“Sevgili kızım ve değerli öğretmenim…
Sana elveda demiyorum, bilakis görüşmek üzere.
Başın dik, tuğyana isyan ederek yaşadın. Tüm engelleri reddederek hürriyete sınırsızca aşık oldun.Bu ümmet, uygarlıkta hak ettiği yeri alabilsin diye onu yeniden diriltmek ve inşa etmek için sessizce yeni ufuklar arıyordun….”
Bu sözler, Mısır’da Rabiatü’l Adeviyye meydanında düzenlenen darbe karşıtı gösterilerde, keskin nişancının kurşunu ile şehit olan kızı Esma’ya duygularını anlatan, İhvan (Müslüman Kardeşler) liderlerinden Bilteci’nin mektubunun ilk satırlarıdır.
Şu sözler de o mektuptan;“Zalimlere karşı başın dik direnirken gaddar kurşunlar göğsüne saplandı ve ruhun yüceldi. Ne kadar güzel bir azmin ve terbiye edilmiş bir nefsin vardı. İnanıyorum ki, sen Allah’a verdiğin söze sadakat gösterdin. Allah da sana verdiği söze… Öyle ki; şehadet şerefini bize değil de sana bahşetti….”
İhvan lideri Muhammed Bedii’nin oğlu Ammar’ da başına isabet eden iki kurşunla şehit düştü.Bedii “ bütün Mısırlı darbe karşıtlarının benzer acılar yaşadıklarını, oğlunun şehit olmasının kendisi için en büyük teselli olduğunu” söyledi.
Müslüman Kardeşler Teşkilatının kurucu lideri Hasan el Benna’nın torunu Halit de meydanda şehit edilenlerden. Yine darbeyle devrilen Mısır halkının meşru tek cumhurbaşkanının basın danışmanı Ahmet Abdulaziz’in kızı Habibe de şehit edildi.
Mısır’da ki darbeciler ihvanın ve liderlerinin çocuklarını öldürerek, gaspla el koydukları siyasi iktidarı muhafaza edebilmeği ölümcül bir strateji olarak benimsedikleri anlaşılıyor.
Ataları Firavun gibi;
“Firavun’un kavminden ileri gelenler ise dedi ki; Musa’yı ve kavmini, yeryüzünde fesat çıkarsınlar, seni ve ilahlarını terk etsinler diye mi bırakacaksın? (Firavun onlara) dedi ki; Onların oğullarını öldüreceğiz, kadınlarını (kız çocuklarını) ise sağ bırakacağız. Çünkü gerçekten biz, onların üstünde kahredici üstünlüğe sahip kimseleriz.” Araf 127