Isparta için en büyük tehlikenin çanı çaldı. Üniversite öğrencisinin azalacağı gözüktü ama şehirde hiç kimse çözüm için adım atmıyor. İkinci üniversite açılmadan Isparta öğrenciyi tutamaz.
Isparta tuhaf bir şehir oldu. En önemli sorunları dahi yok sayan, iş çıkmaza girince de suçlu arayan bir yapımız var.
Defalarca yazdık, söyledik. Hatta bazı arkadaşlarımız, belirli kesimler beni hedef tahtasına koydu. Oysa ben yazarken görünen, yaşanacağı belli olan tehlike için uyarmıştım. Ancak işine gelmeyen, “sistemin hep böyle devam edeceğini” sanan bazıları her şeyi söyledi.
Dedik ki; Üniversite ile ilgili tartışma noktanız yanlış. Tehlike kapıda, böyle giderse Isparta ekonomisinin can damarı kesilecek, öğrenci sayısı azalmaya başlayacak, hatta ve hatta 10 yıl içinde 30 binli rakamları görecek.
Isparta’daki bir çok insan öğrenci artışını aynı devam edecek sandı. SDÜ’nün yaptığı araştırmada tehlike çanları çalıyordu.
Üniversite sayısı artmış, sınava giren öğrenci sayısı neredeyse aynı. 2023 yılında bugün 180 olan üniversite sayısı 300 olacak. Yani her il nüfusu oranında üniversite öğrencisine sahip olacak.
“Öğrenciyi Isparta’ya, SDÜ’ye çekmek için önlem alınması gerekiyor” dedik, duyan olmadı. Hiç kimse topa girmedi.
Nasıl önlem alınacaktı? Ne yapılması gerekiyor? Bütün bunları kimse konuşmadı. Üniversite yönetimi dile getirdi ama hiç kimse duymak istemedi.
Tehlike çanlarının ciddiyeti 2014 kontenjanlarında belli oldu. Diğer üniversitelerde olduğu gibi SDÜ’nün de kontenjanı düştü. Toplamda öğrenci sayısı birkaç yıl daha artar ama bu belirli bir süre sonra eksiye döner. Özellikle ilçelerdeki MYO’ların kontenjanlarında çok ciddi azalmalar var.
Göreceksiniz kontenjanlar önümüzdeki yıl daha da azalacak. Azalma tercihe de yansıyacak.
Ekonomisi öğrenciye dayalı olan, yaz aylarında öğrenci gittiğinde sessiz şehre bürünen Isparta’nın çözüm bulması gerekiyor.
İlin bütün yetkilileri, herkes ama herkes “ne yaparız da öğrenciyi Isparta’ya getiririz” noktasında bir araya gelmeli ve çözüm bulmalı.
Türkiye’nin mevcut durumunda yapılması gereken ikinci üniversiteyi kurmaktır. İkinci üniversite Isparta’daki öğrenci sayısının azalmasını önler, bir dönem artırır. En azından orta vadede Isparta öğrenci kaybetmez. SDÜ ikiye bölünmeli, ikinci üniversite açılmalı. “Bölünerek büyüme modeli” seçilmeli.
Çünkü hem öğrenci kontenjanı, hem bütçe anlamında küçük üniversiteler, büyüklere göre daha avantajlı.
Ana eksen ikinci ÜNİVERSİTE olmalı. Bunun altına ise yeni çözüm önerileri sunulmalı. Yoksa Isparta için tehlike çanları çaldı ama hiç kimse sesin farkında değil ve adım atmıyor.
Bu noktada lokomotif kurum ITSO’dur. Bugüne kadar Isparta için önemli çalışmalara imza atan Şükrü Başdeğirmen ve ekibinin acil olarak “kriz masası” kurmasını ve çalışmalara başlaması gerekiyor.
Özellikle “kriz masası” dedim. Çünkü iş Isparta için gerçekten “kriz” noktasına gidiyor. Bilmiyorum farkında mısınız ama yanlış yoldan gidiyoruz.
