Dergi sözcüğü bende her zaman tatlı bir heyecan uyandırmıştır. Çocukluk denebilecek yaşımdan beri elimden geldiğince dergileri takip ederim. Haftalık, aylık veya daha uzun periyotlu, beni cezbeden her dergi bana sadece çok şey öğretmekle kalmamış, aynı zamanda fikri yapımın oluşmasında da çok etkili olmuştur.
Hicret, İslami Hareket, Değişim, Sözleşme, Bilgi ve Hikmet, Tezkire, Umran, İslâmiyât şu anda bir çırpıda aklıma geliveren dergi isimleri.
Üzülerek belirteyim ki artık eskisi gibi dergiler çıkmıyor! Çünkü bizim cenahta şu sıralar müteahhitlik revaçta... Fikir, tefekkür, düşünce; itiraf edeyim ki günümüzde artık pek itibar görmüyor.
Talep olmayınca, arz da haliyle olmuyor.
Lakin istisnaları da yok değil. Mesela iki ayda bir yayınlanan “Dünya ve İslam” dergisi... Derginin Genel Yayın Yönetmenliğini genç bir kardeşim üstlenmiş. Yasin Demir.
Yaşının genç olması sakın sizleri yanıltmasın. Son derece kaliteli bir dergi. Boyu gazete ebadından biraz küçük, kapağı renkli, mizanpaj ve baskı bakımından son derece güzel ve titiz.
İçeriğine gelince: Tek kelimeyle harika! Dergi ağırlıklı olarak, adından da anlaşılacağı üzere İslam Dünyasından haber ve yorumları kendisine konu ediniyor. Yorumlar yerli isimlerden oluştuğu gibi Avrupa ve İslam Dünyasından konunun uzmanlarından çevirileri de içeriyor.
Temmuz-Ağustos sayısı kapağında Finans dünyasında olan bitenlere yer vermiş. Zhang Danhong imzalı yorumda, Avrupa ve Amerika da bankaların önemli koltuklarına oturan kişilerin bu mevkilere gelebilmek için hangi basamakları nasıl aştığı inceleniyor. Keza yine büyüyüp güçlenen bankaların dünya ekonomisi için hangi riskleri oluşturduğu dile getiriliyor.
Derginin orta iki sayfasında Corry Guttstadt ile yapılan mülakat ve Jan F. Engelhardt imzalı yazı ile yakın tarihimizde Yahudilerle olan ilişkimiz ve İsrail Devletini tanımamız değişik açılardan ele alınmış. Genç Cumhuriyette yurt dışına kaçmak zorunda bırakılan ve Almanya’da göz göre göre ölüme terk edilen Türk Yahudilerinin hikâyesi kısaca gözler önüne serilmeye çalışılmış. Kemalist Devlet ile olan sıkıntılı ilişkiler sonunda 1933 yılında Yahudi Alman bilim adamlarının üniversitelerimize kabul edilmesi, 1949 yılında da Rusya’dan endişe eden Türkiye’nin batıya yaklaşma çabaları neticesinde İsrail devletini tanıyan ilk Müslüman ülke olması.
Bunun neticesinde de Türk ve İsrail yakınlaşmasına tepki olarak Arap sosyalizminin yükselişi.
Derginin, inanılması güç ama her biri diğerinden güzel, verdiği üç eki bulunuyor. İlki ‘Siyah Sanat’; adından da anlaşılacağı üzere sanat ile ilgili yorum ve duyuruları içeriyor.
İkincisi ‘Kitap Fikir’ eki. Bu ek Türkiye de kitap ve fikir hayatı üzerine usta kalemlerin yorumlarını içerdiği gibi yeni çıkan kitapları da tanıtıyor.
Son sayının ekinde “Bir çocuğun gözünden 28 Şubat Cezaevi Notları” kitabının yazarı Yakup Köse ile söyleşi var. İnsanın içini burkan yüreğini acı ile sızlatan bir söyleşi. Daha 14 yaşında İBDA-C militanı diye alınan ve yıllarını hapishanede geçiren bir çocuğun hatırası.
Manisa da yine aynı şekilde cezaya çarptırılan çocukların çilelerini kamuoyuna duyuran sol kesimin gayretleri insanın aklına gelince 28 Şubat mağduru çocukların çektikleri karşısında gösterilen sessizlik insanı acı acı düşündürüyor.
Neyse ki duyduğuma göre Yakup Köse, imzalı bir kitabını Çevik Bir Paşaya göndermiş. Şu anda vakti bol olunca okuyordur herhalde, kendileri.
Derginin üçüncü eki ‘Derin Yorum’ adı ile neşrediliyor. İnanın kafa dinlendirmek için değil dinlenmiş kafayı yormak için okunacak bir birinden güzel yazılarla dolu.
Derginin yıllık abone fiyatı 60 TL. Yasin Demir kardeşimle yaptığım telefon görüşmesinde yeni abone olacaklara, ellerinde bulunan eski sayıları da hediye edebileceklerini bildirdi. Ayrıca www.dunyaveislam.comadresi ile veya 0537 27 66 200 nolu telefonla abone işleminin yapılacağını bildirdi.
Dostlara hararetle abone olmalarını tavsiye ediyorum.