Bu hafta Van merkezli birçok ilde El-Kaide operasyonu yapıldı. Valilerin ve emniyet müdürlerinin dahi haberi olmayan bu baskınlarda İHH ait büroda aranıp, bilgisayarlarına el konuldu.
Dünyanın ihtiyaç sahibi ülkelerine yaklaşık 25 yıldır insani yardım götüren, Türkiye Müslümanlarının adeta vicdanı niteliğindeki bir İnsani yardım vakfını, El kaide ile birlikte anılmasını sağlamak, yardımcı oluyor izlenimi oluşturmanın; bu ülke insanlarına yahut açlık çeken dünyadaki ihtiyaç sahibi insanlara nasıl zarar verebileceği fark edilmiyor mu?
İki hafta önce de Hatay’da bir tır durdurulup, ilin valisinin tepkisine rağmen arama yapılmak istenildi. Daha ne olduğu anlaşılmadan, Türkiye’deki bazı basın kuruluşlarından (ki bazıları dünyaya İngilizce yayın yapıyor) İHH’nın tırında El-Kaideye Türkiye’den silah taşındığı anlamında haberler geçildi. Akabinde tırın İHH’ya ait olmadığı anlaşıldığı gibi içindeki malzemelerin de Suriye’deki Türkmenlere gittiği devletin en yetkili bakanı tarafından açıklandı.
Gerçeğin önemsenmediği, imaj ve reklamın her şeyi yönlendirdiği bu imaj çağında; istenilen imajı oluşturmak için yapılan bu algı operasyonlarının ve haberlerinin (insani yardım vakfının ve de siyasi iktidarın El-Kaideye yardım ediyor izlenimi oluşturmanın) kime, ne faydası vardır? Kaldı ki; Türkiye’nin Suriye’nin kurtuluşu için mücadele eden muhaliflere yardım ettiği ve El-Kaidenin de bu muhaliflerle savaştığı gerçeği dünya alemce bilinmesine rağmen, bu zorlama, tutarsız imajı dünya kamuoyuna sunmanın anlamı nedir?
İsrail dışişleri bakanı Liebermann İsrail radyosunda “İHH İsrail için büyük bir tehdittir” derken, Türkiye’de bu yardım vakfını, bu kadar topun ağzına koymaya çalışmak ne anlama geliyor? Amacı nedir? Kime hizmet eder?
Her şeyden önemlisi; yardıma muhtaç insanlara yardım edilmesine ve gitmesine mani olabilecek neticelerin doğmasına, sebep olacak bu imaj oluşturma baskın ve haberleri vicdanları rahatsız etmiyor mu?
Tehlikenin farkında değil miyiz?