Bizden söylemesi…
Isparta tuhaf bir şehir oldu. En önemli sorunları dahi yok sayan, iş çıkmaza girince de suçlu arayan bir yapımız var.
Defalarca yazdık, söyledik. Hatta bazı arkadaşlarımız, belirli kesimler beni hedef tahtasına koydu. Oysa ben yazarken görünen, yaşanacağı belli olan tehlike için uyarmıştım. Ancak işine gelmeyen, “sistemin hep böyle devam edeceğini” sanan bazıları her şeyi söyledi.
Dedik ki; Üniversite ile ilgili tartışma noktanız yanlış. Tehlike kapıda, böyle giderse Isparta ekonomisinin can damarı kesilecek, öğrenci sayısı azalmaya başlayacak, hatta ve hatta 10 yıl içinde 30 binli rakamları görecek.
Isparta’daki bir çok insan öğrenci artışını aynı devam edecek sandı. SDÜ’nün yaptığı araştırmada tehlike çanları çalıyordu.
Üniversite sayısı artmış, sınava giren öğrenci sayısı neredeyse aynı. 2023 yılında bugün 180 olan üniversite sayısı 300 olacak. Yani her il nüfusu oranında üniversite öğrencisine sahip olacak.
“Öğrenciyi Isparta’ya, SDÜ’ye çekmek için önlem alınması gerekiyor” dedik, duyan olmadı. Hiç kimse topa girmedi.
Nasıl önlem alınacaktı? Ne yapılması gerekiyor? Bütün bunları kimse konuşmadı. Üniversite yönetimi dile getirdi ama hiç kimse duymak istemedi.
Tehlike çanlarının ciddiyeti 2014 kontenjanlarında belli oldu. Diğer üniversitelerde olduğu gibi SDÜ’nün de kontenjanı düştü. Toplamda öğrenci sayısı birkaç yıl daha artar ama bu belirli bir süre sonra eksiye döner. Özellikle ilçelerdeki MYO’ların kontenjanlarında çok ciddi azalmalar var.
Göreceksiniz kontenjanlar önümüzdeki yıl daha da azalacak. Azalma tercihe de yansıyacak.
Ekonomisi öğrenciye dayalı olan, yaz aylarında öğrenci gittiğinde sessiz şehre bürünen Isparta’nın çözüm bulması gerekiyor.
İlin bütün yetkilileri, herkes ama herkes “ne yaparız da öğrenciyi Isparta’ya getiririz” noktasında bir araya gelmeli ve çözüm bulmalı.
Türkiye’nin mevcut durumunda yapılması gereken ikinci üniversiteyi kurmaktır. İkinci üniversite Isparta’daki öğrenci sayısının azalmasını önler, bir dönem artırır. En azından orta vadede Isparta öğrenci kaybetmez. SDÜ ikiye bölünmeli, ikinci üniversite açılmalı. “Bölünerek büyüme modeli” seçilmeli.
Çünkü hem öğrenci kontenjanı, hem bütçe anlamında küçük üniversiteler, büyüklere göre daha avantajlı.
Ana eksen ikinci ÜNİVERSİTE olmalı. Bunun altına ise yeni çözüm önerileri sunulmalı. Yoksa Isparta için tehlike çanları çaldı ama hiç kimse sesin farkında değil ve adım atmıyor.
Bu noktada lokomotif kurum ITSO’dur. Bugüne kadar Isparta için önemli çalışmalara imza atan Şükrü Başdeğirmen ve ekibinin acil olarak “kriz masası” kurmasını ve çalışmalara başlaması gerekiyor.
Özellikle “kriz masası” dedim. Çünkü iş Isparta için gerçekten “kriz” noktasına gidiyor. Bilmiyorum farkında mısınız ama yanlış yoldan gidiyoruz.
Bizden söylemesi…