Fransa'nın yayınladığı ahlaksız karikatürlerini lanetleyelim. Bu karikatürlere sahip çıkıp destekleyen içimizdeki Fransızları da telin edelim. Fransız mallarını boykot edelim. Cumhurbaşkanımızın arkasında olalım. Ancak Fransa'nın (Batı'nın) Müslümanlarla, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'la, Peygamberimiz(sav)' le ve İslam'la ne derdi olduğunu unutmadan...
Fransız mallarını boykot ederken Batı müziğini, orkestrasını, operasını, smokinini, şapkasını, çantasını, ideolojisini, medeniyetini, kanunlarını, laikliğini boykot etmeyi beceremiyorsak aldığımız tavır, yalnızca hamaset olarak kalacaktır.
Medeniyetler savaşında fikir ve inanç olarak sağlam bir duruşumuz olmazsa, güçlü bir pozisyon alamaz, gardımızı düşürürsek birkaç hafta sonra "Fransız ürünleri indirime girmiş" diye mağazalar önüne biriken insan yığınlarına mani olamayız. En kötüsü de İslamofobik milletlere, vahşi medeniyetlere, yani celladına aşık, kendi değerlerinden, dininden, kimliğinden uzak nesillerin vebaliyle göçüp gitmenin hüznünü yaşarız...
....
İzmir'de yaşayanlara, depremzedelere "Geçmiş olsun." diyor, onların üzüntüsünü paylaşıyoruz.
Enkaz görüntülerini teessürle izlerken farkında olmadan pekçok ders çıkarabiliyoruz: Kimse "Evim, arabam, şanım, şöhretim, param, makamım" diye bağırmıyor. "Yavrum, annem, canlarım" diye ağlıyor. Onlar kurtulduysa başka hiçbir şeyi gözü görmüyor. Yerine yenisini asla koyamacağımız sevdiklerimizin kıymetini bilelim, onlara sevgimizi gösterelim...
Müslüman bir toplum olduğumuz için doğal afetlerde, hastalıkta, musibette kardeşlik ve dayanışma duygularımızla kenetlenip acıların daha kolay üstesinden gelebiliyoruz. Bunun için Allah'a hamd edelim...
Gökdelenlerin, yüksek binaların, dikey şehirleşmenin, çarpık yapılanmanın bedelini ödemeye devam ediyoruz. Deprem bölgesinde olduğumuzu unutmak ve inşaatta ahlakı bir kenara koymak bize kazandığımızı sanırken kaybettirecektir.
Çıkaracağımız en mühim ders de hakimiyet kayıtsız şartsız Allah'a aittir. Yeryüzü, gökyüzü, tüm kainat O'nundur, İnsanoğlu oldukça acizdir...