1910’ lu yıllarında; Isparta Belediye Başkanı, Pazar ağalığı, Ticaret Odası Başkan aynı kişidir. Şimdi de sülalesinin Isparta da yaşadığı bilinen Arapzade’ dir.
Isparta pazarlarının tam anlamıyla kontrolünü sağlar.
Isparta Valisi (Mutasarrıfı) Nazmi bey, Isparta Kadısı Çırpanlı Zade Hoca Şükrü Efendi de kendisine yakınen halkın düzenli mevsimlik sebze ve meyvelerden faydalanması konusunda yardımcı olmaktadırlar. Lağım sularının aktığı bölgede yetişen sebze ve meyvelerin halka sunanlar hakkında keskin kararlar getirilir. Öyle ki: Isparta sancak ili dışına ailesiyle birlikte sürgün edilmesi kararları bile verilirdi.
Isparta merkezinde bir ziraat okulu ve numune bahçesi kurulur. Yetiştirilen sebze ve meyvelerin , fukaralıkları tespit edilen ailelere düzenli meyve ve sebzelerin sepetler içinde evlerine dağıtılmasına başlanır.
Isparta da her hafta kurulan iki “Pazar” kurulması esas olarak benimsendi. Birincisi Kaymakkapı merdanında Çarşamba günleri kurlan pazarla beraber, Isparta Rumlarının Cumartesi Isparta Çayboyu bölgesinde Gimon Elmalıoğlu, Avram Kahramanoğlu evi önünde kurulan Pazardan bahsedebiliriz.
Pazarağası Arapazade Rum tüccarlarının katkılarıyla oluşan bir “Pazar Fonu” kurar. Bu fondan durumu iyi olmayan pazarcı esnafı ailelerine yardımlar yapılmaya başlanır.
Belediye, Kadılık ve Ziraat okulu hocalarından bir kurul oluşturlarak; pazarcı esnafının kantar, okka gibi tartı aletleri, Pazar mallarının sağlık şartlarında taşınması ve satılması konusunda sık kontrol ekipleri oluşturlur. Taş okka kullananlar cezalandırılır.
Hileli mal satan esnaf değişik vakitlerde iki defa dini, ahlâki söylemlerle uyarılır. Üçüncü kez hata yapan esnaf esnaflıktan çıkarılır. İlk Cuma namazından sonra, şayet o esnaf Rum veya Ernai cemaatinden ise Pazar günü; Kilise ayinlerinden sonra hatalı esnaf semersiz eşşeğe bindirilir.
Boynuna, Eski alfabeyle, Rum ve Ermeni cemaatinden se esnaf Karamanlıcası Türkçe- Rumcasıyla karışık suçu yazılır. Hacı Evran (Çelebiler), Camiatik (Pazar Mahallesi) Gazi Kemal, Kutlubey, Çarşı, Tuz pazarı, Hacıelfi mezarlığı boyunca götürülür.
Sonra mutlaka, Piri Efendi Mezarlığı bölgesine getirilir. Eşeği yedeyen rehber bağırarak; “Ey kul işte hepimizin en son Allah’a teslim olacağımız yer, Eşhedu En La İlâhe İllâllah Ve Eşhedu Enne Muhammeden Abduhu Ve Resuluhu ” der, döner. Hilekar Pazarcı Ermeni cemaatin den ise; Ermeni mezarlığına (Şimdiki Vergi dairesi, Müze bölgesi) getirilir.
Şayet pazarcı esnaf Rum cemaatinden ise; Öküzbattı çeşmesi, Rum mezarlığı, Aya Tiyadoros kilisesi çevresin de dolaştırılır. Suçlunun “Hz. Muhammed ve Hz. İsa rehberimiz” şeklinde tekrarlar yaptırlır. Sonuçta Isparta pazarlarına getirilen mevsime göre sebz, meyvelerin fakir, ve varlıklının faydalanması sağlanır.
Ziraat Okulu Başkanı Rumelili Rifat bey her daim şehre giren ayrıca Mevlevî haneye, diğer medrese kilerlerine getirilen sebze ve meyveler de şehir girişinde denetlenir.
Ara günlerde de Isparta hanlarının bir bölümünde (caddeye bakan) mevsime has meyve ve sebzeler mutlaka bulundurulur. Pazaryerine getirilen sebze, meyvelerin geldikleri yer, yetiştirlmeleri hakkında Pazar tellaları tarafından (bağırarak) satılan meyve, sebzeler hakkında alıcılara bilgi verilir.
Alışverişler Osmanlı gümüş akçeleriyle veya diğer ayni “aşış-veriş” adı verilen tegiş-tokuş usülüyle yapılır. Pazarların asayişlerini Çay ve Ferahiye karakollarından gelen görevliler sağlarlardı.
Her pazarcı esnafı alış-veriş durumuma göre akşamüstü Pazarağası Fonu’ na gönlünden kopanı bırakarak; fakir-fukara, yaşlı yoksulların da zebze ve meyvelerden yararlanmaları sağlanır.
Araştrm: Bayram AYGÜN-Emenli Öğretm, Köşe yazarı. 2017 Isparta