“Hayalinizdeki başbakan nasıl bir başbakan?” sorusunu yöneltmişti Sivrisinekli Nihat. “Diktatör olmasın, özgür düşünebilsin ve özgür düşünmeye, ifadeye izin versin, kendi ayakları üzerinde durabilsin” gibi cevaplar geldi radyoda,canlı yayında. Peki bizim gözümüzde kim canlanmış oldu bu cevaplarla.

Kılıçdaroğlu mu? İktidar olduğumuzda şu, şu, şu yayın organları kapanacak deyivermişti yardımcısı. (Diktatör, kendisine diktatör dedirtmez, asıverir, yakıverir. Bunu en iyi CHP’liler bilir ) Kendisi de “Suriyelileri evine göndereceğiz” deyivermişti. Ardından “başörtülüleri Arabistan’a göndereceğiz, camileri ahira döndüreceğiz” de derler mi geçmişteki gibi emin değiliz. SSK’yı batırsa da biz ekonomiyi yürüyen merdivene binmeyi beceremeyen birine teslim eder miyiz gene emin değiliz.

Bahçeli olabilir mi? Ak sakallı ihtiyarlara elini öptürürken başka yöne bakan, Tuğrul Türkeş’i bile koltuğunun bekası için ihraç eden, insanları kafatasına göre sınıflandıran bir lider de hayallarimizi süsler desek yalan olur. Her gün Ak Parti’ye sözleriyle saldıran Bahçeli’nin Demirtaş’a hiç ses etmemesi hayra alamet değil. Öcalan asılmasın diye imza attığı koalisyon dönemlerine benzer bir koalisyona hazırmış. Ama biz değiliz.

Cilalı, cici çocuğun görünen yüzünün arkasındaki kanlı Drakula yüzünü saklamak için çok uğraşmasınlar. Her şehit haberi, her patlayan bomba, kaçırılan, dağa kaldırılan her genç onların seçim çalışması haline gelmiş, ne yazık ki. Hayallerimizde Türk-Kürt çatışmasını körükleyip oy kapmaya çalışan lider de asla olamaz, olmayacak.

Biz, bu kadarını hayal dahi etmemiştik. Cumhurbaşkanımız Erdoğan ve Başbakanımız Davutoğlu liderliğinde kendi savaş uçaklarımızı, uydumuzu yapacağımızı, Kıbrıs’a su götüreceğimizi, yerli otomobilimizi üreteceğimizi, deniz altından metrolar geçireceğimizi hayal bile etmemiştik. Başörtülü, başörtüsüz, Türk, Kürt, Alevi, Sünni tüm mazlumların, tüm insanlığın barış ve kardeşlik içerisinde eşit ve özgür yaşayacağı bir Türkiye’yi, İsrail’e “One Minute”, BM’ye “Dünya 5’ten büyüktür” diyebilmeyi hayal bile etmemiştik. Hayallerimizi hiçbir paralele, hiçbir ihanet şebekesine, hiçbir terör örgütüne kaptırmayacağız !!!

KANLI MENEMEN

 Cilalı parlak, cici çocuk Selahattin Demirtaş, şimdi de öğrenci evinde,” öğrencilerle birlikte menemen yapıp yedi. “Ben aslında havyar severim” demedi.” Ben menemeni de aslında kanlı, patlamış, parçalanmış cesetli severim” de demedi. Saz çalan türkü söyleyen barış güvercini imajından sonra bu görüntüsü de çok inandırıcıydı. Keleşli, Öcalan posterli fotoğraflarını da unuttuk gitti.

IŞID BELASI

"Türkiye PKK belasından da IIŞID Terör örgütünden de kurtulmalıdır" dedikçe biz, IŞİD, paralel ve Doğan medyası tarafından hükümet destekli bir örgüt gibi gösterilmeye devam ediyor. Maksatları belli. Paralelleri onaylamayan tüm Müslümanları Işidçi diye tutuklatıp etkili bir cadı avı başlatmak niyetindeler. Bu fırsatı onlara asla vermeyeceğiz.