Zaman hızla geçer. Saatler, günler, aylar, mevsimler geçer. Bir bakarız her yer kuş cıvıltısı ile dolmuş, ağaçlar çiçek açmış, sokaklarda yankılanan çocuk sesleri haber verir olmuştur mevsimi.
Bir sabah uyanırsın, farkında değilsen zamanın nasıl geçtiğinin, şaşırırsın. Etrafta çiçek açmaya başlamış ağaçlar vardır. Yerlerden kırağı kalkmış, havalar ısınmaya başlamıştır. Bir bakarsın kışın uzun geceleri bitmiş, yeni bir baharın sabahına uyanmışsındır.
Badem ağaçları çiçek açmış ve erikler onu takip etmeye başlamıştır. Derken her yer rengarenk olmaya başlamıştır. Bazen bembeyaz erik ağacı çıkar karşımıza bir köşede, bazen altın çanaklar sarar dört bir yanımızı. Pembe şeftali çiçekleri dantel gibi sarmıştır dalları ve ardından beyaz pembe tonunda baş döndüren ve adına festivaller düzenlenen kiraz ağaçları.
Ruhumuzda bir ılık bir esinti, bir rüzgar bahar mevsimi, erguvanlar, leylaklar, akasyalar ve iğde ağaçları açar bir bir mordan beyaza ve oradan sarıya ruhumuzu bir hoş eden kokular saçılır etrafa.
Bambaşka bir mevsimdir, güzün verdiği hüzne inat daha canlıdır bahar. Bir uyanış ve topyekun bir dirilişin adıdır aslında bahar. Tefekkürün zirvesidir bahar, ruhun yeniden uyanmasıdır. Ruhun uyanması duyguların inkişafıdır aynı zamanda. Tefekkürde duyguların uyanmasına en büyük etkendir. Belki de her bahar ruhumuzdaki şahlanma ondandır. Ruhun uyanışı, ruhun inkişafı insanda duyguları da harekete geçirir. İnsana ayrı bir canlılık ve heyecan verir. Hissetmesek de tam manasıyla aslında her bahar içimizdeki coşkunun sebebi budur. Aslında ruhumuzda sever, ruhumuzun da hoşuna gider. Bu nedenle Mevlana “Ben dostlarımı ruhumla severim” der.
Bir sabah uyanırsın, tabiat uyanır, ruh uyanır, duygular uyanır. Bir sabah uyanırsın o sabah farkına varırsın. O sabah bahara uyanırsın. Her yer neşvünema bulmuştur. O sabah ruhun ufkunda şafak atmıştır. Sana yeni kapılar açılmıştır. Bir sabah uyanırsın cenneti-asa bahara uyanmışsındır. Her yerde çiçek açmış, toprağa saçılan tohumlar uyanmıştır.
Acı bir tebessüm edersin, çetin geçen kışı hatırlayarak. Hiç geçmeyecekmiş gibi görünen soğuk, bazen karlı, bazen ayazlı uzun karanlık geceleri hatırlarsın. Sabah olmayacakmış gibi gelen günlerin üstüne acı bir tebessüm edersin. Her şey geride kalmıştır. Bahar gelmiş her şey yeniden uyandırılmıştır. Taptaze bir mevsim, insanlığın hizmetine sunulmuştur. Önünde çiçekli bir sofra kurulmuş, ruhunun beslenmesi için bin bir güzellikle bezenmiş kokular sürünmüştür.
Bir sabah uyanırsın, farkında değilsen zamanın nasıl geçtiğinin, şaşırırsın. Etrafta çiçek açmaya başlamış ağaçlar vardır. Yerlerden kırağı kalkmış, havalar ısınmaya başlamıştır. Bir bakarsın kışın uzun geceleri bitmiş, yeni bir baharın sabahına uyanmışsındır.
Badem ağaçları çiçek açmış ve erikler onu takip etmeye başlamıştır. Derken her yer rengarenk olmaya başlamıştır. Bazen bembeyaz erik ağacı çıkar karşımıza bir köşede, bazen altın çanaklar sarar dört bir yanımızı. Pembe şeftali çiçekleri dantel gibi sarmıştır dalları ve ardından beyaz pembe tonunda baş döndüren ve adına festivaller düzenlenen kiraz ağaçları.
Ruhumuzda bir ılık bir esinti, bir rüzgar bahar mevsimi, erguvanlar, leylaklar, akasyalar ve iğde ağaçları açar bir bir mordan beyaza ve oradan sarıya ruhumuzu bir hoş eden kokular saçılır etrafa.
Bambaşka bir mevsimdir, güzün verdiği hüzne inat daha canlıdır bahar. Bir uyanış ve topyekun bir dirilişin adıdır aslında bahar. Tefekkürün zirvesidir bahar, ruhun yeniden uyanmasıdır. Ruhun uyanması duyguların inkişafıdır aynı zamanda. Tefekkürde duyguların uyanmasına en büyük etkendir. Belki de her bahar ruhumuzdaki şahlanma ondandır. Ruhun uyanışı, ruhun inkişafı insanda duyguları da harekete geçirir. İnsana ayrı bir canlılık ve heyecan verir. Hissetmesek de tam manasıyla aslında her bahar içimizdeki coşkunun sebebi budur. Aslında ruhumuzda sever, ruhumuzun da hoşuna gider. Bu nedenle Mevlana “Ben dostlarımı ruhumla severim” der.
Bir sabah uyanırsın, tabiat uyanır, ruh uyanır, duygular uyanır. Bir sabah uyanırsın o sabah farkına varırsın. O sabah bahara uyanırsın. Her yer neşvünema bulmuştur. O sabah ruhun ufkunda şafak atmıştır. Sana yeni kapılar açılmıştır. Bir sabah uyanırsın cenneti-asa bahara uyanmışsındır. Her yerde çiçek açmış, toprağa saçılan tohumlar uyanmıştır.
Acı bir tebessüm edersin, çetin geçen kışı hatırlayarak. Hiç geçmeyecekmiş gibi görünen soğuk, bazen karlı, bazen ayazlı uzun karanlık geceleri hatırlarsın. Sabah olmayacakmış gibi gelen günlerin üstüne acı bir tebessüm edersin. Her şey geride kalmıştır. Bahar gelmiş her şey yeniden uyandırılmıştır. Taptaze bir mevsim, insanlığın hizmetine sunulmuştur. Önünde çiçekli bir sofra kurulmuş, ruhunun beslenmesi için bin bir güzellikle bezenmiş kokular sürünmüştür.