Yüzyıl önce Balkanlardan Anadolu’ya büyük göçler yaşandı, şimdi de Ortadoğu bölgesinden yaşanıyor. Önümüzdeki günlerde belki de daha büyük göçler olacak.
Dünyanın emperyalist gücü Amerika; bu bölgeyi kendi siyasi ve ekonomik çıkarlarına uygun tekrar dizayn etmek için iyi hazırladığı planını uygulamaya koymuş durumda.
Işid adlı bir örgütü bahane ederek bu bölgede belki milyonlarca insanın yerinden olacağı, yüz binlerce insanın öleceği, kirli derin stratejisini uygulamaya koydu. Bu derin stratejinin hedefi; emperyal siyasi ve ekonomik çıkarlarının güncellenmesi olduğu kadar siyonist İsrail’in güvenliğinin sağlanması ve uzun vadede Müslüman dünyanın nüfusunun kırılması, güçsüzleştirilmesi ve birbirlerine düşmanlaştırılarak parçalanmasıdır.
Türkiye bu emperyal düşüncenin oluşturduğu koalisyonun dışında kalmaya çalıştı. Fakat kirli emperyal strateji ağlarını öylesine hesap ederek ördürdü ki; dünya kamuoyunda Türkiye Işid’e yardım ediyormuş izlenimi oluşturularak hedefe konuldu. Ulusal ve uluslararası basın kendilerine emredilen direktiflere uygun olarak, Türkiye’nin Işid’den petrol aldığını, yaralılarını tedavi ettiğini, militan temin ettiğini, militanların geçişine izin verdiğini, silah gönderdiği gibi birçok asılsız haberler yayınlayarak bir algı operasyonu yaptırıldı. Aylarca önce Adana’da Mit tırlarına yapılan operasyonun niçin yapıldığı şimdi daha iyi anlaşılıyor. O tırlarla Ortadoğu bölgesindeki örgütlere silah taşındığı haberlerini dünyaya servis eden basının ne amaçlara hizmet ettiğinin farkında olmaması mümkün mü?
Dünya kamuoyunda Türkiye bu algı operasyonu ile köşeye sıkıştırılarak şu tercihe zorlandı. Ya bölgeye operasyon yapacak koolisyonun içerisinde yer alacaksın, yahut da Işid taraftarı sayılacaksın.
Oysa Türkiye Işid’in ne olduğunu, bölgede hangi neticeleri doğuracağını, elindeki gelişmiş silahların kimlerce hangi amaçla verildiğini bilen bir ülke olarak bu oyuna dahil olmak istemiyordu. Tuzağın farkındaydı.
Amarika’nın en çok satan gazetelerine Işid’i kınayan bildiriler yayınlatarak adeta Amarika biz sizinle beraberiz diyenlerin, Türkiye’nin bu köşeye sıkıştırılmasında, ulusal ve uluslararası basın ağı yoluyla Türkiye’nin Işid’le ilişkilerine dair gerçeği yansıtmayan yayınlarının önemli bir rol oynadığı kanaatindeyim.
Türkiye oyunun dışında kalmak istemesine rağmen bu tehlikeli kirli planın kendi güvenliğine yöneldiğini farketti. Oyunun dışında kalmak Işid taraftarlığı olarak lanse edildi ve ağın içine çekildi.
Şu an Türkiye; biz bu koolisyon içerisinde yokuz, biz ancak insani yardım dışında bu olaylara dahil olmayızdan; koolisyon ile beraber hareket edeceğiz, içerisinde yer alacağız noktasına doğru, kendi güvenliği gerekçesiyle kaymaya mecbur bırakıldı.
Işid’le ilgili Türkiye aleyhine yayınlar da bıçak gibi kesildi.
Kanaatimce; yinede bu doğru bir siyasi tercih olmayacaktır. Türkiye 3. bir yol bularak; kendi güvenliğini sağlayıp ve aynı zamanda bölge halkına ölüm kusacak olan bir koalisyonun içinde yer almamalıdır.
Müslüman ümmete içerden ve dışarıdan yönelen her türlü zulmü boşa çıkaracak, derin bir staretejiyi üretmek ve uygulamak mecburiyetindeyiz.
Allah yardımcımız olsun…