Yalnızca gündüz yayınlanan kadın programlarıyla değil akşamları tartışma programlarıyla da milletle dalga geçildiği gün gibi aşikar. Gün boyu Esra Erol, Müge Anlı izleyen kadınlar bir yufkacıya en fazla kaç kadın kaçabiliri hesaplarken akşam programlarında uzmanlar uzmanı Mehmet Ceyhan, kapanmalardan kapanma beğenemiyor. "Ama bu da olmadı, Çin'in kapıları çivilediği gibi kapanmalıydık." diye isyan ediyor. Her ay maaşını otursa da yatsa da tıkır tıkır alanların "illaki kapanalım" serzenişlerinin sözcülüğünü sanki bu uzmanlar yapmamış gibi kapanma arifesi oluşan yoğunluklar konusunda, "Tatil beldelerine, otellere, köylere akın eden halk" nedeniyle vaka artışı gözlenebilir" diyorlar. Yine suçlu halk...
Hiçbir zaman "Birkaç ay öncesine kadar binlerce kişilik kalabalık siyasi organizasyonlara ses etmeyen bizler sorumluyuz." demiyorlar. "Turistler avantajlı, onlar kapanmadan muaf." diyenler, öz be öz vatandaşların ne hissedeceğini kestiremiyor. Kapanma arifesi bu yoğunluğu öngöremedik, bu kısıtlama/kapanma pek çok insanı daha fazla paniğe sürükledi , iç içe, tıklım tıkış pazar alışverişleri, Covitler göçü manzaralarının müsebbibi ne yazık ki bizleriz." diyemiyorlar.
Haftasonu ve akşam sokağa çıkma kısıtlamaları vaka artışını durdurmuş, sayılarda gerileme de görülmeye başlanmıştı. Ancak medya ve muhalefet "Tam kapanma olmadan olmaz"a önce bilim kurulunu inandırdı, kabul edilmesinin hemen ertesi günü de "Bu insanlar taş mı yiyecek, nerde devlet, nerde destek?" naraları atmaya başladılar. Yani aynı tuzağa yine, yine ve yine düşülmüş oldu.
Romantik İslamcılar var. Hani şu "Hayırlı Cumalar, hayırlı kandiller" diyerek denize nazır yalısında yeni cicileriyle poz veren, "Şükretmek lazım, kapanmak da çok zevkli, niye hep şikayet edersiniz ey fakirler" diye nasihat eden. Üç dadıyla anneliğin kitabını yazan. Ne yazık ki halkı her akşam aydınlatmak için televizyon ekranlarına çıkıp canından bezdiren uzmanların milletle empati kuramayan halleri tıpkı böyle. Geçen yıl ekranlardan "3-4 yıldan önce aşı geliştirmek imkansız" diyen proflar şimdi aşılara temkinli yaklaşan insanlara "hain" diyebiliyor. "Maske sizi korumaz"la başlayıp "maskesiz evde bile oturmayın"a uzanan çelişkileri/dönüşümleri tedavide kullanılan ilaçlar konusunda da baki. Tam kapanmaya razı, alkolsüz kalmaya karşı olan uzman Serap Yavuz da kapanma öncesi yapılan alkol stoklarını Covit'ten korunmak için alkolle ağız çalkalama ihtiyacına bağlarken fazlaca komik.
Covit 19'un en başından beri biyolojik silah olduğu biliniyor. Ve küreselciler bu savaşı bitirmemekte kararlı. Yeni dünya düzenine geçmek için insan nüfusunu azaltmak, birey insan modeline geçmek ve tek merkezden yönetmek gibi amaçlarının yanında daha ne gibi planları var bilmiyoruz. Tedbirimizi elbette alacağız, bu hastalıktan kendimizi koruyacağız ancak bizi korkutup, sindirip, sorgulama yetimizi elimizden alıp psikolojimizi harap etmek, idrakimizi kontrol altına almak isteyenlere de fırsat vermeyeceğiz...
Tüm insanlığı köleleştirmek isteyenlerin kirli oyunlarından bu ayete sarılarak sığınalım inşaAllah:
"Onlar tuzak kurdular. Allah da tuzak kurdu. Allah, tuzak kuranların en hayırlısıdır."(Ali İmran, 54)