KUR'AN'LA ALAY EDENLER!
Geçen hafta ülkemizin dört bir yanında sokak ortasında yapılan iğrenç olaylar gibi yüce kitabımız Kur'an-ı Kerim'i tekmelemek de tesadüfen yapılan bir iş değil. Birileri kasıtlı olarak dindarları tahrik etmek için kaşınıyor. O gençler çirkinliğin sadece görünen yüzü. Kimler hangi maksatla yaptırdı, asıl görünmeyen kirli güçler bulunmalı, tutuklanmalı ve en ağır cezalar verilmeli. Dini değerlere hakaret etmek, alay etmek küçük cezalarla geçiştirilirse ne yazık ki bu tür rezilliklere daha çok şahit olacağız.
"Ey iman edenler! Sizden önce kendilerine kitap verilmiş olanlardan dîninizle alay edip eğlenenleri ve kâfirleri dost edinmeyin. Eğer gerçekten mü’min iseniz Allah’a karşı gelmekten sakının. (Maide, 57) buyuruyor, Allah'u Teâlâ.
Batıl cenah sapkın değerlerine aşırı sahip çıkarken Müslümanların kutsallarını korumaktan ve savunmaktan bu kadar aciz olmasını nasıl değerlendirmeliyiz? Kaç Müslüman böylesi çirkin bir olayı tel'in edebildi? Misal bazı öğrenciler okullarda, üniversitelerde herhangi bir ortamda konuşurken "LGBTİ'ye karşıyız" bile diyemiyorlar. "Korkuyoruz, çünkü sesleri çok tiz çıkıyor. Aşırı çirkef ve birbirlerine çok bağlılar." diye onları tarif ediyorlar. Lut kavmi dönemi gibi toplumu korkutup sindirmiş sapkınlar, Müslümanlar üzerinde baskı kurmaya çalışıyor. Şahsına en ufak bir saldırı olduğunda yeri göğü inleten Müslümanlar ise Allah'a, Kuran'a, Peygamberimiz'e (sav) hakaret edilirken kendileriyle alakalı hiçbir mesele yokmuş gibi sessizler. "Yetkililer halletsin, ben n'apabilirim." mazereti bizi ahirette kurtaramayacağı gibi dünyada da kurtarmaz. Çocuklarımıza sefil bir yeryüzü bırakmış olmanın utancını hep birlikte yaşarız.
Allah'u Teâlâ "İnkar edenler birbirlerinin velileridir. Eğer siz bunu yapmazsanız (birbirinize yardım etmez ve dost olmazsanız) yeryüzünde bir fitne ve büyük bir bozgunculuk olur." (Enfal, 73) buyuruyor.
Kur'an'ı tekmelemek gibi aşırı tahrik edici bir manzarayla karşılaştığında bir Müslüman öfkeye kapılıp o iğrenç fiili işleyen kişiye zarar vermemeli. Zira senaryo buna yönelik hazırlanmış. Fevri bir muhafazakar bu manzarayı görünce öyle bir şiddet uygulasın ki toplum bir anda ateş topuna dönsün isteniliyor. Sağcı solcu çatışmaları da yıllarca böyle tezgahlanmıştır.
Gençler yıllardır İslami şuurdan, kadim değerlerden, sevgi ve saygıdan uzak seküler bir eğitimle yetişiyor. Medya kanalları ve internet de onlara edepten, ahlaktan arınmış dupduru(!) bir özgürlük sunuyor. Aileler desek onlara manevi anlamında yardımcı olamaması bir yana dünyevileşmenin bu çağda olağan olduğunu hissettiriyor. Paranın, dünyalık nimetlerin, makam ve mevkinin ulaşılması gereken yegane hedef olduğu beyinlere iyice işleniyor.
Durum böyleyken oturup birileri çocuklar ve gençler için birşeyler yapsın diye bekleyemeyiz. Elbette devlet İslami değerlerden iyice uzaklaşan eğitim sistemini yeniden şekillendirmeli, cezalar dinimizi, kutsal kitabımızı aşağılayanlar ve mizah konusu edenler için caydırıcı olmalı. Millet olarak biz de evlatlarımıza Kur'ansız bir yaşamın yaşam olamayacağını, insanlar başıboş kaldığında yeryüzünde zulüm ve bozgunculuktan başka birşey kalamayacağını açık bir şekilde anlatmamız gerekiyor.
Maide suresinde buyrulduğu üzere :
"Gerçekten size Allah'tan bir nur, apaçık bir kitap geldi. Rızasını arayanı Allah onunla kurtuluş yollarına götürür ve onları iradesiyle karanlıklardan aydınlığa çıkarır, dosdoğru bir yola iletir." (Maide, 15-16)