Silivri Cezaevinin kapıları açıldı ve sanıklar tahliye olmaya başladı. İlker Başbuğ’u Tuncay Özkan, Sedat Peker, İbrahim Şahin ve Şener Eruygur takip etti. Hatta Danıştay baskını ile Hâkim öldüren Alparslan Aslan’da aramıza karışacaktı ki, hâkime hakaretten aldığı ceza nedeniyle tahliye olamadı. Yani Hâkim öldürmekten çıktı da, hâkime hakaretten takıldı kaldı. Peki, bütün bunlar Balyoz ve Ergenekon davalarının altının boş olduğunu mu gösteriyor? Asla! Bu ülkede ihtilallar yapıldı, Başbakan ve Bakanlar asıldı, kahvehane ağzından daha bayağı sözlerle başbakana küfredildi. Bütün bunlar ayniyle yaşandı. Balyoz ve Ergenekon da bir kalkışmaydı. İlk kez yargılandılar ve ceza aldılar. Fakat bir farkla ki denge dikkate alınmadan... Denge yoksa adalete halel geliyor... Siz İlker Başbuğ ile Şener Eruygur’u aynı şekilde suçlu muamelesine tabi tutarsanız, bugünde birlikte tahliye olurlar işte. Adalet hiçbir şartta ve şekilde göz ardı edilmemesi gereken bir hakikat. Emri verenle emir komuta altında emre uyan arasında denge muhakkak kurulmalıydı. Peki, tahliyelerden rahatsız mıyım? Hayır, fakat endişeliyim. Neden mi? Ülkem de yeniden kan akabilir diye! Ne bileyim mesela birisi kalkar masum bir Alevi Dedesini katleder ve sonrada “Allahuekber” diye nadanca bir niyetle nara atar, diye. Zaten mefluç halde kalan barış süreci geri vitese takılırda yine Türk ve Kürt gençleri boş yere ölmeye başlar diye. Birileri beni evhamlıkla suçlayabilir? Ama biraz dengeli düşünürsek kabul ederiz ki toplum halen daha kışkırtmalara teşne durumda. Örnek mi al sana Fethiye’de yaşananlar. İlçede meşru bir parti tabelasını astı diye kıyamet koptu. Yahu bu yasal bir parti nasıl olur da teşkilatlanması engellenir diye vicdanlardan hiçbir ses çıkmadı. Allah korusun, diyelim ki yarın öbür günde doğu vilayetlerimizde diğer Partilerin mesela MHP’nin tabelalarını indirmek için inşanlar kışkırtılırsa ne olacak? Memleketin sonu nereye varacak? Hadi bunu gençler düşünemiyor? Yahu bunlara öğüt verecek hiç mi aklı başında adamlar yok o beldelerde yahut siyasi partilerde. İbrahim Karagül yazdı. Güneyimizde ve kuzeyimizde büyük bir güç savaşı yaşanıyor. Suriye’de ve Ukrayna’da... Batı ve ABD Ukrayna halkını sokağa çıkardı ve öylece sokakta yüzüstü bıraktı. Rusya’da tanklarıyla müdahale etti. Suriye’de, Özgür Suriye Ordusu nereyi ele geçirmişse,Batı orada kafa kesicileri peyda etti. Suudi destekli katiller bir yandan Suriye muhaliflerini yok ederlerken bir yandan da aziz İslâm’ı dünya kamuoyunun gözünde mahkûm etme işlevini yerine getirdi. Netice olarak Esad memnun, İran memnun, Batı haydi haydi memnun. Türkiye’de birileri yüz binlerce insanı dinliyor; ÖSO’ suna yardım eden kişi, kurum ve sivil toplum örgütü kim varsa takip altına alınıyor. Peki, bunlar kimin hesabına yapılıyor. İsrail bu denklemin neresinde yer alıyor? Batı İslam ülkelerinde darbecileri pek sever. Örnek mi? İşte Mısır... Ordu kendi halkına karşı kalleşçe darbe yaptı Batı açıkça destekledi... Ramazan zamanı yaz sıcağında gece gündüz silahsız gösteri yapanlara Ordu makineli tüfeklerle ateş etti binlerce insanı şehit etti... Sonrada tüy dikercesine oradaki Müslümanları terörist ilan edip partisini kapattı; Batı’dan gık dahi çıkmadı... Neredesin ey denge! Ne oldu sana ey İzan! Hangi deliktesiniz Batı tarafından bilmem kaçıncı defa ırzına geçilen demokrasi İnsan hakları ve özgürlükler. Oysa gezi eylemlerinde aynı Batı ne denli insan haklarından ve özgürlüklerden yanaydı, değil mi? Batı ideoloji verir, zihniyetimizi alır; coğrafyamızda cetvelle sınırlar çizer, petrolümüze el koyar; kendisi birleşirken bizleri kavim kavim boş övünmeye sevk eder. Ne zaman aykırı hareketler çıkacak olsa darbeci kuklalarını sahneye sürer, darbecilerde ödediği vergilerle alınan silahları halkına doğrultur. Baktı ki yetmedi bu seferde etnik sorunlar yaratıp insanları birbirine vurdurur, o sorunlarla geçimini sağlayan asalak bir zümre oluşturur. Tamam da kardeşim, Batı bütün bunları yapar da insanlar da yaşananlardan hiç mi ders çıkarmaz; kaçıncı aynı delikten yılan tarafında sokuluşumuz bu böyle! Kabahat hep Batıda mı, bizler de biraz dengeli olsak ya!