğe ihtiyacım vardı. Üniversite tarafından düzenlenen bir etkinlikte TÜBİTAK proje desteklerinden haberdar oldum ve araştırmaya koyuldum. Aslında %27’lik bir kabul oranı olan programda, başlangıçta olumlu bir sonuç alabileceğimi düşünmüyordum. Bu nedenle sonucun olumlu olması, çalışmalarınızın karşılığını aldığınızı görmek adına oldukça mutluluk vericiydi. Bu haz da, yeni başarılar elde etmeye itiyor ve çalışma azminizi arttırıyor.
Proje birçok kez sosyolojik olarak ifade edilen kentsel eşitsizlikleri, mimari boyutta mekansal olarak ifade ve tespit etme üzerine kurgulandı. Proje, bir arada ve eş zamanlı kullanılan yöntemlerle yürütülecek olup çalışma sonucunda farklı çalışmalarda kullanılmak üzere bir model geliştirmeyi hedefliyoruz.
Yaşadığınız zorluklar karşısında sizi motive eden etkenler nelerdi?
Akademi yolculuğumda felsefem her zaman şöyle olmuştur: Üniversitemi çok severek okudum ve başarılı bir öğrenciydim. Ben bir işi yaparken, hangi iş, hangi basamak olursa olsun en iyisini yapmak isterim. Sadece yapılmış olması için hiçbir işi veya çalışmayı yapmam. İyi bir akademisyen olmanın gerektirdiği bilginin yanında, mesleğin anlamını dolduran insani özelliklerin de her zaman güçlü olması gerektiğine inananlardanım. Her gün daha iyisini yapmak, maksimum fayda sağlamak, tüm teknolojik gelişmeleri takip etmek üzerine kurgulanmış bir meslek inancım oldu. Bir işi başarmak istiyorsam, geçilmesi gereken yolları ve zor basamakları öğrenirim. Önüme çıkan hangi engel olursa olsun asla yapabilme inancımdan ve mesleki değerlerimden ödün vermeden yoluma devam ederim.
İnsan bazen duraklar, olsun. O dönemde bile “Farklı konularda nasıl gelişebilirim.” diye düşünürüm. “Sonuca bir gün mutlaka ulaşacağım.” inancım hep vardır. En sorunlu durumlarda bile; farklı yollar düşünmeyi, sorgulamayı, o konu için çok daha fazla çalışmayı asla bırakmam.
Sadece kendi gücümden beslenirim. Başkalarının negatif eleştirilerine veya pozitif övgülerine hedefime ulaşana kadar hiç kulak vermem. Amacıma ulaştığım zamanda, kendi içimde ve çok yakın çevremin anlayabileceği şekilde gürültüsüz büyük bir mutluluk yaşarım. Bu, hedefe ulaşmanın sessiz büyük çığlıdır ve hazzı inanılmazdır. Mesleğe başladığım ilk günkü inancım ve idealim, bugün hala hiç değişmedi.
Şu anki mevcut çalışmalarınız ve hedefleriniz nelerdir?
Hali hazırda eş zamanlı olarak yürüttüğümüz doktora tezi, Tübitak projesi, makale ve diğer çalışmalar bulunuyor. Her çalışma kendi içerisinde oldukça yoğun seyrediyor. Bu süreçte, doktora tezi kapsamında yaya sayım yazılımı geliştirdik ve tescilini aldık. Aynı zamanda Tübitak proje önerisi hazırladık ve kabul edildi. Diğer yandan ulusal ve uluslararası kongrelere bildiriler gönderdik ve yine uluslararası bir dergiye gönderilmek üzere makale hazırlığı sürecindeyiz.
Gelecek hedeflerimiz, bu ve benzer şekilde çalışmalar yaparak nitelikli dergilere göndermek ve yeni projeler üretmek olacaktır. Ancak sıkı çalışarak başarabilir, hedeflerimize ulaşabilir ve var olabiliriz.
Son olarak; Mevcut öğrencilerimiz, mezunlarımız ve aday öğrencilerimize ne önerirsiniz. Başarıya ulaşmak için nasıl bir yol izlemelerini tavsiye edersiniz?
Öğrenci arkadaşlara diyebilirim ki; “Hiçbir başarı rastlantıyla gelmez, çalışmaların sonucudur.” Başarılı olmayı istemek çok önemli tabii ki. İstemek yapmanın yarısı ama diğer yarısı var ki çok çalışmak. Sadece geçer not almak için değil de öğrenmek ve yapmak üzerine kurulu bir çalışma düzeni yaratmak gerekir. Mesleğe ait gelişmeleri takip etmek, her geçen gün yenilenen eğitim araçlarını ve yeni bilgileri öğrenmek ve uygulamak gerekir. Mesleki sosyal çevre ile de iletişimde olmak, bilgi alışverişinde bulunmak gelişme ve akademik hayat için en gerekli basamaklardır. Yapılan her işin içi çok dolu olmalı. Tam sorumluluk alan ve işini iyi yapan çok başarılı oluyor, bu kesin. Yol alırken bilgisine ve desteğinin tam olacağına inandığın mentorlerden yardım almayı da unutmamak gerekir.
Ayrıca bu röportajı yapma şansı verdiğiniz için çok teşekkür ederim. Mimarlık Fakültesi okuyan, akademide çalışmayı tercih etmiş herkese çok büyük saygı ve sevgi duyuyorum. Sevmeden yapılacak bir iş sektörü değil. Çok özveri gerekiyor. Ömür boyu ve ailece özveri çok değerlidir. Doğru meslekler seçin. Size uygun, yapabileceğiniz, ömür geçirebileceğiniz. Sadece parası ve havası için meslek seçmeyin. Eğer kişi mesleğini çok severse, kararlarını alırken kendisine dürüst olursa, başaramayacağı hiçbir şey yoktur. Başarının ana bileşeni de çalışmaktır. Hiçbir başarı çalışmadan, alın teri olmadan ve emek verilmeden kazanılamaz.